Besteci ve piyanist Fazıl Say hakkında ikinci soruşturma açıldı. Sanatçı, Facebook sayfasında, "Bir piyanist hapis yatamaz. Hayatı biter. Daha iyisi gitmektir. 12 yaşımdaki kızımı bırakıp gitmenin ise planını henüz yapmadım. Ama yapabilirim. Bu faşizme karşı susmam isteniyor ve sanırım bunu da her tür manipülasyon eşliğinde başarırlar" dedi.
radikal.com.tr'de yer alan habere göre, Say, "Saçma sapan mahkeme" ve "it kopuk" sözleri nedeniyle açılan soruşturmanın davaya dönüşmesi durumunda 5 yıl hapis cezası istemiyle yargılanacak.
Say, duruma dair kişisel Facebook sayfasında şunları dile getirdi:
Hakkımda ikinci bir soruşturma daha açıldı. "Saçma sapan mahkeme" dediğim için 3 yıl.
"İt-kopuk" dediğim için 2 yıl. Toplam 5 yıl.
Hakkımda açılan ilk dava ise Şubat ayında devam edecek. "Dini değerleri aşağılamak" (!) suçu.
Onunla beraber altı buçuk yıl.
Yıllardır internette yüzbinlerce kişi tarafından paylaşılan herkesçe bilinen, Hayyam’ın bir dörtlüğünü internette "retweet" ettiğim için açılmıştı bu dava.
Önce herkes bunu şaka zannetti bu soruşturmayı. Dava açıldı. Bütün dünya bunu "çok saçma ve çok haksız" buldu. Dünya medyası ayağa kalktı.Türkiye rezil oldu. Dava Şubat’a , 2. Celseye kaldı.
Ama ben bir tv programında herkes gibi "saçma sapan" dediğim için bir 2 yıl daha… "İt-kopuk" kelimesini ise, internette, küfürler, hakaretler, tehtitler yağdıranlar için demiştim. Programı seyredebilirsiniz. Bize edilen ana avrat küfürler, bin çeşit hakaret ve tehditlere hiç kızmayalım, ama "it-kopuk" dersek hapis ? Bilmiyorum.
Merak ettiğim şey; Amaçları ne? Ben hapise girince başarılı mı oluyorlar? Evet oluyorlar! Onların amacı yaratmak değil, yıkmak.
Onlar insan olamıyorlar. Farklılıkları, hapis ile cezalandırmak istiyorlar. Türk medyası ise, beni düşman ilan etti, manipüle ettiği sebep ise, Türkiye’deki bir ticari müziğin değersizliğini söylemiş olmam, bu yüzden her gün, ama her gün aleyhimde yeni bir şey yamaktalar, utanmadan, sıkılmadan, bunalmadan.
Ne yapacağımı pek bilmiyorum. Bir piyanist hapis yatamaz. Hayatı biter. Daha iyisi gitmektir. 12 yaşımdaki kızımı bırakıp gitmenin ise planını henüz yapmadım. Ama yapabilirim. Ya da onu da beraberimde götürmeyi düşünebilirim. Daha fazla cezalandırılmak isteniyorum.
Bu faşizme karşı susmam isteniyor ve sanırım bunu da her tür manipülasyon eşliğinde başarırlar. Ama başardıkları ne olacak? Yıkmak mı? Yaratmak varken yıkmak mı? Buyrun… Alkışlayın onları. Alkışlayın..."