Gündem

Fehmi Koru: Bir tarafın oyu diğerinden en az yüzde 20 fazla çıksın

"Referandumun sonucu kimse için bir 'zafer' teşkil etmeyecek"

11 Nisan 2017 12:48

Fehmi Koru*

Referandumda, sandıktan, bir taraf için ‘zafer’ mi çıkacak?

Bu soruyu yalnızca “Oylarımız yüzde 51’e dayandı” diye şimdiden bayram edenler için sormuyorum; daha başarının en ufak ipucu ortada yok iken birilerini ‘İzmir’de denize dökmek’ten söz etmeye başlayanlar için de geçerli sorum

Sandıktan ‘zafer’ mi çıkacak?

Referandum basit konular için uygundur

Türkiye siyasilerin işgüzarlığıyla sistem değişikliğini halka sormaya karar verdi.

Yanlış bir karar bu. Referandumlar, çok daha masum konularda olur. ABD’de, şu sıralarda, eyaletlerin ‘uyuşturucu’ kapsamı içerisinde bulunan bazı maddeleri yasallaştırıp yasallaştırmaması referandumlara konu oluyor.

Devlet sisteminde köklü değişiklikler için biraz fazla basit kalan bir yöntem referandum.

Ülkelerin sistemleri.. kurucu irade tarafından.. ya bir istiklal savaşı (ABD ve Türkiye), ya bir halk isyanı (Fransa).. ya yabancı bir gücün işgali (Ortadoğu’da pek çok ülke) sonrasında belirleniyor…

Parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçmek için halka soru sorulduğu (referandum) pek alışılmış bir yöntem değil…

“İyi ya, biz daha iyisini yapıyoruz” diyen çıkabilir.

Acaba?

Kuşkum başlarda da vardı ve dile getirmiştim, ama referandum kampanyasını izlerken endişelerim iyice pekişti.

Halka sorma amaçlı referandum yöntemi, kampanyanın aldığı biçimle, kolayca halkı aldatmaya dönüşebiliyor çünkü.

Sandık başına gitmemize sayılı günler kaldı, oyumuzu anayasa değişikliği paketinin içeriğine göre mi vereceğiz, yoksa ‘Evet’ veya ‘Hayır’ kampanyasını yürütenlerin bizleri sürükledikleri tartışma zeminine bakarak mı?

O zeminde neler var? Her şey var da, anayasa değişikliği paketi içerisinde yer alan maddelerin ülkemize sunduğu yeni yönetim biçiminin iyi mi kötü mü olacağına dair görüşler yok.

Sistem yerine kişiler tartışılıyor

Bir taraf CHP liderinin kişiliğini tepe tepe kullanarak.. diğer taraf da niyet okuması yaparak.. oylarımızı kendi istedikleri yönde kullanmamızı bekliyor.

Referandum kampanyası giderek bu iki anlamsız noktada düğümlenmiş görünüyor.

Hatta tek: Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a güveniyorsak ‘Evet’ oyu vereceğiz, güvenmiyor veya sevmiyorsak ‘Hayır’ oyu kullanacağız…

Sonunda bütün kampanya gelip buna dayandı.

Ne kadar yanlış…

Yanlışlığın temelinde, 150 yıldan beri alışkın olduğumuz, birkaç kez kesintiye uğrasa bile bizi bugünlere taşımış olan ‘parlamenter sistem’den vazgeçmek gibi önemli bir konuda tek söz sarf edilmemesi yatıyor.

Vazgeçelim vazgeçmesine.. ama vazgeçmemizi isteyenlerin.. gerçeklerle hiç teması bulunmayan hayali birkaç eleştiri dışında.. mevcut sisteme getirdikleri.. küçük fırça darbeleriyle düzeltilmesi mümkün olmayan.. fazla bir kusur bulunmuyor…

Tersi de doğru.. Yeni getirilmek istenen sistemin aleyhinde oy kullanmamızı isteyenler de.. bula bula.. ‘tek adam’ gerekçesi etrafında ve Tayyip Erdoğan’ı hedef alan.. gerekçelerle karşımıza çıkıyorlar.

Miting meydanlarında.. kentlerin ortasında kurulan çadırlarda.. basılı malzemelerde.. TV tartışmalarında.. gazete köşelerinde.. konu hep kişiler ekseninde tartışılıyor…

Kör döğüşü gibi bir şey…

Sorun 16 Nisan’dan sonra başlayacak

‘Zafer’ diye konuya yaklaşanlar, asıl sorunun, sandıklar açılıp sonuç ortaya çıktıktan sonra başlayacağını idrak etmeli.

‘Evet’ de çıksa sandıktan, sorun.. ‘Hayır’ da çıksa..

Nedeni, referanduma sunulan konunun gerçekler açısından tartışılmaması…

Öyle tartışılsaydı durum farklı mı olacaktı?

Hiç kuşkusuz.

Bir kere, oylar, anket firmalarının ayrıntılarını açıklamadığı, ancak genel hatlarıyla “Ortada” veya “Bıçak sırtı” bilgisini sunduğundan farklı bir biçimde bölünecek ve yanlışlık halktan destek görmeyecekti.

Yanlışlık?

Tezlerden biri halkın irfanı tarafından yanlış bulunacak ve çoğunluk ondan uzak duracaktı.

Kampanyanın aldatıcı ikliminde bugün bundan emin olmamız mümkün değil.

Basit konularda yapılan referandumlarda çıkacak sonucun birbirine yakın olması o kadar önemli değil; ‘sistem değişikliği’ yapıyoruz.. ve bunun yüzde 50 + 1 ile kabul edildiğini.. veya yüzde 50 + 1 ile reddedildiğini düşünün…

Sözün kısası şu: Referandumun sonucunda hangi tez kabul görürse görsün, bu kimse için bir ‘zafer’ teşkil etmeyecek. Vartayı az zararla atlatmak istiyorsak.. umalım ki.. sandıktan bir tarafın oyu diğerinden bayağı baskın çıksın…

Hangisi olursa.. yüzde 60’ı bulsun…


* Bu yazı Fehmikoru.com'da yayınlanmıştır