Ekonomi

Financial Times'tan Türkiye ekonomisi yorumu: Bir adım ileri, iki adım geri

"Türkiye hükümetinin çözmesi gereken problem şu...”

15 Ekim 2018 17:57

T24 Haber Merkezi
Çeviri: Gonca Tokyol

ABD’li rahip Andrew Brunson’ın ‘terör örgütüne destek’ ve ‘casusluk’ suçlamalarıyla yaklaşık 2 yıl cezaevinde, daha sonra da ev hapsinde kalmasının ardından cuma günkü duruşmada 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılarak serbest bırakılmasıyla birlikte Türk Lirası’nın ilk olarak dolar karşısında değer kazanmasını, sonrasında ise kazançlarını geri vermesini değerlendiren Financial Times, Türkiye’nin ekonomi konusunda ‘bir ileri, iki geri gittiği’ yorumunda bulundu.

ABD’li rahip Brunson’ın serbest bırakılmasının Türk varlıklarına yönelik bir iyimserlik yarattığını ve 10 yıllık devlet tahvillerinin yaklaşık yüzde 12 değerlendiğini hatırlatan FT, Türk Lirası’nın da ilk etapta ABD Doları karşısında yüzde 3’e yakın değer kazandığını ancak gün sonuna kadar bunun çoğunun geri verildiğini belirtti. “Peki ne oldu” diye soran Financial Times’tan Colby Smith, Türk yetkililerin birkaç ‘ekonomik geri adım’ attığını ifade etti.

“Türkiye hükümetinin çözmesi gereken problem şu” diyen Smith, makalesinin devamında şunları söyledi:

"Ağustos ayında Trump yönetimi iki üst düzey Türk hükümeti yetkilisine (İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül/T24’ün notu) yaptırım uyguladı ve sonrasında ABD’ye çelik ve alüminyum ithalatına yönelik vergileri ikiye katladı. Baskı, Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan’ın ekonomik ortodoksluğu reddetmesinin kışkırttığı kur krizinin ardından geldi. O dönemde, lira dolar karşısında neredeyse her gün yeni bir rekor düşük seviyeye geriliyordu.

Merkez Bankası'nın bağımsızlığını 'kısmen' kazanmasının ardından neler oldu?

"Eylülde, işler yukarı iyiye gidiyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın politika faizinin ‘istismar aracı’ olduğu yönündekin sert çıkışından saatler sonra, temmuzda faizi artırmayı reddetmesinden beri güvenilirlik problemi yaşayan Merkez Bankası, piyasaları şok ederek faizi yüzde 24 oranında, 625 baz puan artırdı. Yatırımcıların yere göğe koyamadığı bu hamle, Merkez Bankası’nın bağımsızlığını kısmen de olsa sağlayabileceği yönündeki umutları geri getirdi.

"Devamında aynı zamanda Erdoğan’ın damadı olan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın piyasalarda güveni sağlamak için gösterdiği yol geldi. Londra ve New York’ta yatırımcılarla buluştu ve kamu harcamalarını yaklaşık 10 milyar dolar kese sözü verdi; daha düşük ve sürdürülebilir bir büyümeden yana olduğunu söyledi. Aynı zamanda da yeni ekonomik programın uygulanmasına yardım etmesi için ABD’li danışmanlık firması, ‘yatırım dünyasının sevgilisi’ McKinsey & Co’yu işe aldı. Günler içinde, durumla ilgili gelişmeler çorap söküğü gibi gelişti.

"İlk önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan son 15 yılın en yüksek düzeyine çıkarak yaklaşık yaklaşık 25’e ulaşmasının ardından enflasyon rakamlarını belirleyen TÜİK’in başkan yardımcısını (Enver Taştı) görevden aldı.  

"Daha sonrasında bakanlarına Batı’yla bağlantısı nedeniyle McKinsey ile olan bağlarını koparmaları emrini verdi. “Böyle bir şeye gerek yok” dedi: Biz bize yeteriz.

"Erdoğan, daha sonrasına da durum kötüleşirse ekonomi için hayati öneme sahip olabilecek bir bağı da engelledi: IMF. Bir konuşmasında Türkiye ekonomisinin ‘IMF defterini kapattığını ve bir daha açmayacağını’ söyledi.

"O açıklamanın hemen ardından Erdoğan yeni ekonomi politikaları komitesinde yer alması için ortodoksluktan uzak danışmanlar seçtiğini duyurdu. İçlerinden ikisi, daha önce IMF’nin önerilerinin ‘tam tersi’ çıkışlarda bulunmuşlardı.

"Albayrak'ın enflasyon planı tamamen kaçıkça"

"Son olarak ise Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, enflasyonla mücadele programını açıkladı. GAM’dan Paul McNamara, Financial Times’a yaptığı açıklamada enflasyonla mücadele programını ‘tamamen kaçıkça’ olarak nitelendirdi. Fiyatları hizada tutmak için Albayrak şirketlerden yüzde 10 indirime gitmelerini istedi ve esnaftan da benzer bir talepte bulundu. Bu dükkanları bulmak için, Türklerin ‘özel bir logo’ya sahip olup olmadığını görmek için camdan içeri bakmaları gerekiyordu.

"Türkiye büyük ihtimalle başarısız olacak"

Londra merkezli Bluebay Asset Management Stratejisti Timothy Ashe göre ise plan ‘Madura ve Chavez yönetimi altındaki Venezuela’dan bir tutam’ taşıyor. Ve hepimiz bunun nasıl sonuçlandığını biliyoruz. Reforma açık danışmanlar zemin kaybettikçe, bunun Türkiye’ye yönelik etkileri yıkıcı olacak diyen Ash, ülkenin ‘yarı pişmiş’ politikalarını uygulamaya devam ederek ‘işin içinden bir şekilde çıkması' gerektiğini düşünüyor ve ekliyor: Ancak Türkiye’nin halihazırda yüz yüze olduğu zorluklar göz önüne alındığında düşe kalkarak ilerlemek yeterince iyi değil ve büyük ihtimalle başarısız olacak.


*Financial Times’ta yayınlanan Colby Smith imzalı analizin orijinalini buradan okuyabilirsiniz.