T24 - Fransa'nın en büyük liman kenti Marsilya camisinde ezan sesi yerine günde beş vakit yanıp sönecek olan gece kulüplerindeki gibi mor ışıklar kullanılacak.
İsviçre’de yeni minarelerin inşa edilmesi referandumla yasaklanırken, Fransa’nın Marsilya kentinde aynı anda 7 bin kişinin ibadet edebileceği bir cami yapılmasına karar vermesi İslam dünyasında sevinç yaratmıştı.
Ancak, 2010’un nisan ayında temeli atılacak Marsilya Büyük Camii’den ezan sesinin duyulmayacak olması sevinci üzüntüye dönüştürdü. Cami minaresinden ezan sesi yerine, günde beş kere mor ışık yanacak. Işık renginin İslam’ın rengi olan yeşil renginde olması beklenirken, Marsilya’nın bir liman şehri olması ve deniz fenerlerinde yakılan sinyal ışığının da yeşil olması sebebiyle, minare ışıklarının mor olmasına karar verildi. Camiye gece kulübü renklerini anımsatan mor rengin uygun görülmesi, Marsilya Büyük Cami Derneği Başkanı Nureddin Şeyh tarafından “asimilasyon’’ olarak değerlendirildi.
'İslam korkusu, bütün korkuları ortaya döktü'
Avrupa'da giderek artan İslam karşıtlığını inceleyen International Herald Tribune gazetesi, "Minarelerin gölgesinde: Avrupalıların İslam korkusu" adlı bir yazıda son zamanların tartışmalı kavramları olan asimilasyon ve yabancı düşmanlığı konularına geniş yer verdi.
Gazete, Marsilya camisi örneği üzerinden asimilasyon politikalarına değindi. Marsilya camisinde ezan sesi yerine günde beş vakit yanıp sönecek olan mor ışıklar kullanılacak. Diğer renklerin başka kurumlar tarafından kullanılması nedeniyle mor tercih ediliyor. "Mor ışık böylesine zarif bir yapıya gece kulübü görünümü vermez mi? Bu asimilasyon sayılmıyor mu?" soruları üzerine Marsilya Cami Derneği Başkanı Nurettin Cheikh, "Sanırım öyle, bu asimilasyonun iyi bir sembolü." diye cevap verdi.
Uzmanlar özellikle 11 Eylül olayları, Madrid'deki trene yapılan bombalı saldırı ve İslâm karşıtı Hollandalı film direktörü Theo Van Gogh'un öldürülmesi gibi olaylar neticesinde artan yabancı düşmanlığının Müslümanlar arasında karşı-tepki doğurduğu ve özellikle genç Müslümanlar arasında kine yol açtığı görüşünü savunuyor.
Marsilya Müslümanları Birleşik Konseyi üyesi yazar Youcef Mammari, minareler ya da ulusal kimlikler üzerine yapılan tartışmaların birçok Fransa doğumlu Müslüman'ı kızdırdığını ve onları savunmacı bir çizgide bir araya topladığını söylüyor. Fransa'daki ırkçılığın Arap karşıtlığından Müslüman karşıtlığına kaydığını ve bunun berbat bir gerileme olduğunu düşünen Mammari, "Müslümanlar saldırıya uğradıklarını düşünüyorlar. Bugün bir Müslüman'ın seküler, ılımlı ya da radikal Müslüman olması tartışılmıyor, sadece Müslüman olmaları yeterli." dedi.
Haberde Fransa Ulusal Araştırma Merkezi'nde İslam ve göç konuları üzerine çalışan Vincent Geisser'ın ise Marsilya camisi gibi yapıların Avrupa'da daha derinden İslam'ın varlığını simgelediğini ve bu durumun geçici olan şeylerin zamanla iyice yerleşmesi ve kök salması anlamına gelebileceğini düşündüğü kaydedildi. "İslam korkusu, bütün korkuları ortaya döktü" diyen Geisser "Avrupalılar ulusal kimliklerinin zarar görmesinden ve sonsuza kadar değişecek olmasından korkuyorlar" dedi.