Alman basınında Venezuela’daki iktidar mücadelesinin dış aktörleri ile Almanya’nın sanayi politikasını konu alan yorumlar öne çıkıyor.Frankfurter Allgemeine Zeitung Venezuela krizini konu alan yorumunda Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu destekleyen devletleri eleştiriyor:
"Venezuela'daki Maduro rejiminin ne olduğunu anlamak için çevresindeki dostlarına ve finansörlerine bakmak yeter. Maduro rejimi, baştaki kişinin sözde seçimlerle görev süresini uzattığı baskıcı, otoriter ve yiyicilerden oluşan bir rejimdir. Tabii Putin Rusya'sı, Küba ve Çin onu destekliyor. Bir de ‘kusursuz demokratlar' sınıfından Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Erdoğan ‘sürekli demokrasi ve seçimlerden bahseden ama aslında kuvvet ve entrikayla hükümet deviren Batı'ya' verip veriştiriyor. Batının seçim talep ettiği doğrudur. Seçim demokrasinin özüdür. Ama demokrasi göstermelik seçim, muhalefetin devre dışı bırakılması, yüksek hakimlerin ülkeden kovulması ve meclisin feshedilmesi değildir.”
Junge Welt gazetesi Avrupa'nın Venezuela politikasını ikiyüzlülük olarak nitelendiriyor:
"Ateşle oynamak olmasaydı, gülüp geçilebilirdi. Berlin, Paris, Madrid, Viyana ve diğer bazı Avrupa başkentlerinde yapılanlar diplomasi ve hukuk devleti prensipleriyle değil, ABD ilişkileriyle ilgilidir. Avrupa ile ABD arasındaki ilişkilerin oldukça limonileştiği ortada. Donald Trump'ın cinneti andıran dış politikası Batı Avrupa holdinglerinin kârlı işlerine zarar veriyor. Avrupa bir yandan yeni ödeme mekanizmasıyla ABD'nin İran yaptırımlarını baypas edip, Çin ve Rusya ile arasındaki ticari anlaşmazlığın kontrolden çıkmasını önlemeye çalışırken diğer yandan da Washington'u yatıştırmak için Venezuela'yı hedef alan saldırganlığa ortak oluyor.”
Almanya Ekonomi Bakanı Peter Altmaier'in sanayi sektörünün geleceğiyle ilgili stratejisini açıkladığı konuşmasını yorumlayan iktisat gazetesi Handelsblatt'ta şu satırları okuyoruz:
"Devlet daha iyi bir işletmeci olamaz. Aktif sanayi politikasını savunanların örnek olarak öne sürdükleri Avrupa uçak endüstrisi Airbus'ın başarısı bu teşhisin doğru olmadığı anlamına gelmez. Almanya hükümeti şüphe uyandırıcı sanayi politikasına meyletmek yerine Almanya'nın ekonomik faaliyet yeri olma özelliğini güçlendirmelidir. Diğer Avrupa ülkelerine kıyasla Alman sanayi sektörü ekonomik büyümeye daha fazla ve dörtte bir oranında katkıda bulunuyor olsa da hizmetler sektörünün önemi giderek artıyor. Geleceğin istihdamını hizmetler sektörü yaratacak. Bu bakımdan Ekonomi Bakanının sadece sanayiye odaklanması doğru değildir.”
Frankfurter Rundschau gazetesi Ekonomi Bakanının sanayi politikasıyla ilgili görüşlerini şöyle yorumluyor:
"Ekonomi Bakanı Altmeier'in açıkladığı 10 yıllık ‘Ulusal Sanayi Stratejisi' adlı plan Berlin'den gelen canlılık sinyali sayılmalı. Bakan Altmaier Almanya'yı bekleyen tehlikeleri savuşturmadı ama hiç olmazsa bu tehlikenin farkına vardı. İhracat şampiyonu Almanya küresel ekonomide boy gösteren gardı düşmüş boksöre benziyor. Bazı noktalarda önlem alma zamanı geldi. Almanya geleceğin veri altyapısını, bütün datayı Çin'e aktaran bir holdinge emanet etmemelidir. Yapay zekâ rekabetinde de yerli şirketlerin acilen desteğe ihtiyacı olduğu unutulmamalı. Yapay zekâ teknolojisini ihmal eden bir ülkenin, 20'nci yüzyılda hava ulaşımının o kadar da önemli olmadığını söyleyenlerden farkı kalmaz.”
DW, dpa, afp/AG, BK
© Deutsche Welle Türkçe