Gündem

Fehmi Koru, YSK'nın son kararını değerlendirdi: Bu kadar çelişkinin yine de bir sebebi olmalı, acaba ne?

"YSK bir zamanlar ülkemizin en güvenilen devlet kurumlarının ilk sıralarında yer alırdı"

07 Haziran 2019 08:10

*Fehmi Koru

Türkiye’de bir zamanlar herkese güven veren kurumlar vardı ve onlara hayat boyu işi düşmeyecek kişiler bile o kurumların varlıklarıyla övünürlerdi.

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bunlardan biriydi.

Her seçimde, sandık başına giderken, kullandığımız oyun YSK tarafından devletin en kıymetli belgesi muamelesi göreceğini, bir tanesinin bile heder olmasına müsaade edilmeyeceğini bilir, aksini aklımızdan geçirmezdik.

Kendi hesabıma ben, seçimler öncesi veya sonrasında görüşme ihtiyacı duyan yabancı meslektaşların “Acaba?” ile başlayan sorularını, hiç tereddüt etmeksizin, “Burası Türkiye, bizde seçimlerde hile yapılmaz, böyle bir şeye asla izin verilmez” cevabıyla karşılamışımdır.

İşte zaten bu yüzden, AK Parti’nin seçimin iptali talebiyle başvurusuna şaşırmış, o başvuruda kullanılmak istenen gerekçelerin geçerli olamayacağını, YSK’nın üzerinde bile durmadan talebi reddedeceğini düşünmüştüm.

Sadece düşünmekle de kalmadım, YSK’nın haftalar sonra verdiği karara kadar, burada, “Devlet görevinde en son basamağa erişmiş kıdemli hukukçulardan oluşan YSK seçimin yenilenmesi kararı vermez” görüşümü siz okurlarla paylaştım da.

YSK ve kararları

YSK üyeleri, Yargıtay ve Danıştay gibi yüksek yargı organları tarafından kendi üyeleri arasından seçilen, hepsi de mesleklerinde dirsek çürütmüş yargıçlardır.

Maalesef anayasada ve yasalarda kendileri için çizilmiş sınırların dışına çıkabildi YSK üyeleri, üstelik temyizi de bulunmayan kararları kendilerinin daha önce verdikleri kararlarla da çelişti.

En son, seçimi iptal kararını dayandırdıkları sandık kurullarında devlet memuru olmayan kişilerin görevlendirilmesi gerekçesini unuttuklarını düşündüren “31 Mart seçiminde görev yapan il ve ilçe seçim kurullarının 23 Haziran’da da göreve devam etmesi” kararıyla kamuoyu karşısına çıktı YSK.

PKK ve FETÖ ile ilintilendirilmiş, haklarında ‘çete’ sıfatı bile kullanılmış insanlar değil miydi bunlar?

Yoksa 23 Haziran’da yapılacak seçimin iptaline gerekçe mi hazırlanıyordu?

Son karar üzerine bunlar yazıldı çizildi.

Güvendiğimiz kurumların en üzerine titreneninin geldiği algı noktasına bakar mısınız?

Dahası da var.

Karar bu yolda alındığı halde, ardından sökün eden eleştiriler üzerine, YSK başkanı, bayramın ikinci günü, durumu düzeltme amaçlı bir geceyarısı açıklaması yaptı. Hayır, eski kurul başkanlarıyla devam edilmeyecekmiş, hatta güvenceleri altındaki sandıklarda hatalı işlem yapıldığı belirlenen il ve ilçe seçim kurulu başkanlarıyla ilgili Cumhuriyet Başsavcılıklarına haklarında soruşturma açılması için başvuruda da bulunacaklarmış…

İl ve ilçe seçim kurulları başkanları bulundukları yerlerdeki en kıdemli hakimler. Hakimler ve savcılarla ilgili soruşturmalar için tek merci ise savcılıklar değil, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK)…

Ülkemizin en kıdemli hukuk insanlarından oluşan YSK zevahiri kurtarmak için giriştiği disiplin soruşturmasının nereye yapılması gerektiğini bilmiyormuş meğerse…

Öğrenince, başvuru dilekçesinin adresini HSK olarak değiştirmiş YSK…

Diyelim HSK başvuruyu kabul etti ve gereğini yerine getirerek haklarında soruşturma açılması istenen il ve ilçe seçim kurulu başkanlarını görevden aldı ve yerlerine yeni hakimler atadı. Seçime günler kaldığına göre, bu yeni il ve ilçe seçim kurulu başkanları, itiraz edilemeyecek yeni sandık görevlileri bulabilecekler mi?

Bulamazlarsa ne olacak?

Şekispiryen yanlışlıklar

Vahim olan, bütün bu işlemleri kendisinin katılmadığı seçimi iptal kararına işlevsellik kazandırmak için yapmakta olan YSK başkanının, şimdi yaptıkları ile aynı süreç içerisinde daha önce verdiği kararların da çelişmesi… YSK başkanı, ‘suistimal şaibesi’ iddiasına muhatap bir ilçe seçim kurulu başkanı ile bir seçim müdürünün “O halde bizi görevde tutmayın” başvurusuna, “Görev değişikliği konusunda bu aşamada yapılacak bir işlem bulunmamaktadır” cevabını vermişti.

Şimdi ise işlem yapan yine o, YSK başkanı…

YSK başkanı, seçimin yenilenmesi kararına karşı çıkmış ve kaleme aldığı karşı-oy yazısında, “Sandık kurullarının usulsüz oluşması tam kanunsuzluk oluşturmaz ve bu durum seçimin iptali için tek başına itiraz sebebi olamaz” da demişti.

Çelişkilere bakın hele.

[İngiliz yazar William Shakespeare’nin (1564-1616) ‘Yanlışlıklar Komedisi’ adlı bir oyunu vardır. Bir dizi çelişki üzerine oturan yanlışlıklar oyunda şimdi Türkiye sınırları içerisinde bulunan Efes’te geçer. Neden o oyunun Efes’te geçtiğini düşünmüştüm vaktiyle; şimdi artık bunu düşünmem gerekmiyor. YSK’nın çelişkileri konusuna gayet kapsamlı değinen bir yazı Muharrem Sarıkaya imzasıyla bugün Habertürk sitesinde yer alıyor.]

Eskiler, böyle durumlarda, “Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenirse diğerleri de yanlış olur” derlerdi. Şimdi ortaya çıkan durum da o…

YSK bir zamanlar ülkemizin en güvenilen devlet kurumlarının ilk sıralarında yer alır, bizler seçimlerde hile yapılmadığına YSK sayesinde güvenir ve bununla da övünürdük.

Bu kadar çelişkinin yine de bir sebebi olmalı, acaba ne?

*bu yazı fehmikoru.com'dan alınmıştır