T24 - Şampiyon Bursaspor’un başındaki isim Ertuğrul Sağlam, başarısının altındaki en önemli unsurun ekip çalışması olduğununun altını çizdi. Sabah gazetesine konuşan genç teknik direktör, Futbol Şube Sorumlusu Mesut Mesuthan ile Genel Menajer Adil Cenkçiler’e özel olarak teşekkür etti.
Bursaspor'u şampiyonluğa götüren Sağlam'la yapılan söyleşi şöyle:
Tarihe geçtiniz ne hissediyorsunuz?
Şunun altını çizelim. Bu lütfen bu başarıyı bana mal etmeyin. Bu başarı benim başarım değil, bizim başarımız. Bu bir ekip başarısı. Hiçbir başarı tek bir kişi tarafından kazanılmaz. Benim müthiş bir ekibim var. Sürekli bizimle yaşayan Adil Bey, Mesut Bey gibi yöneticileri var. Bizi kararlarımızda özgür burakın ve hep destekleyen Başkan ve yönetimimiz var. Sürekli yanımızda olan muhteşem taraftarımız ve şehrimiz var.
Şampiyonluk süreci nasıl oldu?
Şampiyonluk süreci hiç de kolay olmadı. Biz hedeflerimizi koyarken hep gerçekçi olduk. Benim ve ekibim sezon ortası tarihi bir karar verdi. İçerdeki futbolcularımızın ödemelerinde sorun vardı. Ve önümüzde şampiyonluk hedefi. Şehir inanmaya başlamıştı. Ancak bizi ilk yarı sonunda zirveye bu futbolcular taşımıştı. Ve kamuoyundan 2-3 yıldız takviyesi yapılsın, şampiyonluğa gidelim baskısı geliyordu. Biz tarihi bir karar aldık. Bütçe sıkıntı var. Ya bir iki yıldıza milyon dolarlar ödeyecektik. Ya da bizi o günlere getiren onurlu futbolcuların paralarını ödeyecek. Bir karar verdik. 2 futbolcu kazanalım diye bütün takımı kaybetmeyelim! Bizim oyuncularımız ne kadar karakterli olsalar da kafaları karışabilirdi. Bu bizim şampiyonluk kararımızdı. Baskıların karşısında dik durduk ve yıldız transfer yerine kendi oyuncurımıza yıldızlaştırdık. Paralarını ödeyip ikinci yarıya baştattık. Bu kararı ekip ruhuyla aldık. Şampiyonluğu o kararla kazandık.
Yeni hedef Bursa'yı Avrupa'ya tanıtmak
Bizim şampiyonluğumuzu Türkiye'nin her yerinde alkışlarla kutlandığına inanıyorum. Bütün bir sezon boyunca dünyanın her yerinden Bursaspor'un şampiyonluğunu merak eden insanlar vardı. Farklı bir rengin futbola heyecan getirdiğine inanlar, Bursa'nın şampiyon olmasını istediğini söylüyorlardı. Eminiz ki dün gece Fenerbahçe'nin şampiyonluğu kaçırmasına üzülen Fenerbahçelilerin içinde Bursa'nın şampiyonluğuna üzülmediklerini düşünüyorum. Onlarda bizim haklı olarak şampiyonluğu kazandığımıza yürekten katılıyordur.
Maçtan önce "F.Bahçe'nin kazanma ihtimali düşük" demiştiniz?
Trabzonspor büyük bir takım. Büyük bir camia. Böyle bir maçta motive kaybı yaşamayacaklarını düşündüm. Fenerbahçe'nin puan kaybedeceğini düşünerek biz de Beşiktaş maçını kazanmak için sahaya çıktık. Erkenden teslim olsaydık bu düşüncenin esiri olsaydık olası beraberlikte büyük acı yaşayabilirdik. İkinci olsaydık. Şampiyonlar Ligi'ne kalmış, şampiyonluk heyecanına son dakikalara kadar sürdürmüş bir takım olarak kutlamamızı yapacaktık. Nasipte şampiyon olarak kutlamak varmış.
Bursa bu şampiyonlukla 5. büyük takım diyebilir miyiz?
Büyük takım olmanın kıstasları var. Büyük bir taraftar biz de var. Artık şampiyonluk da var. Güçlü bir şehiriz. Destek büyük. Bütün unsurları taşıyoruz. Ancak sürdürülebilir başarı gerek. Avrupa'da Türkiye'yi iyi temsil etmek gerek. Bursa'yı şimdi Türkiye sınarlarına çıkardık, sonraki hedefimiz Avrupa'da ses getirmek. Bursa'yı Avrupa takımı haline getirmek. Bunun için gerçekçi olup çok iyi planlama yapmamız ve sabırla çalışmamız gerek. 3-5 yılda
Rijkaard 6 ay önce iyiydi şimdi kötü mü?
Ben kesinlikle bir antrenörün kendi felsefesini takıma yerleştirmesi için ona gerekli sürenin verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Rijkaard, Türkiye'ye geldi bir sezon geçti bazı şeyleri yaptı, bazı şeyleri yapamadı ve sonuçta takımı ligi bir yerde bitirdi. Hala Rijkaard'ın gidip gitmeyeceğini tartışıyoruz. Ben buna karşıyım bir kere getirdiyseniz 3 senelik mi 4 senelik mi ona göre belirli süre verilmiş olması gerekir. Yerli olsun yabancı olsun. 6 da 6 yaptığı zaman işte bütün medya yeni sözleşme imzalansın diyordu herkes yere göğe sığdıramıyordu bu kadar kısa zamanda mı kötü hale geldi? Bir adam 6 ay önce iyiyse şimdi çok kötü olamaz.
Beşiktaş ile sıkıntı yok
Biz geçen sene İnönü'de gayet güzel maç oynadık. 0-0 bitti taraftar ayakta alkışladı. Maç bitti en ufak bir gerginlik olmadı Bursa'da da geçen sene maç bitti hiç tartışma olmadı. Pazar gecesi fair play ruhuyla oynandı. Ben kesinlikle bir takımın taraftarının her yerde takımını destekleme özgürlüğüne sahip olması gerektiğini düşünüyorum. Bu sıkıntının bittiğini söyleyebilirim.
Bütçe 20, yürek 400 milyon TL
Bursaspor'u 18-20 milyon liralık yıllık mütevazi bir bütçeyle kurduk. Her şeyden önce bu imkanlarla yola çıkarken tek yapmamız gereken şeyin inancımızı ortaya koymak olduğunu oyuncularımıza anlattık. Öyle bir inanç yakaladık ki gelinen noktada da 200 milyon lira bütçelerle kurulmuş takımların inancına eşit oldu. Futbolcularım ortaya 400 milyonluk ruh ve yürek ortaya koydular. Onların gösterdiği inanç ve mücadelenin fazlasını vererek neler başarabileceğimizi gösterdik. Burada saklı en önemli nokta Bursa gibi büyük bir futbol şehrinin sinerjisini ortaya çıkarmaktı. Futbolcusundan taraftarına belediye başkanından valisine en küçük bireyine kadar bütün şehri buna inandırdık ve desteğini aldık.
Bu spor devrimi
Bu bir devrimidir? Bugün (dün) hep öyle başlıklar atıldı. Siz ne düşünüyorsunuz?
Evet bu futbol devrimi diyebiliriz. Çünkü bugün bizim geldiğimiz yerde Sivas'ın gösterdiği başarının da yeri olduğunu düşünüyorum. Bu başarılarla tarihi değiştirdik herkes için yeni bir ufuk açtık. Bir devrimdir bu Türk futbolu adına bir devrimdir.. Trabzon'un açtığı kapıdan artık bizde girdik. Diğer takımlar Sivas yapıyordu Bursa yapıyordu deyip düşünecek ve biz niye yapamıyoruz diyecek. Şimdi Bursa'nın ardından A.Gücü, G.Antep, G.Birlği, Antalya, Kayseri, Eskişehir'de gelmek isteyecek. Onlar yaptı biz niye yapmayalım diyecek. Yönetimler taraftarlar futbolcular bunu isteyecek. Bu da ligimizin futbolumuzun kalitesini artıracak.