Dünya
Deutsche Welle

Fransa’da da 'Yerli Elma Ye' kampanyası

AB ile Rusya'nın karşılıklı ambargo uygulaması sonucunda Fransa'da elma üreticileri on milyonlarca euro kaybetti. Çözüm olarak "Yerli Elma Ye" kampanyası başlatıldı.

04 Mayıs 2015 23:28


Elma, Ukrayna krizi nedeniyle AB ile Rusya arasındaki karşılıklı ambargonun sembolü haline geldi. Ağustos 2014’te başlayan ambargonun ardından yapılan ilk bilançolar, Polonya’daki kadar olmasa da Fransa’da da elma üreticilerinin kaybının on milyonlarca euro olduğunu gösteriyor.

Avrupa elma üreticileri Rusya’nın AB’ye misilleme ambargo haberini 6 Ağustos 2014 tarihinde Türkiye’de toplantı halindeyken öğrendiler. Toplantıya katılan Fransız Elma ve Armut Üreticileri Derneği Başkanı Daniel Sauvaitre, ambargo haberi gelmeden önce AB içinde 2014 için 12 milyon tonluk rekor üretimin ilan edildiğini, bunun da tüm üreticileri memnun ettiğini söylüyor. Ancak Rusya’nın misilleme kararının duyulmasıyla birlikte toplantının adeta kabusa döndüğünü hatırlatıyor.

En fazla elma ithal eden ülke Rusya

Nedeni basit: Yaklaşık 140 milyon nüfusa sahip Rusya dünyada en fazla elma ithal eden ülke olma özelliğine sahip. Yılda ortalama 1 milyon 200 bin ton olan bu ithalatın 800 bin tonu AB ülkelerinden tedarik ediliyor. Dünyanın en büyük elma üreticisi olan Polonya, tek başına Rusya’ya 500 bin tondan fazla elma satıyor. En azından Rus ambargosu öncesinde öyleydi.

Polonya gibi olmasa da AB’nin en önemli tarım-gıda endüstrisine sahip Fransa’da da elma üreticileri ambargodan dertli. Fransız üreticiler, Rusya’nın ambargo kararı sonrasında bir yandan bu ülkeye sattıkları yıllık ortalama 45 bin ton elmayı ne yapacakları konusunda kendilerini sorgularken, bir yandan da Polonya’nın, elinde kalan elmayı Fransız piyasasında düşük fiyata satma olasılığı üzerinde düşünmeye başlamışlardı. Ancak korkulan olmadı. Fransız pazarı Polonya elmasının “istilasına” uğramadı. Fransız üreticiler bu durumu Polonya elmalarının “Fransız damak tadıyla uyumlu olmamasına” bağlıyor.

Polonyalı üreticiler, Fransız pazarına yüklenmese de elma stoğunu elden çıkaramama kaygısıyla Avrupa pazarında fiyatları kırdı. Polonya elması kendisine Alman ve İngiliz pazarlarında yer buldu. Daniel Sauvaitre, bu durumun genel olarak piyasada fiyatların ortalama yüzde 6 oranında düşmesine neden olduğunu söylüyor. Fransa’nın belli başlı elma üretim merkezlerinden olan Limousin bölgesindeki elma kooperatiflerine göre, Ağustos 2014’ten bu yana ülkedeki 4 bin 500 üreticinin kaybı yaklaşık 150 milyon euro. Kooperatifler, ambargonun devam etmesi ve bu yılki rekoltenin kötü olması halinde, Fransa genelinde doğrudan 40 bin kişi istihdam eden sektörde çok sayıda işletmenin iflas edebileceğini de söylüyorlar.

Yüzde 10'luk tüketim artışı

Fransız Elma ve Armut Üreticileri Derneği, bu perspektifi de dikkate alarak, Polonya’da olduğu gibi “Yerli Elma Ye” kampanyası yürütüyor. Kampanya, Polonya’daki gibi ünlü siyasi ve sanatçılarla yapılmıyor. Fakat daha şimdiden sonuç alındığı söylenmekte. Kampanya için bugüne kadar 800 bin euro harcandığını kaydeden Daniel Sauvaitre, Fransızların “yurtsever” tutumları sayesinde yılbaşından bu yana yerli elma tüketiminde yüzde 10’luk artış gözlemlediklerini belirtiyor.

Bu iyimser tabloya rağmen, Fransa’da elma üretimi konusundaki konjonktür öngörüleri pozitif sayılmaz. Fransız Tarım Bakanlığı, ülkede elma üretiminin, son 5 yıl referans alındığında, gelecek üç yıl boyunca yılda yüzde 8 oranında azalacağını öngörüyor.

AB Komisyonu'ndan destek paketi

Avrupa Birliği Komisyonu da Avrupalı elma üreticilerine destek amacıyla 130 milyon euroluk yeni bir destek paketi açıkladı. Bu paranın büyük bölümü AB tarım ürünlerinin AB içi ve AB dışındaki promosyonunda kullanılacak.

Rus ambargosunun kurbanı Avrupalı elma üreticileri için bir diğer teselli de dünya elma pazarındaki büyüme. Son veriler dünya elma pazarının hacim olarak yüzde 2.3, değer olarak ise yüzde 4 büyüdüğünü gösteriyor. Fransız üreticiler şimdi Çin, Hong Kong, Singapur, Cezayir ve Körfez ülkelerine yönelmekte. Son bir yılda Fransa’nın elma ihracatı Cezayir’e yüzde 13, Birleşik Arap Emirlikleri'ne yüzde 23, Suudi Arabistan'a yüzde 28, Hong Kong'a yüzde 31, Singapur'a ise yüzde 63 arttı.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle