Fehmi Koru*
Kendisini ‘solcu’ olarak tanımlayan ve son seçimde oyunu CHP adayına verdiğini özellikle belirten birinin ağzından “Ekrem İmamoğlu benim için bitti” cümlesini duyduğumda şaşırmamam gerekiyordu. Medyada CHP’ye yakın, hiç değilse ‘iktidara muhalif’ bilinen isimlerin köşelerinde rahatsızlıklarını belli eden yazılar okumuştum çünkü.
En son Elazığ’da başında bulunduğu belediyenin depremzedelere yardımlarının koordinasyonunu yaparken görülen Ekrem İmamoğlu’nun ertesi günü ailesiyle Erzurum’da kayak tatili yaptığına dair fotoğraflı haberler anlaşılan taraftarlarında derince bir kopuşa sahip olmuş…
“Abdülkadir Selvi’ye kendisini savunmuş” demem işe yaramadı. Muhatabım okumuş ve tatmin olmamış.
“Benim için bitti” cümlesini bir kez daha tekrarladı.
Siyasi hayat içerisinde yer alanların toplumun sıradan insanlardan beklediklerinden daha fazlasını onlardan beklediklerini bilmeleri gerekiyor.
Gerçek bu ve siyasiler de aslında bu gerçeği biliyorlar.
Ancak siyasi hayatın bir gerçeği daha var: Beklenmedik başarılara imza atmış siyasi kişilikler bir süre sonra ne yaparlarsa yanlarına kâr kalabileceğini düşünmeye başlıyorlar.
Etrafları da onların bu kanaatlerini besliyor, pekiştiriyor.
Türk siyasi tarihi bu ikinci gerçeğin en üst düzey örnekleriyle doludur.
Ekrem İmamoğlu kendisine oy verenleri arkasında tutabilecek mi?
Göreceğiz.
Yeni partiye ihtiyaç var
Bu olayın yaşandığı şu sıralarda kamuoyu araştırmalarıyla bilinen KONDA’nın genel müdürü Bekir Ağırdır, katıldığı bir TV programında, mevcut siyasi partilerin seçmenlerinin hayal kırıklıklarını yansıtan önemli tespitler paylaştı.
Seçmen davranışlarıyla ilgili bir araştırma yapmışlar ve 15-18 yaş arası gençlerin yüzde 70’inin “Bu siyasetçilerle olmaz”, 18-24 yaş arası gençlerin yüzde 60’ının da “Bu siyasetçiler ve partilerle olmaz” dediklerini tespit etmişler.
En iyisi bazı bulguları habere en geniş yeri veren T24 sitesinden aktarayım:
“Seçmen davranışına yönelik yaptıkları araştırmayı paylaşan Ağırdır, 56 milyon seçmenin ‘çekirdek seçmen’, ‘sempatizan seçmen’,’kabuk seçmen’ ve ‘gri alandaki seçmen’ olarak kategorize edildiğini, ‘çekirdek seçmen’in ‘sempatizanlığa’ kaymaya başladığını ve ‘sempatizanlığa’ gelen seçmenin sonraki durağının da ‘gri alan’ olduğunu’ söyledi.