Spor

F.Bahçe'de Sol Açık grubunun Ergenekon isyanı...

Fenerbahçe'nin taraftar grubu Sol Açık, Aziz Yıldırım'ın beraati için verdiği mücadelede neden 'Ergenekoncu' olmakla suçlandıklarını anlattılar

28 Haziran 2012 17:47

Taylan Büyükşahin

@tbuyuksahin

 

Endüstriyel futbola karşı 'Sol Açık'ta mücadele

 

Fenerbahçe taraftar grubu Sol Açık, son dönemlerde adından belki de en çok söz ettiren taraftar gruplarından... Açıklamalarıyla, pankartları ve tezahüratlarıyla öne çıkan Sol Açık, özellikle şike operasyonuna karşı sergilediği duruşla da dikkatleri üzerine çekiyor. Bu 'sol' duruş, tabi ki polisin de dikkatinden kaçmış değil. Fenerbahçe Ülker-Mersin BB basketbol maçında, Fenerbahçe Ülker Sports Arena’ya ‘Onurlu bir bakış, görkemli bir direniş’ ve ‘Sarının kavgasında lacivert düşlerimiz var’ pankartlarını sokmak isteyen Sol Açık'a polis ‘fikirsel işler’ peşinde koştuklarını söyleyip izin vermedi.

Polis bu tespiti yaptı.

Nihat Özdemir kendilerine 'marjinal' dedi.

Cemaat medyası 'Ergenekoncu' olmakla suçladı.

Ama onlar, tek bir misyonları olduğunu söylüyor. O da, endüstriyel futbola karşı olmak...

Kadıköy'de bir kahvaltıda buluştuk Sol Açık üyeleriyle. Radikal'den spor yazarları Kenan Başaran ve Uğur Vardan da gelmişti. Sanatçı Hakan Yeşilyurt da oradaydı. Sol Açık üyeleri, Çağlayan'daki şike davası duruşmalarını yakından takip eden Başaran'a dava ile ilgili sorular soruyor, yanıtları dikkatli bir şekilde dinliyorlardı.

Klasik soruyu sordum: “Siz kimsiniz?”

“Endüstriyel futbola karşı bir oluşumuz. Solun eşitlik ve vicdan duruşunu sergiliyoruz” dedi Sol Açık üyelerinden Fatih Atlay. Taraftarın müşteri olarak görülmesine karşı olduklarını söyleyen Atlay, futbolun asıl olarak işçi sınıfının boş zamanlarını geçirme aktivitesi olduğunu belirtti. Atlay, “Futbolu yöneten bir üst sınıf. Oyunun asıl sahibi olan sokak insani ise futbolun hiçbir yerinde yok. Mesela Abdullah Kiğılı Fenerbahçe'nin büyüklüğünü sürekli Fenerium üzerinden ve borsa değeri olarak görüyor. Ama Fenerbahçe'nin büyüklüğü bu değil. İslam Çupi'nin 'Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz' sözüdür bizim için aslolan. Toplumun gözünden kaçan olayları göstermeye çalışıyoruz. Siyasi bir oluşum değiliz. Farklı görüşlerden insanlar var ama asla bir siyasi oluşum değiliz. Sadece futbolu değil, amatör branşları da destekliyoruz” dedi.

'Bu maça can dayanmaz' gibi manşetlere karşı olduklarını ifade eden Sevgi İlgezdi, “Futbol ölmek için değildir, eğlenmek içindir. Biz Fenerbahçe kulübünün rüyasının değişmesini istiyoruz. Fenerbahçe'nin başka bir dünyayı, başka bir şekli temsil etmesini istiyoruz. Fenerbahçe taraftarı dünyada ırkçılığa karşıdır, ezilenin yanındadır olarak anılsın istiyoruz. Mesela Barcelona THY konusunda bunu yaptı” şeklinde konuştu.

 

İlkleri Gerçekleştiriyor

 

Sol Açık grubunu Ali Erkazan, Mazlum Çimen, Hüseyin Turan, Servet Kocakaya, Asaf Güven Aksel, Doğan Ülgenciler, Hakan Yeşilyurt, Rutkay Aziz ve Enver Aysever gibi pek çok aydın, sanatçı destekliyor. Geçtiğimiz Mayıs ayının 20'sinde birinci kuruluş yıldönümünü kutlayan Sol Açık'ın, kısa sürede bu kadar çok ses getirmesinin ve destek görmesinin nedeni, gerçek anlamda sergilediği 'sol' duruş.

Ezilen, zulüm gören kim varsa onların yanında olmaya çalıştılar. 1 Mayıs İşçi Bayramı organizasyon komitesinde yer alan ilk taraftar grubu oldular. İsrail’in 2009 yılından bu yana sebepsiz bir şekilde elinde tutuklu olan Filistinli futbolcu Mahmut Sarsak için, Filistin Dayanışma Derneği ile hareket ettiler. Sendikal hakları verilmeyen ve işten çıkarılan UPS işçilerine diğer sol taraftar gruplarıyla destek vererek, onların tekrar işe alınmasını sağladılar. Fatih Altay, “Beşiktaş’ın Halkın Takımı, Galatasaray’ın Tek Yumruk ve biz hep beraber işçilere desteğe gittik. Daha sonra o işçilerle masaya oturuldu ve hepsi işe alındı. İşte o noktada futbolun gücünü daha çok gördük” dedi.

Emre Belözoğlu’na tavır alan ilk ve tek Fenerbahçe taraftar grubu Sol Açık oldu. Bunun yanı sıra Türkiye'de ilk defa bir taraftar grubu, ırkçılık olayında dava açtı. Trabzon taraftarının ‘Papazın çayırından Kanuni'nin memleketine hangi yüzle geldiniz?’ pankartı hakkında Sol Açık suç duyurusunda bulundu.

Şükrü Saracoğlu ismini kullanmayarak sadece Fenerbahçe Stadı diyorlar.

Türk futbolunun tamamen temizlenmesi için “Futbolda hakikatler komisyonu kurun” diyen de Sol Açık.

3 Temmuz şike operasyonu sonrası, 9 Temmuz’da bu operasyonun temiz bir operasyon olmadığını açıkladılar. ‘Cemaat operasyonu’ olduğunu ilk onlar söylediler. Özellikle 1 Mayıs kutlamalarında açtıkları pankartlarla cemaat vurgusunu daha da fazla Türkiye’nin gündemine soktular. İşte o noktadan sonra da cemaatin hedefi oldular.

Aksiyon dergisinden Erkan Acar, ‘Marjinallerin Fenere Sızma Planı’ başlığıyla bir yazı yayınladı. Bu yazıda Sol Açık grubunu açıkça ‘Ergenekoncu’ ve ‘terörist’ olarak göstermeye çalıştı. Acar, bununla beraber twitter hesabından Sol Açık grubu için ‘Polisin gerekeni yapması lazım’ diye yazarak grubu polise hedef gösterdi.

Bu yaşananları Fatih Atlay, şöyle anlattı:

“Telefonla konuştuk Acar’la. Bize sorular sordu: Siz kimsiniz, hangi partidensiniz, sizi kim destekliyor gibi garip garip sorular sordu. Biz de, bizim siyasi kimliğimiz yoktur dedik. Bugüne kadar cemaat hakkında siz salladınız, artık sıra bizde dedi. Biz sokaktaki insanız, siz gazetecisiniz, gazeteciliğinizi tetikçi olarak mı kullanacaksınız dedik. Göreceksiniz bakın ne yapacağız dedi. Bunu söyledi, 2 gün sonra Aksiyon dergisinde bir haber çıktı. Bunlar DHKP-C’den esinlendi, bunlar Dev-Yol’cu aslında, bunları TKP, ÖDP destekliyor. Bizim haberlerimizi en çok sol.org.tr ve BirGün gazetesinin yaptığını söyledi. Ve şöyle dedi: BirGün yaptıysa haberlerinizi ÖDP’lisiniz, sol.org.tr yaptıysa TKP’lisiniz. Ben de cevap verdim. Biz tüm medyaya açıklamamızı gönderiyoruz. Zaman’dan Ahmet Çakır’a da gönderiyoruz. O da yazdı. Ama siz yazmıyorsanız BirGün yazıyorsa bu bizim ÖDP’li olduğumuz anlamına mı geliyor dedim. İşte ondan sonra bizi açık açık tehdit etti. Bundan sonra biz başlayacağız ve göreceksiniz dedi. Ondan sonra Aksiyon’da haber çıktı. Twitter hesabından sürekli ‘Bunlar Ergenekon bağlantılı, aşırı sol gruplar, bunlar Fenerbahçe’yi ele geçirmeye çalışıyor, Fenerbahçeliler bunları dışlamalı’ falan yazıyor. Bir de bunları Emre Belözoğlu’nun Volkan Demirel’in twitter hesabına yazıyor ‘Böyle böyle insanlar var’ diye. Birkaç gün sonra Rasim Ozan Kütahyalı, Beyaz TV’deki programda ‘Benim aldığım bilgilere göre bu taraftar grubu Ergenekon uzantısı olarak hareket ediyor’ dedi. Nedim Şener’le Ahmet Şık üzerinden bütün gazeteciler dışarıda olmalı dedik. Adam bizi Ergenekoncu yaptı bir anda.”

Operasyonun ters teptiğini söyleyen Sol Açık’tan Hüseyin Genç, cemaat konusunda şunları kaydetti: “Cemaat ele geçirmekten çok bir yaşam modeli oluşturuyor. Biz bunu söylüyoruz. Bu baskılarla sindire sindire bu modele geçmek istiyorlar. Şike operasyonunda iktidarın düşünemediği ve rahatsız oldukları bir diğer konuysa, çok düşünmeyen, tartışmayan, sorgulamayan, sadece maç izleyen kitleye ve taraftara ilk defa Türkiye’deki mahkemelerin ne kadar aksak olduğunu, adalet sisteminin ne kadar bozuk olduğunu gösterdi. Çeşitli görüşlerden solcu olmayan insanlara, bu ülkede adalet sisteminin olmadığını tekrar göstermiş oldu. Polisin şiddetini gördüler. Kimse taraftarın bu kadar birlik içersinde olacağını bilmiyordu.”

Peki, neden Aziz Yıldırım’ı savunuyorlar? Hüseyin Genç, bu konuda çok net konuşuyor: “Tutuklu öğrenciler, gazeteciler için ne söylüyorsak Aziz Yıldırım için de aynı şeyleri söylüyoruz. Aziz Yıldırım’ı Fenerbahçe logosunu temsil ettiği ve hukuksuzluğa maruz kaldığı için savunuyoruz. Poşu taktığı için Cihan Kırmızıgül ceza alıyorsa, pankart açtığı için Berna ile Ferhat tutuklanıyorsa, Aziz Yıldırım da aynısını yaşıyor. Sadece Yıldırım’ın yaşadıklarını görmüyoruz. Onun yaşadığının aynısını yüzlerce insan yaşıyor bu ülkede. Şu süreç olmasaydı Aziz Yıldırım’ın yanında olmazdık. Çünkü kendisi bir sınıfın insanı.”

“Fenerbahçe bizim bir kimliğimiz” diyen Sol Açık, kendilerine ait olacak bir marş üzerinde Hakan Yeşilyurt ile birlikte çalışıyor. Grubun hedefleri arasında yakın zamanda Doğu Anadolu’da Lefter’in adını yaşatacak bir kütüphane kurmak var.