Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), ABD öncülüğündeki koalisyonun da desteğiyle Suriye'nin Cerablus kasabasına harekât başlattı.
'Fırat Kalkanı' adı verilen operasyona TSK'nın tankları, savaş uçakları ve Özgür Suriye Ordusu'na bağlı militanlar katılıyor.
Operasyonun amacı ve olası sonuçlarını gazeteci Fehim Taştekin'e sorduk:
Şimdi müdahale etmesinin beş nedeni var. Birincisi, Türkiye, IŞİD'i Cerablus'tan atan gücün Kürtler olmasını istemiyor. Malum Kürt koridoru endişesi.
Kürtler, Kobani ile Afrin arasında bağlantı kurmak için bu bölgeye özel önem veriyor. Tabi Rojava üzerindeki IŞİD baskısının bitmesi için de bölgenin temizlenmesi lazım.
İkinci neden cihatçı grupların Türkiye'nin kapıları açması sayesinde bu bölgeyi ele geçirmiş olması. Sonradan ortaklarını kovup tek başına hükmeden IŞİD buralarda temizlik yaparken de Türkiye ses çıkarmadı. Zaten Türkiye-IŞİD bağlantısı da bu olaylar nedeniyle kuruldu. Ardından Türkiye IŞİD'in Rojava'ya karşı saldırılarını kolaylaştırdı. Son olarak da YPG'nin önüne konan Fırat'ın batısına geçemez kırmızı çizgisiyle esasen IŞİD'e de dolaylı olarak kalkan olmuş oldu.
Bu pozisyon Türkiye üzerindeki baskıları arttırdı. Türkiye, YPG liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri'nin Cerablus'a operasyon yapmasını önlemek için kendi güdümünde gruplarla operasyon yapmak zorunda kaldı. Hem IŞİD'i destekliyor görüntüsünden hem baskılardan kurtulmak için bunu yapma gereği duydu.
Üçüncüsü, IŞİD artık Türkiye'yi de İncirlik üssünü açtığından beri artan oranda tehdit eder hale geldi. Artık hükümetin eli kolu bağlı kalamazdı. Gerçi içerdeki hücrelerle samimi ve ciddi olarak mücadele etmemesi de ayrıca sorgulanmalı.
Dördüncüsü, Türkiye Rus uçağını düşürdükten sonra Suriye'de oyun dışı kalmıştı. Bu şekilde oyuna dönme fırsatı buldu.
Beşincisi, bu operasyonla Esad karşıtı güçlere desteğin önünü açmak istemiş olabilir. Bu güçler Halep'te çok zor durumda.
Ruslar ve Amerikalılar operasyonu onaylıyor, ama onayladıkları şey Erdoğan'ın deklare ettiği gibi hem IŞİD hem YPG/PYD'ye karşı operasyon değil.
Rusya'nın onayı olmadan Suriye hava sahasına Türk savaş uçakları ya da karadan tanklar giremez. Ruslar S-400'ler ile hava sahasını Türklere kapatmıştı. İlişkiler normalleşirken bu konuda da anlaştılar.
ABD ile zaten bu konuda mutabakat sağlanmıştı. Erdoğan son ABD ziyaretinde, "Siz havadan destek verirseniz, biz de müttefikimiz olan muhalifleri Cerablus'a sokarız" demişti. Bunu iki kez El Rai'ye yönelik olarak denediler, ama başaramadılar.
Ama operasyon Kürtlere yönelirse ABD frene basabilir, çünkü YPG artık sahada Amerikan müttefiki.
Ruslar da YPG'ye karşı savaşı onaylamaz.
Suriye ile anlaşma olduğunu sanmam. Esad Kürtleri Erdoğan'a altın tepside sunup mutlu etmez. Tabi Halep'teki gruplara Türk desteği kesilirse durum değişir.
Resmi açıklamaya göre, Cerablus'u IŞİD'den temizlemeyi ve PYD/YPG ile mücadeleyi. Ama asıl hedef tabi ki Kürtlerin kontrol alanını sınırlamak. SDG'yi (Suriye Demokratik Güçleri) Cerablus'tan uzak tutabilirler ama Menbic'ten çıkartamazlar ve El Bab'a yönelmekten de alıkoyamazlar.
Ayrıca sahadaki SDG operasyon planlamasının ABD ile birlikte yapıldığını unutmamak lazım.
Türkiye, IŞİD niyetine hedefi büyütürse ABD ile karşı karşıya gelir. Ayrıca sahayı IŞİD sonrası nasıl tutacakları konusunda ihtimal hesaplarının sağlıklı yapıldığını sanmıyorum. Türkiye'nin çalıştığı grupların kapasite ve kabiliyetleri sınırlı.
Bunlara Amerikanvari bir destek sağlanmadığı sürece El Rai'deki hezimet tekrarlanabilir.
Türkmenler ve bazı Arap birliklerinden oluşuyor.
Kürtlerin tahayyülünde Derik'ten Afrin'e bir coğrafyayı federatif bir yapıya dönüştürmek var.
Türkiye gibi Suriye yönetimi de buna izin vermek istemiyor. Şam yönetimi üçlü kantonu müzakere edilebilir buluyordu, ama federasyon başka bir perspektif ve bölünme korkusunu besliyor. Bu korkuyu tetikleyen başka bir husus da Amerikan askeri varlığının kalıcı hale gelmesi ihtimalidir.
Eğer Cerablus olmazsa Kobani-Afrin bağlantısı Türkiye sınırlarının 30-40 km kadar güneyinden Menbic ve El Bab üzerinden bir koridorla sağlanabilir. Şu an üzerinde durulan güzergâh da burası.
Elbette artırır. Türkiye sınırlarına ihtiyacı olduğu ve Ankara'nın laçka politikasından istifade ettiği için Türkiye'deki eylemlerini üstlenmiyordu. Artık düşmanlık doğrudan ve aleni hale gelebilir.
Türkiye, Suriye politikasında bir değişikliğe gidecekse bir şey almak istiyor; o şey de Rojava'yı yıkmaktır. Esad ile ortaklığın şartı Kürtlere karşı ortak cephe kurmaktır.
Ankara YPG konusunda Amerikan politikalarından dolayı mutsuz. Şimdi İran ve Rusya ile yeni ortaklığı Kürt karşıtı bir zemine çekmeye çalışıyor.
Ancak İran PKK konusunda Türkiye ile aynı hassasiyete sahip olsa da Rojava konusunda Ankara ile aynı dalga boyunda değil. Rusya da öyle.
İki ülke için Kürtler Şam ile anlaşır ve özerklik kurarsa sorun olmaz. Ayrıca iki ülke de ABD'nin Kürtler üzerinden bölgenin geleceğine kendi çıkarlarını saplamasını istemiyor.
Türkiye'nin izlediği bu yol en çok öfkelendiği Amerikan senaryosuna yarar.