Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nin (AKPM) Rusya’ya oy hakkını iade etmesi ve ABD Başkanı Trump’ın danışmanı ve damadı Kushner tarafından geliştirilen Ortadoğu planı, Alman basınında öne çıkıyor.Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM), 2014 yılında Kırım’ı ilhak etmesinin ardından Rusya’nın bu kurumdaki oy hakkını iptal etmişti. Meclis Salı günü yapılan oylamada Rusya’ya bu hakkını iade etti. Almanya’nın önde gelen gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung'a göre alınan bu karar doğru değil:
"Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’ndeki Ukraynalı vekiller, Rus delegasyonuna oy hakkının iade edilmesinin, bu kurumun sonu olacağı uyarısında bulunmuştu. Bu biraz abartılı ama yanlış değil. Avrupa‘nın en eski devletlerarası örgütü olan Avrupa Konseyi kendini insan haklarının koruyucusu olarak tanımlıyor. Üyelerinden birinin diğerine silahlı saldırı uyguladığı ve bu tavrın kurullarında karşılıksız kaldığı bir Konsey gelecekte hangi otorite ile varlığını sürdürecek? Rusya’ya uygulanan yaptırımlar, görünürde bu ülkenin herhangi bir karşı adım atmamasına rağmen kaldırıldı. Rus vekillerin parlamentoya dönüşü bu açıdan, Avrupa Konseyi’ne atılan ve bu kurumu uzun süre kendine getiremeyecek bir tokat olabilir."
Aynı konuyu irdeleyen Badische Neueste Nachrichten gazetesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kapılarının Rus halkına açık kalması açısından alınan kararın doğru olduğu görüşünde:
"Rusya Avrupa Konseyi’ne dönüyor. Avrupa kıtasında demokrasi ve hukukun üstünülüğünü gözeten örgütün en sorunlu üyelerinden biri, 2014 yılından bu yana ilk kez AKPM çalışmalarına katılacak. Böylece uluslararası hukuka aykırı olarak, beş yıl önce Kırım Yarımadası’nı ilhak eden, otoriter başkan Vladimir Putin yönetimindeki süper güce uygulanan Avrupa bazındaki yaptırımların ilki düşmüş oluyor. AKPM, Rusya’daki iktidar sahipleri tarafından, bu büyük hukuksuzluk devletindeki insan hakları ihlallerini teşhir ettiği için can sıkıcı bir denetleme kurumu olarak, nefret edilen bir örgüt. Peki bu kararın alternatifi ne olabilirdi? AKPM’de şu an var olan statüko sonsuza dek böyle devam edemezdi. Rusya’nın Avrupa Konseyi’nden tamamen ihracı da, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kapılarını bu ülkede yaşayan insanlara kapatmış olur ve bir nükleer süper güç olan ülkeyi izolasyona sürüklerdi. Böyle bir şeyi de, şu anda daha başka acil problemleri olan Avrupa’da kimse istemez."
Nordwest Zeitung ise Avrupa ile Rusya arasındaki diyaloğun devam edebilmesi açısından alınan kararı doğru buluyor:
"Kırım’ı ilhak eden Rusya’yı cezalandırmak adına izole etmek, siyasi açıdan sembolik bir adım olmaktan öteye gitmedi. Sorunun bu şekilde çözülmemesi bir yana, Rusya ile Avrupa’nın geri kalanı arasındaki uçurumu da derinleştirdi. Avrupa için de yararlı olmadı. Bu sebepten dolayı Rusya’yı yeniden Avrupa Konseyi’ne entegre etme kararı doğru. En azından bu düzlemde, karşılıklı suçlamalar ve uyarıların ötesinde bir diyalog temeli oluşabilir. Avrupa Birliği, büyük komşusu ile arasındaki sorunu, sadece kendi fikirlerini ve görüş açılarını kıstas alarak çözemez. Gerilimin çözülmesi ancak diyalogla mümkün olabilir. Bunun da temeli, karşındakinin fikrini anlamaktan geçer, her ne kadar bu fikir kabul edilmese de."
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump’ın danışmanı ve damadı Jared Kushner'in, İsrail ile Filistin arasındaki sorunların çözümü için hazırladığı Ortadoğu planı Frankfurter Rundschau gazetesinde mercek altına alınıyor. Gazete, ABD’nin bu planla tarafsızlığını yitirdiği görüşünde:
"Planın Beyaz Saray’daki girişimcileri 50 milyar dolarlık bir yatırımdan söz ediyor, her ne kadar bu parayı kimin vereceği şu ana dek bilinmiyor olsa da. Trump’ın damadı Jared Kushner, yüzyılın planı olarak lanse ettiği taslağında Filistinlilere yeryüzünde cenneti vaadediyor... Bu halkın kendi devletine sahip olma isteğinden vazgeçmesi ve İsrail işgalini kabul etmesi koşuluyla. Kushner bu tavrıyla, yeterince para sahibi olunması durumunda her şeyin satın alınabileceğine inanılan emlakçı mantığı içinde hareket ediyor. Ancak Bahreyn’de tanıtımını yaptığı parlak ekonomik broşürü Ortadoğu sorununu çözmeyecek. Trump ailesi bir yandan ABD’nin şu ana dek takındığı bir nebze tarafsız arabulucu rolünü radikal bir şekilde yok edip tamamen İsrail’in yanında yer alıyor. Diğer yandan da Beyaz Saray, yapılacak tüm yatırımların istikrarlı bir siyasi temele ihtiyaç duyduğu gerçeğini görmezden geliyor."
dpa / ET,BK
© Deutsche Welle Türkçe