T24 - 2008’de Tuzla tersanesinde, içine işçiler doldurularak denemesi yapılan filika düştü, 3 işçi öldü, 16 kişi yaralandı. Mahkeme, nasıl öldüğünün belirlenmesi için dosyayı Adli Tıp’a yolladı. 3 yıl sonra yanıt gelmeyince soruldu. Adli Tıp “Bize dosya gelmedi ki” dedi.
Davada 33 ay sonra hiçbir gelişme yok. Daha işçilerin düşme sonucu mu, yoksa filikanın içine dolan sudan boğularak mı öldükleri bile belli değil! Milliyet gazetesinde yer alan haber şöyle.
Tuzla’da Ağustos 2008’de 3 işçinin öldüğü, 16 işçinin de yaralandığı filika kazasıyla ilgili davada, mahkemenin 3 işçinin ölüm nedenlerinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu’na gönderdiği dosyanın aslında hiç ulaşmadığı ortaya çıktı. 3 işçinin neden öldükleri, 33 ayın sonunda hâlâ belirlenemedi.
GİSAN Tersanesi’nde Galata Denizcilik için inşa edilen Panama bandıralı TURQUIES-T adlı tankerde, 11 Ağustos 2008’de tehlike anında tankeri terk etmeye yarayan “freefall” can kurtarma salının serbest düşme testi yapıldı. Test için 15 tersane işçisi, 3 stajyer ve bir Galata Denizcilik çalışanı bota bindirildı, ancak ters dönen filikanın kırılan camlarından dolan su, işçilerden Emrah Varol, Ramazan Aygün ve Ramazan Çetinkaya’nın ölümüne neden oldu. Kazada 16 işçi de yaralandı.
3 işçinin ölümüyle sonuçlanan kazanın ardından Galata Denizcilik Genel Müdür Yardımcısı Ender Keskin ile Teknik Müdür olarak görev yapan gemi mühendisi Burhan Bozdemir, mühendis Metin Ayyıldız, Fransız kontrolör firması yetkililerinden gemi mühendisi Hayati Aşan ve İskender Altın, “görevi ihmal ve ölüme sebebiyet vermek” suçundan tutuklandı ancak 15 gün sonra serbest bırakıldı.
Filika kazasını inceleyen bilirkişi heyeti, olaydan kazaya neden olan hatalı korkuluk ve mapa demirini değil tasarım ve denizcilik açısından yeterliliği olmayan Çin malı filikayı sorumlu tuttu.
Adli Tıp göndermedi
Kazanın hemen ardından soruşturmayı yürüten Tuzla Cumhuriyet Savcılığı, hayatını kaybeden 3 işçinin kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için Adli Tıp İhtisas Kurulu’na yazı yazdı. Ancak dava açılana kadar Adli Tıp Kurumu’ndan cevap gelmedi. Daha sonra kazayla ilgili olarak 10 kişinin 15’er yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına başlanıldı. Davaya bakan Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 3 işçinin çarpma sonucu mu yoksa kırılan camlardan filikanın içine dolan deniz suyundan boğularak mı öldüklerinin belirlenmesi amacıyla dosyanın örneğini Adli Tıp Kurumu’na gönderdi.
‘Dosya bizde yok’
Mahkeme aradan yaklaşık 3 yıl geçmesine rağmen beklenen raporun mahkemeye ulaşmaması üzerine dosyanın akıbetini öğrenmek için Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu’na tekit (resmi kurumlarda zamanında verilmeyen cevaplara karşı yazılan yazı) yazısı yazdı. 24 Mart 2011’de Adli Tıp Kurumu’ndan gelen cevap ise mahkeme heyetini şaşırttı. Yazıda, Adli Tıp Kurumu’nun yaptığı araştırmada dosyanın gelişine rastlanmadığı, şayet gönderilmiş ise posta jurnal fotokopisinin kendilerine gönderilmesi halinde tekrar araştırma yapılacağı bildiriliyordu.
Mahkeme heyeti, bu yazı karşısında 22 Nisan 2011 tarihinde, içinde dosyanın kuruma gönderildiği posta jurnal fotokopisinin de bulunduğu yazıyı Adli Tıp Kurumu’na gönderdi. Mahkeme, Adli Tıp Kurumu’nun dosyayı bularak gerekli işlemleri yapması için duruşmayı ertelendi.
Ölen 3 işçinin ailesi, daha önce sorumlu firma ile anlaşmaya vararak aldıkları kan parası nedeniyle şikâyetlerinden vazgeçmişlerdi.