Gündem

Fazıl Say: Türk halkı olarak birbirimizle uzlaşmalıyız

"Muhalifim diye büyükelçiler konserlerime gelmiyorlardı artık geliyorlar"

01 Ağustos 2018 11:08

Hürriyet yazarı Ayşe Arman'a konuşan Fazıl Say, "Muhalifim diye büyükelçiler konserlerime gelmiyorlardı artık geliyorlar" diyerek, "Benim bir beklentim yok, sadece dost olunsun istiyorum. Artık Türk halkı olarak birbirimizle uzlaşmalıyız. Biz, uzlaşı arayan bir toplumuz. Bunda karşı olunacak bir şey yok..." vurgusu yaptı. 

Hürriyet'ten Arman'ın "Muhalifim diye büyükelçiler konserlerime gelmiyorlardı artık geliyorlar" başlığıyla (1 Ağustos 2018) yayımlanan yazısı şöyle:

"Dün başlayan Fazıl Say röportajı bugün de devam ediyor. Say, “Artık Türk halkı olarak birbirimizle uzlaşmalıyız” diyor. Hadi hep birlikte okuyalım, bakın bunları hangi gerekçeyle söylüyor...

- 1990-2010 arası tüm dünyada bizi en iyi şekilde temsil ettin. Dışişleri çalışanları ve büyükelçilerle şahaneydi ilişkilerin. Birbirinden müthiş konserler verdin. Bundan 6 yıl önce o iyi ilişkiler neden bozuldu?

Belli ki, beni mimlemişler. Diplomatlar konserlerime gelmez oldular. Yani bir şekilde, benimle anılmayı sakıncalı buldular. Malum, muhalif görüşteyim ya...

- Katar olayı nedir peki? Ne oldu orada?

Katar’da bir orkestra vardı. Dünyanın her yerinden getirttikleri müzisyenlerle kurmuşlar. İyi bir orkestraydı. Benim eserlerimi de repertuvarlarına almışlardı, başta “İstanbul Senfonisi”... Ama sonra iptal ettiler, o zamanki Türk elçisi kulis yapmış orada, “Fazıl Say çalmayın!” diye. İşte yanlış işler. E haliyle benim gibi ülkesini, vatanını çok seven bir sanatçıyı kırdılar...

- Tek sorun FETÖ müydü?

Biz dışardaki sade vatandaşlar, “Kim FETÖ’dür, kim FETÖ değildir?” hiçbir zaman bilemedik ki. O dönemlerdeki diplomatlar arasında FETÖ yapılanması da varmış, sonra bunlar “elimine edildi”. Gazetelerde okuduğumuz bu. Sanıyorum ki onlardır. Ama hatayı kimin yaptığı, hatanın kendisinden önemli değil zaten...

- Peki son aylarda nasıl olumlu gelişmeler yaşanıyor?

Büyükelçilerimiz tekrar konserlerime gelmeye başladılar! Kendiliğinden. Bu durum onlara karşı beni de daha geniş gönüllü yaptı. Doğrusu da budur. Niye kavga edelim? Bir örnek vermek isterim: 2015’te New York Carnegie Hall’de konser vermiştim. Bir cumartesi akşamıydı. Salon tıklım tıklım doluydu. Türk sanatçılar, orada 15-20 yılda bir çalar. Temsil açısından mühim bir yerdir. Tabii ki o şehrinde yaşayan sanatsever Türk vatandaşları ve diplomatlar da, o konseri da gururla izler. New York’ta 20 küsur diplomatımız var, “Pardon ama bir cumartesi akşamı hepsinin birden ne işi çıktı da hiçbiri gelemedi konserime?” diye düşünmüştüm. Konser bitiminde sadece 3. kâtip gelip selamlarını iletmişti, vaziyetimiz buydu. Bu durumun düzelme yoluna girmesi herkes için iyi oldu.

- ‘2018’deyiz, yeni bir sayfa açalım’ diyorsun. Bu da hepimizi çok umutlandırıyor. Sence bu mümkün mü?

Göreceğiz... Benim bir beklentim yok, sadece dost olunsun istiyorum. Artık Türk halkı olarak birbirimizle uzlaşmalıyız. Biz, uzlaşı arayan bir toplumuz. Bunda karşı olunacak bir şey yok..."

  Yazının tamamı için tıklayın