Gündem

Fehmi Koru: İsmi lazım olmayan bir kişiyi tahlil etmeye çalışırken aklıma gelenler…

"Uzun yıllardır siyaseti yakından gözleyen biri olarak, bu olay, bana, öyle bir devşirme girişimi gibi gelmiyor."

06 Eylül 2023 06:22

Fehmi Koru*

Bu yazıda sözünü edeceğim kişiyi aslında artık siyaseti yakından izleyen herkes tanıyor. Günlerdir onun isminin geçtiği haberler ve yazılar okunuyor, televizyon tartışmalarında sürekli o kişinin odağı olduğu olay hakkında konuşuluyor.

İsmi biliniyor, ama ben bu yazıda kendisinden ‘ismi lazım değil’ diye söz edeceğim.

Sebebi çok basit: İsmi lazım olmayan kişi bir ‘prototip’; aslında ortalıkta onun gibilerden hayli fazla kişi bulunduğunu sanıyorum.

Ülke seçime doğru giderken, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yakın biri, vaktiyle AK Parti içerisinde bulunmuş bir genç kadının CHP’de görev almak istediğini duyurmuş. Ondan hem genelde hem de bir il özelinde yararlanılabileceğini de söyleyerek… İki seçim turu arasında Zafer Partisi lideri ile destek karşılığı bakanlıklar pazarlığı yaptığı sonradan ortaya çıkan Kılıçdaroğlu, tavsiye edilen kadını kendisine ‘danışman’ olarak atamış…

Benim ‘ismi lazım değil’ dediğim kişi işte o genç kadın.

Atanma sürecinin bir üstteki paragrafta olduğu gibi gerçekleştiğini olay ortaya çıktığında Kılıçdaroğlu’nun kendisi açıkladı. Açıklama doğruları yansıtmıyorsa ben CHP genel başkanının yalancısıyım.

CHP’de genel başkana danışman olarak atanan kişi, yakın geçmişte, CHP’nin kurucu genel başkanı da olan ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’e saygısızca sözler sarf ettiği gibi, danışmanlığını kabul ettiği Kılıçdaroğlu için de en hafif tabirle ‘hakaret’ denilebilecek sıfatlar kullanmış…

Günlerdir bu olay medyada Kılıçdaroğlu ekseninde tartışılıyor.

Herhalde “Bu kadarı da olmaz” hayreti içerisinde tartışmacılar…

Oysa, bazılarına şimdiye kadar bilinenlerin en ağırı gibi gelse de, bu olay, bugünlerdeki CHP açısından pek şaşırtıcı sayılmaz. Benim baktığım pencereden bu olay ancak bardağı taşıran damla mesabesinde.

Zafer Partisi ile yapılan pazarlık ve varılan mutabakat yanında önemsiz bir olay bu.

Birisi çıksın da konuya bir de ‘ismi lazım olmayan’ kişi açısından yaklaşsın beklentisi içerisinde bulunduğum için, şimdiye kadar konu üzerinde kalem oynatmadım, bekledim. Nedense olayı yazı konusu yapma veya yorumlama değerinde bulan hemen herkes, olaya CHP açısından yaklaşmayı yeğledi.

Anlaşılan, CHP’deki iç kavgada yeni bir malzeme olarak işe yarayacağı düşünülerek…

Peki de, ‘CHP’ denildiğinde akla gelebilecek ne kadar değer varsa hepsine karşı olduğunu vaktiyle en yakışıksız ifadelerle kamuoyuyla paylaşmış, anlaşıldığı kadarıyla iktidar partisi içerisinde bulunmuş veya o çevrelerde tanınmış biri, nasıl olmuş da, tam da seçime gidilirken, CHP liderine yakın olma ihtiyacını hissetmiş? Neden sahiden?

“Gel, seni danışman yapayım” teklifini duyunca CHP genel başkanına resmen danışman olmakta hiçbir yanlışlık görmemiş mi?

Bana tuhaf gelen bu durum neden kimseyi rahatsız etmiyor?

Yaptığını savunurken, ismi lazım olmayan bu kişi, kendisine yönelik eleştirilerin ailesi fertlerini huzursuz ettiğini söylemiş; bu arada çocuklarının da aynı sebeple tedirginlik yaşadığını öğreniyoruz.

Peki de, ailesi fertleri, yakınları, çevresindeki insanlar bu kişinin birden bire saf değiştirmesinden, geçmişte hakkında ileri geri sözler sarfettiği bir siyasi lidere en yakın mesafede durmak için çaba göstermesinden ve sonunda CHP genel başkanına danışman olarak atanmasından hiç mi rahatsızlık hissetmemişler?

İçlerinden biri olsun, “Hayrola, bu ne kişiliksiz bir davranış” da dememiş mi?

Tartışma ismi lazım olmayan bir kişi hakkında yürütülüyor ama aslında o kişiyi aşan bir yönü var bu olayın; “O kişi bir prototip” deyişimin altında yukarıdaki sorular yatıyor.

Neden acaba? Para için mi? CHP içine sızma amaçlı bir hareket mi? Yoksa baştan itibaren yeri ve zamanı geldiğinde ortaya çıkması sağlanacak bir malzeme olsun diye planlanmış bir kumpas mı?

Soruları sormasına soruyorum ama bu üç ihtimali de çok fazla muhtemel görmüyorum.

Yakınlar, aile, çevre bu olay ortaya çıktığında o kişiye nasıl bir tepki vermiş olabilir?

En çok merak ettiğim de işte bu sorunun cevabı.

Rakip partiler birbirlerinden taraftar devşirmeye önem verirler; vaktiyle farklı partide olup da çeşitli sebeplerle ondan kopmuş olanları aralarında görmekten haz alırlar.

Uzun yıllardır siyaseti yakından gözleyen biri olarak, bu olay, bana, öyle bir devşirme girişimi gibi gelmiyor.

Kişi ama kişiliksiz bir kişi, bir oraya bir buraya savrularak siyasette yer kapma çabasına girmiş de olabilir.

Sizler yine de hiçbir ihtimali gözardı etmeyin derim.

Bu konuda benden bu kadar.

*Bu yazı fehmikoru.com adresinden aynen alınmıştır.