Fehmi Koru*
Bu yıl, 2020 yılı, içeride ve dışarıda sürprizlerle dolu olacakmış gibi geliyor bana.
Doğal olarak belirsizlikler fazla olunca yaşanır sürprizler; 2020’ye çok sayıda belirsizlik birikimiyle girdiğimiz için dünyayı ve ülkemizi yakından ilgilendiren bazı konularda sürprizlerle karşılaşmaya hazırlıklı olmamız gerekiyor.
Önce dışarıdan başlayayım.
ABD’den.
Trump kazanır deniliyor, ya kaybederse?
2020 ABD’de seçim yılı. Bilindiği üzere, başkanlık sisteminin bulunduğu ABD’de, geleneksel olarak, başkanlık yarışında iki partinin adayları çekişir. Demokrat Parti henüz adayını belirlemedi, ancak Cumhuriyetçi Parti adayının karşısına kimin çıkacağı bir-iki ay içerisinde belli olur. Muhtemel aday, Barack Obama’nın başkan yardımcısı Joe Biden…
Cumhuriyetçi Parti’nin adayı da hiç kuşkusuz Donald Trump…
Tabii Kongre daha önce Trump’ın önünü kesmezse…
Belirsizlik, seçimin favorisi olan Trump’ın Kongre’de azil edilmesiyle sonuçlanabilecek yargı mekanizmasına muhatap edilmesinden kaynaklanıyor.
Geçtiğimiz ay ABD başkenti Washington’da geçirdiğim birkaç gün içerisinde görüşme fırsatı bulduğum siyasi yorumcular, dıştan bakılınca boşa çabaymış gibi görünen azil sürecinin, tahminlerin tersine. Trump’ın aleyhine de sonuçlanabileceğini ısrarla vurguladılar.
“Nixon’ı da 1974’te feda etmekte zorlanıyordu Cumhuriyetçi Partili senatörler; ancak iki yılı bulan süreç içerisinde, Beyaz Saray’dan ve güvenlik kurumlarından basına sızdırılan gerçeklerle tablo değişti ve en sıkı Nixon taraftarı olan senatörler bile ‘azledilmeli’ noktasına geldiler. Bu defa da öyle olabilir” diyen diyeneydi.
Hiç kuşkusuz “Trump’lı ABD” ile “Trump’tan başkasının Beyaz Saray’da oturacağı ABD” arasında dünya açısından büyük farklar olacaktır.
Türkiye açısından da öyle.
Kartlarının neredeyse bütününü “Trump’lı ABD” sonucuna göre oynamış görünen Türkiye açısından özellikle öyle…
Dünya için 2020’de yaşanabilecek en önemli belirsizlik ABD seçimlerinin nasıl sonuç vereceğidir.
Bana her şey erken seçim ihtimalini hatırlatıyor
Hemen bütün hesapların seçimlerin 2023’te yapılacağı varsayımı üzerine yapılageldiği ülkemizde 2020 yılında bir erken seçime tanıklık edebiliriz.
İktidar partisinin 2023’te siyaseten bugünkü durumundan daha kötü olma ihtimali her geçen gün biraz daha büyüyor. Şu son zamanlarda meydana gelen ülkemizin iç ve dış politikasını ilgilendiren gelişmeler de, iktidarın sanki bir acil-erken-baskın seçime hazırlandığı görüntüsünü veriyor.
AK Parti açısından en ciddi sıkıntı şimdilerde hayat pahalılığı olarak kendini belli eden ekonomideki olumsuz gelişmeler… Nedeni tam anlaşılmaz bir biçimde ekonomik göstergelere fazla yansımasa da çarşı-pazar enflasyonu herkes tarafından hissedilir bir hal aldı. Çözüm için başvurulan yöntemlere bakıldığında, bunların kısa vadeli düşünülerek alınmış tedbirler olduğu görülüyor.
Zamana yayıldığında risklerle dolu bir dizi karar da erken seçim habercisi gibi…
Örnek mi istediniz? İşte örnekler:
Suriye’de işler beklendiği gibi gitmiyor; ancak Suriye politikası ülkenin güvenlik endişeleriyle doğrudan ilişkili olduğu için, orada karşılaşılan engellere tahammül eşiği biraz yüksek. Buna karşılık yeni açılım hedefi olan Libya için durum farklı. Oradaki iç çekişmede Türkiye kaybetmesi çok muhtemel bir tarafın destekçisi ve Libya’ya asker gönderilmesinin ciddi bir siyasi maliyeti olabilir.
Trump’ın azledildiği için ABD’deki başkanlık seçimine katılamaması veya katılabilse bile kaybetmesi ihtimallerinin Türkiye’deki iktidar açısından taşıyabileceği riskleri de bu tabloya katabiliriz.
Yeni yıla girerken “60 yıllık rüya” olarak sunulan ve ülkenin bütünü tarafından heyecanla karşılanmış ‘elektrikli yerli ve milli otomobil projesi’ için son gerçekleşme tarihi olarak verilen 2022 yılı böylesine büyük ve ciddi bir girişimin hayata geçirilmesi açısından hayli kısa bir süre.
Proje belirtilen zamanda üretime geçemezse ve hele süre 2023’te yapılacak seçimlerin sonrasına kayarsa -ki uzmanlar böyle bir ihtimali bayağı muhtemel görüyorlar- bugün yaşanan güçlü toplumsal heyecanın aynı güçte hayal kırıklığına yol açması mukadderdir.
En önemli sebeplerden biri de, biri kurulmuş, diğeri bir-iki hafta içerisinde kuruluşunu ilan edecek iki yeni partinin siyasi zeminde sebep olması kaçınılmaz kaymalardır. Sorunlarla boğuşulacak seçime kadar geçecek sürede, çekirdek kadrolarında AK Parti’den bilinen isimlerin bulunacağı iki partinin iktidara muhalefetinin etkisi 2023 seçimlerinde elbette hissedilecektir.
2020 yılı Türkiye açısından işte bu sebeplerle bir erken seçim sürprizine hazırlıklı olmayı gerektiriyor.
İktidar “Şimdi yenileceğime, 2023’ü beklerim” diyebilir
Tabii, “Seçimleri erkene almak mı yoksa zamanında yapmak mı?” ikilemi ile karşı karşıya bulunan Cumhur İttifakı partileri, nasıl olsa her iki halde de iktidarın kaybedileceğini düşünüp vaktin bütününü kullanmayı ve erken seçime gitmemeyi de tercih edebilir.
Benim hesaplarıma göre, bu ihtimal de, 2020 için öngördüğüm ‘sürprizli yıl olma‘ özelliğini ortadan kaldırmaz; çünkü esas sürpriz seçimin 2020 içerisinde değil de vaktinde yapılmasıdır.
Sürprizli bir yıl olacağa benziyor bugün ilk gününü yaşadığımız 2020.
*Bu yazı fehmikoru.com'dan alınmıştır.