Alman telekomünikasyon şirketi Deutsche Telekom, geçen pazar günü siber saldırıya uğradı. Ülke genelinde 900 bini aşkın müşterinin telefon ve internetinin kesilmesinin ardından Almanya Başbakanı vatandaşlara gelecekte bu tür saldırılara alışılması gerektiği uyarısını yaptı. Tagesspiegel gazetesinin konuyla ilgili yorumu şöyle:
"Bu tehdidin boyutunu görebilmek için şu örneği düşünsek... Ya sanal korsanlar elektrik veya gaz şebekelerinin kontrolünü ele geçirip, toplu taşıma sistemlerini sabote etmeyi başarırlarsa? Telekom vakası, Almanya'nın, Almanya'daki büyük firmaların saldırıya ne kadar açık olduğunu gösteriyor. Küçük ve orta büyüklükteki firmalardan bahsetmeye gerek bile yok. Ve tehlike giderek büyüyor. Hayat dijitalleştikçe, sanal korsanların, siber suçluların, sabotajcıların, şantajcıların saldıracakları noktalar artıyor. Eskiden banka soygunu neyse, bugün veri hırsızlığı o."
Frankfurter Allgemeine Zeitung'un aynı konudaki yorumu ise şöyle:
"Başbakan 'Böyle bir şeyin var olduğunu bilmek ve bununla yaşamayı öğrenmek gerekiyor' dedi. Bu şekilde vatandaşlara iletişim, internet ve bunlara bağlı fonksiyonların kopması gibi durumlardan bağımsız olmalarını tavsiye ediyor. Ancak 'bununla yaşamayı öğrenmek' tam da bu bağımsızlığı ve teknolojiden bağımsız olarak nasıl yaşayacağına karar verme özgürlüğünü kaybetmek anlamına gelmiyor mu?.. Estonya'ya 2007'de düzenlenen siber saldırıdan bu yana, konunun özgür dünyanın en hassas noktası olduğu ortada. Ayrıca bu 'melez çatışmalara' da kapı aralıyor ki Merkel'in saldırıya ilişkin Rusya'yı işaret etmesi boşuna değil... Uluslararası politikanın karanlık interneti gerçekten çirkin bir yaratığı doğurmak için kuluçkaya yatmış durumda.
Hollanda'da parlamentonun alt kanadı olan Temsilciler Meclisi, yüzü tamamen örten burka ve peçeli çarşafın kamuya açık bazı alanlarda giyilmesini yasaklayan yasa tasarısını kabul etti. Burka yasağı Almanya'da da sık sık yeniden gündem konusu oluyor. Braunschweiger Zeitung yorumunda yasağın bir anlamı olmadığını savunuyor:
"Burka Hristiyan Batı'nın giyim kodu koruyucularının kara listesinde bulunuyor. Konu nikap ve herhangi bir tehlike taşımıyor. Bu sadece bir tekstil, tekstil ürünleri patlamaz, uçak kaçırmaz, kimseyi radikalleştirmez. Kısacası: Yasak anlamsız. En iyisi enerjinizi uyum, eğitim ve değer bilincini ileriye taşıyacak yeni fikirler için kullanın. Bu aydın ve aklı temel alan Batı için, korkulu seçmen sürüsünü harekete geçirmekten çok daha uygun. Biz aydın ve modern bir ülkeyiz. Ve böyle bir ülke olarak örtülülere katlanabiliriz."
Berlin'de yayımlanan Neues Deutschland'ın aynı konudaki yorumu ise şöyle:
"Hollanda hükümetine konuyla ilgili tavsiyede bulunan bir kurum, konunun 'büyük bir toplumsal sorun olmadığı' görüşünü açıkladı. Buna göre yasa tamamen 'gereksiz'. Yasayı savunan partiler tasarının bir getirisi olacağı ve sağ populist partilerin oy artışını yavaşlatacağı görüşünde. Ancak bu şekilde Wilders ve avanelerinin ekmeğine yağ sürüyorlar. Ve anketlere göre Avrupa vatandaşlarının yaklaşık yarısının İslam karşıtı olduğu bir çağda, yeni sağcıların yöntemlerini kullanıyorlar."
©Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Banu Wöltje