Fehmi Koru*
Sabah beş-altı gazetenin haberlerini ve hemen bütün yazarlarının gündeme ilişkin yazılarını internet sitelerinden okuduktan sonra bu yazı için bilgisayar başına oturduğumda, başımı iki elim arasına alıp dakikalar boyunca düşünmeye daldım.
Nasıl bir ülke olduk biz? Dünya nerede biz neredeyiz?
Biraz sonra aynı türden bir okumayı dünyanın dört bir köşesinde çıkan gazeteleri üzerinden yapacağım ve ister doğudan ister batıdan olsun, medyaya yansıyan haberleriyle pek çok ülkenin gündeminden ne kadar ayrıştığımızı bir kez daha fark edeceğim.
Her ülkenin sorunları var, fakat bizim sorunlarımız hepsinden başka.
Demokratik veya şeyhlikle yönetilen birbirine benzemez pek çok ülkede yönetimler, varlık sebeplerinin halklarını mutlu kılmaktan geçtiğini bilerek davrandıklarını belli etmekteler.
Halklardan çekiniliyor, hesaba çekilmeden önce kendilerini hesaba çekiyor yönetimler…
Dünya değişiyor ve pek çok ülke değişime ayak uydurma derdinde.
Bin yıllık kabuller yıkılıyor, yerlerini -bugünü de değil- yarını düşünerek kabul edilmiş yenileri alıyor.
Tahakkümden uzak bir siyaset anlayışının pek çok yerde oluşmaya başladığını gözlemlemek mümkün.
Bu süreç pek çok yerde bir dip dalga olarak geliştiği için değişimin dışında kalanlar bu durumu ıskayabiliyorlar.
Çözümler uzlaşarak bulunmaya çalışılıyor.
İlim için, bilgi sahibi olmak için, bireysel ve toplumsal kalkınmaya katkıda bulunmak için bir yerden diğerine gitmenin gerekmediği bir döneme girildi; görüş açıklamak, hassasiyetlerini paylaşmak için başkalarının himayesine, aracılığına ihtiyaç yok, herkes yazar, herkes yorumcu olabiliyor. Bir üç ayak, bir cep telefonu kamerası ile evlere, işyerlerine görüntülü olarak ulaşılabiliyor.
Bilenlerle bilmeyenlerin, akıllılarla akılsızların birbirinden çok daha kolaylıkla ayrıştığı bir dünya tablosuyla karşı karşıyayız.
Görüş sahibi olanlar, görüşleri ne kadar aykırı olsa bile, bulundukları coğrafyalarda itibar görüyorlar. Para eden en önemli meta orijinal görüş.
Akıllılar yalnız vatandaşı oldukları ülkeyi değil, ayaklarının değmediği coğrafyaları bile görüşleriyle etkileyebiliyorlar.
Kuruldukları dönemlerde ve sonrasında işe yaramış kurumların çoğu görevlerini tamamlamış görüntüleriyle emekliye çıkarılacakları günü bekliyor, bunun için akıllıların yeni kurumlara yol açması bekleniyor.
Pandemi insanların en temel sorunlarının evrensel çapta ortak olduğunu hatırlattı, evlere kapanılan aylarda çözümlerin de yine ortak çabalarla bulunabileceği görüldü. Bu gelişmeye direnen, eski alışkanlıklarıyla davrananların zararı kendilerine dokunuyor.
Tarihin akışı hızlandı, önceleri yıllar, daha önceleri yüzyıllar sürmüş gelişmeler ışık hızıyla kapılara dayanıyor günümüzde; yerinde sabit kalmaya çalışanların akıbeti tarihin dışına itilmek oluyor.
Başım iki elim arasındayken düşündüklerim bunlar.
Ülkemiz, bize benzeyen başka ülkeler, burada ve oralarda yaşayan insanlar, etraflarında meydana gelmekte olan köklü değişimlerin farkında olmadıkları görüntüsünü veriyor, etkili kişi ve çevreler arasından değişim çarkını durdurabileceklerini sananlar çıkabiliyor.
Nafile çabaları kapıya ağır faturalar dayayabilir.
Kayıp her gün bundan sonraki yıllar ve çağların kaybolmasına sebep olabilir.
Düşüncelerimin burasında başımı aralarında tuttuğum ellerimden kurtardım ve uyanıkken düşündüğümü sandığım dakikalarda kabus gördüğümü anladım.
Mazur görülmeyi temenni ediyorum.
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden alınmıştır.