-Fransa'nın eş başkanlığını tartışmamız lazım ANKARA (A.A) - 28.01.2012 - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin, Fransa'nın Minsk Grubu eş başkanlığını artık tartışmaya başlayacağını belirterek, ''Kendi parlamentosunda böylesine bağnaz bir tutumu takınan bir hükümetin böyle bir rolü nasıl oynayabileceğini biz soracağız'' dedi. Davutoğlu, CNN Türk televizyonunda katıldığı bir programda, Fransa senatosunun aldığı karar ile Irak ve Suriye gibi konuları değerlendirdi. Fransız senatosunun 1915 olayları ile ilgili yasa tasarını kabul etmesinin ardından Türkiye'nin sabırla ve soğukkanlılıkla beklediğini kaydeden Davutoğlu, ''İnsan, doğasına, tarihin doğasına, hukukun doğasına aykırı olan şey yaşayamaz. Mutlaka aklı selim sahibi insanlar bu üç şeye aykırı olan bir düzenlemeyi tartışma konusu yapacaklardır'' diye konuştu. Yasanın çıkması halinde ''Fransa'daki kütüphanelerde 1915 olaylarını soykırım olarak nitelemeyen kitaplar toplatılacak mı, Paris meydanında yakılacak mı'' diye soran Davutoğlu, bu üç doğaya da aykırı olan düzenlemeye karşı aklı selim sahibi Fransız senatörlerinin ve meclis üyelerinin harekete geçtiğini hatırlattı. ''Biz onlara müteşekkiriz'' diyen Davutoğlu, yasanın Anayasa Konseyi'ne götürülmesi için gerekli 60 imzanın toplanacağı konusunda ümitli olduğunu, yasa çıksa bile yaşama şansı olmadığını savundu. Davutoğlu, ''Sarkozy'yi herkes biliyor. Ama şu anda Fransız senatosunda ve Fransız meclisinde bu imzaları toplamaya çalışan isimsiz kahramanları biz unutmayacağız. Bilinmediği için isimsiz diyorum ama isimlerini biz iyi biliyoruz. Onlar sadece Fransız hukukunun onurunu, Fransız meclisinin onurunu değil, AB değerlerini de korumaya çalışıyorlar'' şeklinde konuştu. Avrupa için en büyük tehlikenin aşırı sağcı, İslamofobik tutum olduğunu ifade eden Davutoğlu, ''Fransa'da bu siyasetin üst seviyelerine kadar sızmış bir zihniyet. Önemli olanın bu tehlike trendinin sürecek olması ihtimali'' ifadelerini kullandı. Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti: ''Beni burada en çok sükut-u hayale uğratan, AB'nin sessizliğidir. Amerika Birleşik Devletleri bugün net bir tutum aldı. Halbuki değerleri bakımından AB'yi AB yapan, Avrupa'yı Avrupa yapan değerler, bu değerlerdir. Fikir özgürlüğü, ifade özgürlüğüdür.'' Davutoğlu, böyle bir kanunun çok daha hafifi, herhangi başka bir aday ülkede, Türkiye'de çıkmış olsaydı AB'nin bunu raporlarına yazacağını, bunu gündeme getireceğini ve bunu ön şart yapacağını belirterek, Türkiye'nin AB'den müeyyide uygulamasını beklediğini söyledi. Davutoğlu, ''Buradaki esas plan Türkleri Nazileştirmektir, yani Avrupa kültürünün dışında bir yere mahkum etme çabasıdır. Biz buna izin vermeyeceğiz'' dedi. -Fransa'nın Minsk Grubu eş başkanlığı- Bakan Davutoğlu, bir soru üzerine, Ermenistan'ın Karabağ topraklarının yüzde 20'sini işgal altında tuttuğunu hatırlatarak, ''İşgal edilen topraklar, bizim topraklarımızdır, biz öyle görürüz. Ben Azerilerin Fransa senatosunun kararını ortak mesele olarak idrak ettiklerinden eminim'' diye konuştu. Karabağ ile ilgili olarak 1992'de kurulan ve Türkiye'nin de üye olarak yer aldığı Minsk Grubu'nun ABD, Rusya ve Fransa olmak üzere 3 eş başkanı olduğunu dile getiren Davutoğlu, Fransa'nın eş başkanlığının tartışmaya açılmasının gerektiğini vurguladı. Minsk Grubu'nun diğer üyelerinin sürece aktif olarak katılamadığını belirten Davutoğlu, ''Rusya'yı anlıyoruz, çünkü belli bir coğrafi yakınlık var. ABD de 1990'lı yılların önemli süper gücü. Fransa'nın burada hangi rolü oynadığını bizim sormamız lazım artık'' ifadelerini kullandı. Davutoğlu, şöyle konuştu: ''Azerbaycan-Ermeni ihtilafından öyle veya böyle etkilenen iki millet varsa biri Ruslardır, biri Türklerdir. Türkiye bu sürecin içinde olmayacak, Fransa bu sürecin içinde olacak ve Fransa Cumhurbaşkanı Ermenistan'a gidecek. Sarkozy iki gün Ermenistan'da kaldı, Azerbaycan'da birkaç saat kaldı. Çok açık bir şekilde taraf tuttuğunu gösterecek. Türk topraklarına dönüp haddi olmadan Ağrı Dağı'nı gösterecek, sonra da eş başkan olarak ara bulucu rolünü oynayacak. Ben ara bulucuk yapmış bir insan olarak söylüyorum, böyle bir ara buluculuk misyonunu yerine getirmesi mümkün değil. Bunu biz bundan sonra da tartışacağız. Kendi parlamentosunda böylesine bağnaz bir tutumu takınan bir hükümetin böyle bir rolü nasıl oynayabileceğini biz soracağız. Minsk Grubu üyesi olarak soracağız her şeyden önce. Sonra da yüzde 20'si işgal edilmiş olan kardeş Azerbaycan'ın hukuku adına soracağız. Artık bunu tartışmamız lazım.'' Minsk Grubunun hiçbir çözüm üretmediğini ifade eden Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin bunu sorgulamasının doğal olduğunu, Fransa'nın tarafsızlığını yitirmiş bir eş başkan konumunda bulunduğunu söyledi. Davutoğlu, ''Ya Türkiye de o masada o eş başkanlar arasında olmalı, çünkü biz etkileniyoruz buradan ya da Fransa da olmamalı. Bizim Türkiye olarak tutumumuz budur'' şeklinde konuştu. Davutoğlu, ''Bizim kaderimizi ilgilendiren bir konuda, bölgesel bir konuda bizim sözümüzün olmadığı, ama konuyla son derece ilgisiz ve tarafgir bir ülkenin sözünün olduğu bir konjonktürü kabul edemeyiz. Bunu AGİT'te de gündeme getireceğiz. Bu bizim haklı ve doğal beklentimizdir'' dedi. -''2015, tarihlerden bir tarihtir''- 2015 tarihi için Ermeni lobilerinin büyük bir hazırlık içinde olduğunun hatırlatılması üzerine Davutoğlu, 2015 tarihinin bir mit haline dönüştürülmemesi gerektiğini kaydederek, ''2015, tarihlerden bir tarihtir'' diye konuştu. Türkiye'nin 2011 ile 2023 yılları arasında bölgesinde bir barış havzası oluşturma hedefi koyduğunu dile getiren Davutoğlu, 2015 yılında bir ''Kafkas Barışı''nın nasıl inşa edileceği konusunda hedeflerin oluşturulması, 2015 yılının intikam hisleri yerine dostluk ve barış yılı olarak görülmesi gerektiğini dile getirdi. -Ortadoğu konusu- Davutoğlu, Ortadoğu konusunda ise Fas'tan Mısır'a kadar olan coğrafyada seçimler yapıldığını hatırlatarak, bu coğrafyadan çok ümitli olduğunu söyledi, ancak Irak, Suriye, Lübnan ve güneyde İran Körfezi'ne doğru uzanan bölgenin çok kritik bir coğrafya olduğunu belirtti. Davutoğlu, ''Önümüzdeki dönemde bu coğrafyada yaşayan herkes, ister devlet adamı olsun, ister ulema olsun, ister akil insan olsun, fikir önderi olsun, herkesin başını iki elinin arasına alıp gece gündüz düşünmesi lazım'' şeklinde konuştu. Buradaki kritik ülkenin Irak olduğunu dile getiren Davutoğlu, ''Irak, bir küçük Ortadoğu'dur'' ifadesini kullandı. Davutoğlu, Irak'ta seçimlerin ardından kurulan hükümette her kesimin temsil edildiğini ve bu hükümetin meşruiyetinin zirve yapacağı zamanın aslında ABD güçlerinin çekildiği gün olması gerektiğini ifade ederek, halbuki aynı gün Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi aleyhindeki dosyayı açarak, birçok lideri aynı anda karşısına alacak bir hamle yaptığını söyledi. ''Bizi temelde rahatsız eden budur' diyen Davutoğlu, ''Yoksa bir Şii-Sünni bloklaşması anlamında bizim Irak'ta taraf olmamız söz konusu değil'' ifadelerini kullanan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin kaygısının Irak içindeki bir kutuplaşmanın bütün bölgeye sirayet etme ihtimali olduğunu kaydetti. Türkiye'nin Suriye'de Beşşar Esad'a karşı çıkmasının nedeninin Esad'ın mezhebi kimliği ile ilgili olmadığının altını çizen Davutoğlu, ''Sünni Saddam'a niçin karşı çıktıysak, Nusayri Beşşar Esad'a da zulüm ettiği zaman karşı çıkarız'' dedi. Beşşar Esad'ın Türkiye'nin ve Arap Birliği'nin güvenini kaybederek yalnızlaştığını dile getiren Davutoğlu, ''Sayın Esad ile bir yol yürümeye çalıştık. Aylarca çaba sarf ettik. Tabii olmayınca, onun da yalnızlaşacağı hissini alması lazımdı. Bugün Suriye'ye en yoğun desteği verdiği düşünülen Rusya, daha iki gün önce kendileriyle görüştük, Suriye'deki bu yöntemleri doğru görmüyorlar'' diye konuştu. Davutoğlu, ''Bu şekilde halkına zulüm eden bir lider, bir yönetim, sadece lider olarak da söylemiyorum, çünkü Beşşar Esad'ın gücünü aşan bir otokratik yapı var, bu şekilde gücünü koruması ve sürdürebilmesi mümkün değil'' ifadelerini kullandı.