Gündem

Fehmi Koru: Galiba bu kadarını beklemiyordu Suudlular

"Ben bu aşırı mütebessim hali, yola çıkmadan önce nasıl karşılanacağından emin olmayan birinin ev sahibi ülkeye ayak bastığında karşılaştığı olağanüstü karşılamadan duyduğu şaşkınlığa bağladım"

24 Haziran 2022 07:06

Fehmi Koru*

Bu siteyle her gün okur karşısına çıkıyorum ve ilk günden başlayarak her yazının başlığını konuyla uyuşmasına dikkat ettiğim bir fotoğraf süslüyor. Bazen fotoğraf yerine bir resim veya grafik kullandığım da oluyor.

Dünkü yazım Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman’ın (MbS) ülkemizi ziyaretiyle ilgiliydi. Yazımı yazdıktan sonra konuya uygun fotoğraf arayışına girdim ve uyacağını düşündüğüm bir fotoğrafı ilgili yere yerleştirdim. Sabah yabancı gazeteleri okuma mesaim başlayınca Suud gazetesi ‘Arab News’ün manşetinden kullandığı fotoğraf dikkatimi çekti ve onun yazımı daha iyi anlamlandırdığını fark edip gerekli değişikliği anında yerine getirdim.

Suud gazetesinin kullandığı fotoğrafta konuk durumundaki MbS olağanüstü beşuş çehreli; ev sahibi olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ise konuğunun elini sıkarken düşünceli görünüyor.

Düşünceli olmakta haklı Cumhurbaşkanı Erdoğan…

MbS yeni nesil Arap liderlerinden… Ülkesinin hiyerarşisinde ‘2 numara’, ancak adının dünya kamuoyu önüne ilk geldiği günden başlayıp her yıl biraz daha artarak, Suudi Arabistan’daki gerçek gücün o olduğu kendini belli ediyor. Hatta bir ara, kraliyet ailesinden zenginleri bir otele hapsedip günler boyu dünyayla ilişkilerini kesmiş, servetlerinin önemli bir bölümünü bağışlamaları karşılığında serbest kalmalarını sağlamıştı.

Eleştirilere tahammül eşiği düşük biri MbS; ülkesinin ismi en bilinen gazetecisi Cemal Kaşıkçı’nın muhalif çizgisi yüzünden başına gelenleri biliyoruz. Gazetelerde köşesi, televizyonda programı olan Kaşıkçı muhalif tavrı yüzünden köşesini ve programını kaybedince yurtdışına çıkmak zorunda kalmıştı. Amerikan Washington Post gazetesinden eleştirilerine devam edince, bir belge almak üzere uğradığı İstanbul’daki Suudi Arabistan başkonsolosluk binasında, Riyad’tan gönderilen kalabalık bir infaz timi tarafından vahşice öldürüldü.

O olayla ününe yeni bir ün daha katmış oldu MbS…

Türkiye’ye gelişi kendisine biçtiği yeni rolle ilişkili. Suudi Arabistan’ı dünyada sözü dinlenir bir ülke haline getirme rolü bu. Hayli zamandır o yolda ciddi adımlar atıyor. Bölge ülkelerini İsrail ile yakınlaştırma projesinin iki mimarından biri ABD’nin eski başkanı Donald Trump’ın damadı Jared Kushner, diğeri de MbS idi. İsrail, Mısır ve Yunanistan ile üçlü bir askeri ve ticari ittifak kurduğu da biliniyor.

Yunanistan’ın Akdeniz’de düzenlediği askeri tatbikatlara Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri ile birlikte Suud ordusu da katılıyor.

Ülkesini dünyada sözü dinlenir hale getirme projesinin yeni adımı ve kapsamlı bir ziyaret listesinin parçası olarak Ankara’ya uğradı MbS. Ankara’ya Mısır ve Ürdün başkentlerine uğradıktan sonra geldi. Türkiye’den Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimine doğru yola çıktı.

Kaç gündür ziyaretlerini dünya basınından izlemeye çalışıyorum. İlk izlenimim şu: En ilgi gören ziyareti ülkemize oldu. Küçüklü büyüklü gazeteler dünyanın hemen her tarafında “MbS Türkiye’de” haberleri yaptılar.

Her haberi başlıktan Kaşıkçı cinayeti ile irtibatlıyor dünya basını…

“Kaşıkçı cinayetinden sonra ilk kez” vurgusu hepsinde var.

Neden bu vurgu?

Çünkü, İstanbul’da gerçekleştirilen infaz sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öncülüğünde, Türkiye’nin çabalarıyla, ‘gazeteci infazı’ uluslararası gazeteler tarafından -ve tabii TV kanallarınca da- günler ve haftalar boyu gündemde tutulmuştu.

Türkiye’ye bu konuda izlediği haktan ve basından yana tutumundan dolayı hayranlık duyuluyor ve bu his uluslararası medyanın haberlerine yansıyordu.

Konuyla ilgili birkaç da belgesel çekildi; kullanılan belgeler ve görsel malzemelerin Türkiye’de devletin sağladığı kolaylıkla elde edildiği hepsinde mutlaka belirtildi.

O sebeple de, uluslararası basın manşetlerinde ‘Kaşıkçı’ vurgusuna yer veriyor, anlam taşıyan fotoğraflar kullanıyor.

Bu yazımın altına iki Suud gazetesinin manşet görüntülerini ekleyeceğim.

MbS Esenboğa’da karşılanır ve uğurlanırken Tayyip Erdoğan’ı yan yana gösteren fotoğraflar yaygın biçimde kullanıldı, ama benim dikkatimi en fazla çeken fotoğraflardan biri MbS’nin Külliye’deki askeri törende, hükümet üyeleri ile ilk karşılaştığı sırada, Hazine bakanı Nureddin Nebati’yle el sıkışmasına dair fotoğraftı. MbS sanki kendisini iyi tanıyormuş gibi o fotoğrafta.

Tanıyor olabilir de, olmayabilir de. Ancak, onun öneminden haberdar olduğu muhakkak.

Suud’un resmi haber ajansının dünya medyasına sağladığı karşılanma ve uğurlanma görüntüleri bizde muhalefeti hayli meşgul edeceğe benziyor.

Fotoğraflar gerçekten çarpıcı.

Resmi uçağın kapısında MbS ve aşağıda merdivenin yanı başında Erdoğan…

Cumhurbaşkanı’nın devlet başkanı olmayan birine gösterdiği aşırı nezaketi vurgulamak istemiş olmalı o fotoğrafı kullanan yabancı gazeteler…

Suudi Arabistan’ın yaygın dağıtılan gazetesi ‘Şark-ul Avsat’ (ŞA) farklı bir fotoğraf kullanmış; onda da Cumhurbaşkanı Erdoğan konuğunun elini iki eli arasına almış görüntüde… MbS o fotoğrafta da aynı mütebessim ifadesini koruyor…[ŞA internetten Türkçe de yayımlanıyor.]

Ben bu aşırı mütebessim hali, yola çıkmadan önce nasıl karşılanacağından emin olmayan birinin ev sahibi ülkeye ayak bastığında karşılaştığı olağanüstü karşılamadan duyduğu şaşkınlığa bağladım.

Galiba bu kadarını beklemiyordu Suudlular…

Abdullah Gül, ülkemizin 11. Cumhurbaşkanı olarak çıktığı Arap ülkeleri ziyaretlerinde, MbS’nin Ankara’da gördüğü türden ilgiyle ağırlanır, devlet başkanları tarafından karşılanır ve uğurlanır, Türkiye’nin ‘dünyanın önemli ülkelerinden biri’ olduğu kanaati hissettirilirdi.

Ziyaretlerini izlerken konuk ülkeden izlenimim hep bu yolda olurdu. Şimdilerde Cumhurbaşkanı Erdoğan‘ın gezilerinde de aynı izlenim alınıyor mudur, bilmem mümkün değil.

MbS bir de ABD başkanı Joe Biden’i ayağına kadar getirtebilse daha da mutlu olacak ama Amerikan siyaseti buna izin vermeyecek gibi; Suudi Arabistan’a gittiğinde Biden’in görüşecekleri listesinde MbS muhtemelen olmayacak…

Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi yakın müttefikleri olan konuklarına Türkiye’den daha az samimi bir ağırlama göstermezler herhalde.

*Bu yazı fehmikoru.com adresinden aynen alınmıştır.