Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi İktisat dersi final sınavında, “İktisadi adam ölümcül bir kaza atlatıldıktan sonra sedyeyi kirletmemek için ‘çizmemi çıkarayım’ der mi? Ya da bunu diyen insanları çoğaltmak için nasıl bir ekonomik sistem önerirdiniz” diye bir soru yer aldı.
Maltepe Üniversitesi, Hukuk Fakültesi İktisat Dersi Final sınavında Soma’da yaşanan faciadan kurtulan ve ambulansta “çizmemi çıkarayım mı sedye kirlenmesin” diyen işçi soruldu. Yardımcı Doçent, hazırladığı sınav sorusuna “bu alışık olduğunuz sınavlardan biri olmayacak” diye başladı.
İşte o final sorusunun tam metni:
“Sizleri baştan uyarmak isterim ki, bu alışık olduğunuz sınavlardan biri olmayacak. Ve bahse girerim ki okuyacağınız dünyanın en uzun final sorusu olacak. O nedenle sizlerden biraz sabır biraz da hassasiyet talep ediyorum. Zira bu sınav aynı zamanda, bir iktisatçı olarak yaptığım ilk günah çıkarma olacak…
Günah listem uzun;
İktisat biliminin ortaya çıkması için “homo economicus”un (çıkarlarını kollayan adam) sahneye çıkmasını beklediğini söylerken, bunun iyi bir şey anlamına geldiğini ima etmiş olma ihtimalim için,
Daha ilk günden sizlerle iktisadın tanımını yaparken “sınırsız ihtiyaçlar”, “sınırlı kaynaklar”dan dem vurarak, ihtiyaçların değil, isteklerin sınırsız olduğu kısmının altını yeteri kadar çizmediğim için, (örnek: telefon ihtiyacı mı IPhone 5 isteği mi?)
Üreticilerin amacının kar maksimizasyonu olduğunu, bunu da ancak fiyat artışı ya da maliyet düşüşü ile olabileceğini söyleyerek kardan daha önemli şeyler olduğunu belirtmediğim için,( maliyetleri düşürmek adına maden ocağında, yüzlerce ocak söndü zira),
Tüketicilerin amacının fayda maksimizasyonu olduğunu söyleyip hayatta kendi çıkarlardan başka bir şey düşünmeyen bencil bir insan tipi çizerek, arkadaşlarını kurtarmak için duman dolu madene kendini atan insan olasılığını anlatmadığım için,
Azalan marjinal kuramından yola çıkarak, kıt olanın değerli, bol olanın değersiz olacağını söyleyip, emek ve arz eğrisini acımasızca sağa kaydırarak bunun reel ücretleri düşürdüğünü gösterirken, reel ücretin cebindeki parayla alacağı ekmek sayısı anlamına geldiğini anlattığım için, ( günlük 30 ekmeklik reel ücret için yerin dibine girmenin açıklaması emek arzının artması zira)
İktisat politikalarının en önemli amaçlarından birinin üretimi ( GSYİH’yı) arttırmak olduğunu söyleyip, yaşam kalitesini artırmayan iktisadi büyümenin bir anlamı olmadığını yeterince vurgulamadığım için (daha kömür çıkarabilmek için o kadar ömrün gitmesi gerekmiyordu zira)
Eldeki girdilerden maksimum verimi almaya çalışmanın etkinlik olduğunu söyleyip, etik olmayan bir etkinliğin anlamsız olduğunu yeterince belirtmediğim için,
Tam rekabet piyasasının toplumsal refahı maksize edeceğini söyleyip, devletin daha iyi bir patron olabileceği durumları daha net belirtmediğim için,(madenlerin özel sektöre geçmesiyle birlikte iş kazaları artmıştır zira)
Ders kitaplarında anlatılanlarla gerçek hayat arasındaki farkı yeterince anlatmamış olma ihtimalim için,
Beni bağışlayın…
Final sorusu ise şu: İktisadi adam ölümcül bir kaza atlatıldıktan sonra sedyeyi kirletmemek için ‘çizmemi çıkarayım der mi? Ya da bunu diyen insanları çoğaltmak için nasıl bir ekonomik sistem önerirdiniz?
Not: lütfen not kaygısı gütmeksizin cevabınızı yazınız. Masumiyet sınavını geçememiş biri olarak, kimseyi bırakma niyetim yok zira.”