Fehmi Koru*
Mehmet Barlas’tı sanırım, televizyonlarda siyasi tartışmaların gözde olduğu dönemde, zaman açısından sona yaklaşılıp da heyecan zirveye çıkınca, “Keşke tartışmaya sondan başlasaydık” diyen…
“Keşke Barack Obama dönemine sondan başlasaydı” diyenler herhalde az değildir…
Hiç değilse, ben, sekiz yıl boyu ihmal edilen, kendi haline bırakıldığı için Türkiye’nin Mavi Marmara ile müdahale etmek zorunda kaldığı ‘Arap-İsrail ihtilâfının barışçı yoldan çözümü’ için, şimdi yapılanlar çok önceden akla gelseydi görüşündeyim.
İsrail’in Araplar’a ait olduğu kimbilir kaç BM kararına konu olmuş topraklarda Yahudiler’in yerleşim merkezi kurmalarına izin vermesine yine BM’de “Dur” denmesine imkân sağlamak… Dışişleri Bakanı John Kerry ağzıyla, “Gelmiş geçmiş en ayrımcı, en bağnaz İsrail hükümeti” sözcüklerini bütün dünya önünde ilân etmek…
Bunlar önceden yapılsaydı, eminim, ardından gelenin bozamayacağı bir miras bırakmış olurdu dünyaya Barack Obama…
Giderayak yapıldığı için, yaptıklarının pek fazla etkisi olmayacak…
Hep geç kalan bir başkan
Aynı durum Rusya’ya ağzının payını vermek ve diplomatik cezalara çarptırmak açısından da söylenebilir…
Obama o konuda da geç kaldı.
Rusya ‘siber saldırı’ işine Donald Trump’ı seçtirmek amacıyla ABD’yle başlamadı ki..
Hepsi ABD’nin müttefikleri olan Ukrayna, Estonya, Gürcistan ve Moldova’da sonuç alan saldırıları çok önceden fark edildi Moskova’nın…
Almanya kimbilir kaç kez kurumlarının siber saldırıya uğradığı feveranında bulundu.
Bunlar bilinenler…
Moskova bir süredir pek çok ülkede medya atağında. Bir yandan İngilizce yayın yapan televizyonunun izlenilirliğini artırmaya çalışıyor, bir yandan da oraya çıkacak kişiler için seçkinci davranıyor. Önem verilen her ülkede, o ülkenin diliyle yayın yapan radyosu, ajansı, desteklediği internet siteleri var.
Etkili de…
Soğuk Savaş yıllarında, CIA aracılığıyla ABD’nin yürüttüğü, uluslararası medyayı yönlendirme faaliyetini, günümüzde taklit ediyor Rusya ve sonuç da alıyor.
Olan bitenlerle ilgili Moskova’nın ne düşündüğünü aktarmakla yetinmiyor Rusya destekli yayınlar, hitap ettiği ülkenin tartışma gündemini etkileme çabasında aynı zamanda; etkili de oluyor…
Dolaylı yoldan elde ettiği etkisini siber saldırılara izin vererek, –ne bileyim belki de teşvik ederek– ülkelerin demokratik süreçlerine müdahale etmeye kalkışmasaydı, amacına dolaylı yollardan da ulaşacaktı Rusya…
Biraz geç olsa da…
Siber saldırıyı ilk Amerika başlattı
Rusya’nın siber saldırı alanında da ABD’yi taklit ve takip ettiği meydanda.
Herhalde Stuxnet olayını hatırlıyorsunuzdur.
İlk ortaya çıkışı 2009 yılındadır, ama ondan önceki 4 yıl boyunca da ‘ABD-İsrail ortak ürünü’ bir bilgisayar virüsünün İran’ın devlet bilgisayarlarını hedef aldığı biliniyor.
Demek ki, 10 yıl önce, ABD, bir başka devlete karşı ‘siber saldırı’ başlatmıştı.
O sayede İran’ın 6 bin kadar nükleer santrifüjünün en az binini Stuxnet ile devre dışı bırakmıştı ABD…
Saldırının, İran devletine, “İstersem bütün bilgisayar ağını virüsle çökertirim” mesajı yerine geçtiği, o zamana kadar nükleer tesislerini denetime açmayan İran’ın, birdenbire, “Gelin, denetleyin” noktasına gelmesinden belli olmuştu.
Rusya’nın yaptığı, bir bakıma, ABD’nin o bilinen ilk siber saldırısıyla açtığı yolu devam ettirmek ve iddia doğruysa, bunu ABD’yi de hedef alacak şekilde gerçekleştirmektir.
Ne demişler: “Rüzgâr eken, fırtına biçer…”
Yaptırımlar ve gelecek yeni yaptırımlar
Obama, CIA ve FBI’dan da aldığı destekle, bir süredir, “ABD seçimlerine müdahale eden Rusya’ya karşı onun anlayacağı dilden cevap verileceği” yolunda açıklamalarda bulunuyordu.
Dün, 35 Rus diplomat ile 4 casusu ‘istenmeyen adam’ ilân ederek ülkeden çıkarma, iki tesisi kapatma kararıyla ciddi yaptırım adımı atıldı.
ABD’nin cevabının bununla sınırlı kalmayacağı, yaptırımlarla eş-zamanlı paylaşılan Obama’nın açıklamasından anlaşılıyor. “Münasip gördüğümüz zamanda yeni yaptırımlara da başvuracağız, ama yaptıklarımızın bazısını açıklamayacağız” diyor Obama.
Bir şey daha: “Önümüzdeki günlerde Rusya’nın seçimimize –yalnızca son seçime değil daha öncekilere de– müdahale çabaları ile ilgili bir raporu Kongre’ye sunacağız” da diyor açıklamasında Barack Obama…
Ciddi yaptırımlar uygulayacak kadar seçime müdahale edildiğinden eminse Amerikan yönetimi, bunu bütün dünyayla paylaşıyorsa, bir yabancı ülke tarafından müdahale edilmiş seçimin kaderi ne olacak?
Trump ne olacak?
Trump rakibinden 3 milyon oy daha az aldığı halde, ikinci seçmen sayısı yüksek eyaletleri kazanmaya yoğunlaşarak seçimden başkan olarak çıktı; 20 gün sonra Beyaz Saray’a taşınmayı bekliyor.
Buna müsaade edilecek mi?
Edilmezse, bir başka ülkenin, Rusya’nın, müdahalesiyle seçilmiş bir başkan olarak ülkesini nasıl yönetecek?
Daha şimdiden politikalarını çizgisinden saptırmaya çalıştığı ortadayken…
Müsaade edilmeyecekse, Trump’ın başkan olması engellenecekse, bu nasıl gerçekleşecek?
Ya Türkiye?
Bir sorum daha var: ABD ve Rusya’nın, kirli çamaşırlarını ortaya döktükleri bu ortamda, anlıyoruz ki, elinde siber saldırı yapacak araç-gereç ve insan unsuru bulunan devletler, öteki ülkeleri etkilemek için her türlü namussuzluğu yapıyorlar.
Siber güvenlik alanında biz neredeyiz?
Bu yazı fehmikoru.com'dan alınmıştır