‘Dibi amma görünmez krizmiş’
ABD’de konut sektörü krizinin reel sektördeki yansımalarıyla birlikte sürmesi ve ABD hükümetinin ‘şirket kurtarmayacağım’ mesajı, Osman Arolat için Türkiye’nin de dibi göreceği anlamını taşıyor.
Amerika'da 2007 yılında konut piyasasında başlayan kriz için zaman zaman ‘Dibi göründü’ ‘Amerikan hükümeti yeni banka batmasına müsaade etmez’ yorumları yapıldı. Ama görüldü ki Wall Street'in iki önemli kuruluşu 158 yıllık Lehman Brothers kurtarılmadan iflasa terk edilirken, 94 yıllık Merrill Lynch de Bank Of America'nın satın almasıyla kurtulabildi. Bu birçok kişiye ‘Dibi amma görünmez krizmiş’ dedirtiyor.
Dünya gazetesi yazarı Osman Arolat için de bu krizin henüz dibi görünmüyor. Dibi görünene kadar bu krizden Türkiye’nin de olumsuz etkileneceğini söyleyen Arolat, hükümeti uyararak, krizin bitmediğini, kendimize gelmemiz gerektiğini ifade ediyor.
Amma görünmez dipmiş...
Mart ayında Amerikan Merkez Bankası'nın yatırım bankası Bear Stearns'ü 30 milyar dolarlık bir operasyonla kurtarmasının ardından esen iyimser hava "ABD'de krizin dibi görüldü" değerlendirmelerini beraberinde getirmişti. Oysa o dönemde FED eski başkanlarından Paul Walker "Yasalara aykırı kurtarıldı" değerlendirmesini yapmıştı. Ardından iki konut finansman şirketinin ( Freede Mac ve Fanye Mac) iki hafta önce çöküşleri gelse de ABD'de yeni banka batışları beklenmiyordu. Ama bu kez iki devin 158 yıllık Lehman Brothers'ın kurtarılmadan iflasa terk edilmesi ve zora düşen 94 yıllık Merrill Lynch'in Bank of America tarafından 50 milyar dolara satın alınması geldi. Buna tepki doğal olarak "Amma dibi görünmez krizmiş" denmesine ve yeniden "Dip ne zaman olabilir?" sorusuna yol açtı.
Görüştüğümüz uzmanlar "Sadece iki büyük yatırım bankası kaldı. Onların durumu 2009 Martı'na kadar belli olur. Ama mali piyasada krizin derinleşmesi son bulsa da bunu tetikleyen esas konut sektörü krizi sürüyor ve krizin reel sektördeki yansımaları devam eder" yorumunda birleşiyorlar.
Bundan çıkarılacak sonuç: "Amerika'da daha ne krizin bittiği ne de dibinin göründüğü." Uzmanlara göre bir başka çıkarılabilecek sonuç da "Amerikan yönetimi artık şirket kurtarmayacağı" mesajını veriyor. Şirketlerin Arap fonları tarafından satın alınmaları da istenmiyor ve onların da önü kesiliyor. Bir başka değerlendirme de Amerikan hükümetinin karar almakta zorlandığı ve benzer konularda farklı kararlar alabildiği. Buna örnek olarak da Bear Stearns kurtarmasının ardından Lehman'ın da benzer şekilde kurtarılmasının beklentisine yol açmış olması gösteriliyor.
Avrupa'da ise banka batmalarına müsaade edilmiyor. Comers'ın Dresdner'i satın almasının ardından, son olarak Deusche Postbank'ı satın aldı. Alman hükümetinin tutumu da bunu etkiliyor. Ama Amerika'daki krizin Avrupa'da etkilerinin olacağı konusunda birleşiliyor.
Peki, bu gelişmeler bize ne söylüyor?
Bize önce krizin bitmediğini, kendimize gelmemiz gerektiğini söylüyor. Uzmanlar Avrupa'daki etkiler de doğal olarak bizim reel sektörümüz üzerinde olumsuz etki yaratacak. Büyümede duraklama yaşanabilecek, enflasyon artabilecek, uluslararası kredi imkanları daralacak, yabancı sermaye girişleri azalacak. Kısaca biz de dip görünene kadar olumsuz etkilenmeye devam edeceğiz. Bu olumsuzlukta bizim açımızdan iki önemli iç sorun da söz konusu. Bunlardan biri uzun süredir ekonomik istikrar getirecek kararlar alınmıyor. IMF ilişkileri bile çok uzun süredir askıda tutuluyor. Öte yandan siyasal istikrarı bozucu yolsuzluk tartışmalarından, medya-hükümet çatışmasına kadar birçok olumsuzluk devam ediyor. Zaten piyasalarda ciddi sorunlar yaşanırken, böylesi uluslararası krizin dibinin ne zaman görüleceğinin bilinmemesi ve yurtiçindeki gelişmeler bizim reel sektörümüzde de yeni olumsuzluklara yol açabilecektir...
Osman Arolat
Dünya Gazetesi
16 Eylül 2008