'FETÖ' soruşturmalarında kapsamında itirafçı olmak isteyenlerin örgütle ilgili güncel bilgiler ve deşifre olmamış isimleri açıklamalarının artık yeterli sayılmayacağı belirtildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı serbest kalmak için 'etkin pişmanlık' hükmünden yararlanmak isteyenler için şüphelinin son görüştüğü ‘mahrem imamı’ ve adresi de açıklama şartı koyulduğu öne sürüldü.
Hürriyet'ten Mesut Hasan Benli'nin haberine göre, savcılık, söz konusu beyanların ‘itiraf mı yoksa iftira mı’ olduğunu kendi kriterleri ışığında değerlendiriyor. Bu kapsamda, şüphelilerin itiraflarında örgütle ilgili güncel bilgiler ve deşifre olmamış isimleri açıklamaları yeterli sayılmadığı kaydedildi.
Savcılık kaynaklarından edinilen bilgiye göre, şüphelinin itiraflarındaki samimiyete itibar edilmesi için en son görüştüğü ‘mahrem imamı’nın ismini ve görüşme yaptığı adresi de açıklaması şartı koşuldu. İtiraflarında bu koşulları yerine getirenler, etkin pişmanlık kapsamında değerlendirilerek adli kontrolle serbest bırakılıyor. Ancak özellikle mahrem imamını açıklamayanlar tutuklanıyor. Bu kriterlere uygun ifade vermeyen şüpheli askerler tutuklanarak ‘terör örgütü üyeliğinden’ dava açılıyor.
Etkin pişmanlık başvurusu kabul edilmeyen isimlerinden biri, eski asker Rıdvan Ziya Aksoy oldu. Aksoy, 1 Şubat 2018 tarihinde kendiliğinden emniyete gelerek FETÖ üyesi olduğunu, FETÖ ile iltisaklı dershanelere kayıt yaptırdığını, örgüt evlerinde kaldığını ve Harp Okulu’ndaki örgütsel bağlantılarını anlattı. Aksoy hakkında hazırlanan iddianamede, şüphelinin etkin pişmanlık hükümlerden yararlandırılmama nedeni şöyle anlatıldı: “Şüphelinin ifadelerinde örgüt yapısı ve işleyişine ilişkin kısmi bilgiler ile bir kısım örgüt üyelerinin kimlik bilgilerini verdiği, ifadesinde ismi geçen 7 kişiyi teşhis ettiği, ancak teşhis ettiği kişilerin tamamı hakkında daha önceden başlatılan ve devam eden soruşturma ve kovuşturmaların bulunması, bu yönüyle itiraf beyanlarının yeni bir bilgiyi içermediği anlaşılmıştır. Şüpheli lehine TCK’nın 221. Maddesi’nde yer alan etkin pişmanlıktan dolayı ceza indirim koşulları oluşmadığı değerlendirilmiştir.”
Bir örgüt mensubunu teşhis etmesi yeterli değil
Verdiği ifadeleri yeterli görülmeyen ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmayan bir diğer isim ise eski astsubay Recep Celal Yılmaz oldu. Yılmaz hakkında hazırlanan iddianamede şüphelinin lise ve üniversite hazırlık yıllarında örgüte katıldığı, örgüt evlerine gittiği, TSK mensubu asker kimliğine rağmen FETÖ içinde bağlı olduğu mahrem imamı tarafından umuma açık yerlerde bulunan kontörlü telefonlardan arandığı belirtildi.
İddianamede, “Şüphelinin ifadesinde örgütün yapısı ve faaliyetlerini kısmen anlatması ve sadece bir örgüt mensubunu fotoğrafından teşhis etmesi” gerekçesiyle etkin pişmanlık başvurusunun kabul edilmediği ifade edildi.
Özgür Özhan isimli asker hakkında hazırlanan iddianamede ise şüphelinin ilk defa 2003-2004 yıllarında örgütle bağlantılı dershanelere gittiği, örgüt üyelerinin yönlendirilmesiyle askeri okul sınavlarına girdiği, askeri lise ve akademi yıllarında örgütle bağlantısını devam ettirdiği belirtildi.
İddianamede Özhan’ın, savcılıkta etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanma talebinde bulunduğu, ifadelerinde örgütün yapısı ve işleyişine ilişkin kısmi bilgiler ile bir kısım örgüt üyelerinin kod adlarına ilişkin bilgiler verdiği, ancak ifadesinde ismi geçen kişilerden henüz hiçbir örgüt üyesinin tespit edilmediği kaydedildi.
Ayrıca ByLock programını kullandığını inkar etmesi nedeniyle etkin pişmanlık başvurusunun kabul edilmediği anlatıldı.
Etkin pişmanlık talebi kabul edilmeyen bir isim de Jandarma Astsubay Üstçavuş olarak görev yapan Murat Şeker oldu. Şeker ifadesinde, 2008 yılında İstanbul’da dershaneye giderken örgütle temasa geçtiğini, üniversiteye hazırlık sürecinde örgütle bağlantılı evde kaldığını, bağlı bulunduğu abinin yönlendirilmesiyle askeri okul sınavlarına girdiğini anlattı. Şeker hakkındaki hazırlanan iddianamede, “Şüphelinin örgütün yapısı ve faaliyetlerine ilişkin gayet sınırlı bilgiler verdiği, sonradan cezaevinden alınarak gerçekleştirilen teşhis işleminde sadece bir örgüt üyesi teşhis etmesi, katıldığı örgütsel toplantılar ve toplantılara katılan diğer örgüt üyeleri, kendisiyle aynı gruba dahil diğer örgüt üyeleri hakkında herhangi bir bilgi vermemesi” gerekçesiyle lehine etkin pişmanlıktan dolayı cezadan indirim koşulları oluşmadığı belirtildi.