Fethullah Gülen'in Ergenekon Davası ile bağlantısını sorgulayan Milliyet yazarı Can Dündar, Gülen hareketinin Ergenekon'un alt birimi olarak ortaya çıktığı iddiasını yazdı
Sonradan güçlenen Gülen hareketinin, Ergenekon'u tasfiye etmeye çalıştığını belirten Dündar, Tuncay Güney'in verdiği ifadelere dikkat çekerek, ortada bir "hesaplaşma" olduğunu yazdı:
Fethullah Gülen ile Ergenekon davası arasında bir bağlantı var mı?
Resmen yok gibi görünüyor, ancak birçok belge, tanık, ifade, bu iki isim arasındaki hesaplaşmayı ele veriyor.
Güney’i sorgulayan Ahmet İhtiyaroğlu, her konuda bülbül kesilen Güney’in, konu Gülen’e geldiğinde tedirgin olup terlediğini söylemişti.
Kendisinin de Fethullah Gülen oluşumu içinde yer aldığını söyleyen Güney ne demişti:
“Eskiden Gülen, Ergenekon’un bir alt yapılanmasıydı. Zamanla onu geçti. Emniyet’te güçlendi. 28 Şubat sonrası Ergenekon, Gülen oluşumunu tasfiye kararı aldı. Şimdi Gülen ile Ergenekon arasında çatışma var.”
* * *
Yani şimdi de tersi mi oluyor?
“Gülen oluşumu”, Ergenekon’u mu tasfiye ediyor?
Olup bitenlere bir de bu açıdan bakalım:
Mesut Yılmaz, NTV’deki Neden programında Gülen örgütlenmesini kastederek dedi ki:
“Bana bizzat Emniyet’ten gelen bilgilere göre, Emniyet içinde ‘F tipi’ yapılanmalar oluyor. İstihbarat, tamamen F tipi(ymiş). Bu doğru ise, durum vahimdir. Her türlü manipülasyona açık olmak gerekir.”
Aynı programda CHP’li Hakkı Süha Okay da daha önce Aydınlık’ta yayımlanan bir belgeyi hatırlattı. 1999’da Emniyet’in hazırlayıp DGM’ye sunduğu bu belgede, “Emniyet’teki F Tipi Örgütlenmenin Etkin Elemanları” listeleniyordu. Okay’a göre bu listede “Fethullahçı polisler” arasında sayılanlardan biri, bugün “Telekomünikasyon İletişim’in başındaki kişi”ydi.
O polisler Türkiye’yi dinleyen mevkilere terfi ederken, bu yapılanmayı tasfiye etmeye çalışanlar ne oldu?
2002’de DGM savcısı Nuh Mete Yüksel‘e polisteki Fethullahçı yapılanmayı rapor eden Emniyet Müdürü Adil Serdar Saçan Ergenekon davasında tutuklu şimdi...
Nuh Mete Yüksel ise gizli kamerayla kaydedilmiş yatak görüntüleri olduğu haberi yayılınca görevden alındı.
* * *
Doğu Perinçek’in polis sorgusunu okudum:
“Emniyet’teki Fethullahçılar listesi” ona da sorulmuş.
“Partideki arkadaşlar getirdi” demiş Perinçek...
Üstelemiş polisler:
“Emniyet’teki Fethullahçı yapının ortaya çıkarılması için herhangi bir çalışma yaptınız mı?”
“Bu tür bilgileri toplarız” demiş Perinçek...
Sormuşlar:
“İddia ettiğiniz Fethullahçı yapılanmayla ilgili elinizde somut veriler mevcut mu?”
“AKP kapatma davası iddianamesinde de var” demiş Perinçek...
Yine sormuşlar:
“Savcıyı ve Emniyet teşkilatını zan altında bırakan bu tür ithamlarınızın amacı nedir?”
“Aydınlık dergisinde Adil Serdar Saçan’la bir röportaj yapmışsınız. ‘Her yıl 100-150 bin öğrenci, cemaat üyesi olarak polis okulundan mezun oluyor’ diye başlık atmışsınız. Bu hayal mahsulü iddiayı dezenformasyon faaliyetiniz çerçevesinde mi başlık haline getirdiniz?”
Gülen’in Ergenekon’la ilgisi yoksa, niye ısrarla onu soruyorlar?
* * *
Ergenekon davası avukatları, Güney’in sorgu kasetlerinden Gülen’le ilgili bazı bölümlerin çıkarıldığını iddia ettiler.
Yine avukatların iddiasına göre, Güney, sorguda Gülen’den “Fethullah Hoca” diye söz etmiş; kâğıda geçirenler bu ifadeyi “Fethullah Gülen” diye düzeltmişler.
Gülen’le ilgili ne yazılsa cemaat çevresi hemen tepki veriyor; ama görüldüğü gibi birçok veri, Güney’in bahsettiği “derin çatışma”yı ortaya seriyor.
Hep söylüyoruz:
“Ergenekon temizlenmeli...”
Ve hep ekliyoruz:
“Acaba temizlenen sadece o mu?”