Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi Türk silahlı kuvvetlerinin Afrin operasyonunu konu alan yorumunda şu görüşlere yer veriyor:
"ABD kararlı bir şekilde, köşeye sıkışan Kürtlerin yardımına koşacak mı? Batılı hükümetler Türkiye'nin siyasi ve stratejik önemi nedeniyle Erdoğan'ın çoğu hamlesine göz yumdular. Suriye'ye yapılan müdahale nedeniyle Washington ile Ankara'nın araları açılırsa, bu Moskova'nın işine gelir. Kürtler açısından ise yüz yıldır devam eden durum değişmez. Büyük devletler aralarındaki husumet ve stratejik anlaşmazlıkların faturasını Kürtlere çıkartıyorlar. Erdoğan'ın müdahalesi aynı zamanda IŞİD ile mücadeleye de zarar verecektir.”
Neue Osnabrücker Zeitung gazetesinde ise şu satırları okuyoruz:
"Erdoğan Suriye'nin kuzeyindeki nefret ettiği Kürtlere karşı taarruza geçmekle, Rusya ile arasının bozulmasını da göze almış oluyor. Ama asıl endişe edilmesi gereken husus Türkiye Cumhurbaşkanı'nın kendini ABD Başkanı'ndan üstün görmesidir. Saldırıya uğrayan Kürtler ABD'nin IŞİD ile mücadeledeki müttefikidirler. Bundan birkaç yıl öncesine kadar Türkiye gibi bir ülkenin ABD'yi böylesine provoke edebileceği tasavvur edilemezdi. Erdoğan ülkesinin dünya liderliğinden elini çekmekte olduğu Donald Trump ile kedinin fare ile oynadığı gibi oynayabileceğini düşünüyor. Türkiye Cumhurbaşkanı galiba bunu başaracak ve kriz bölgelerindeki diğer otokrat liderleri de benzeri saldırganlıklara özendirecek. Son derece kötü bir manzara.”
Alman Sosyal Demokrat Partisi'nin (SPD) olağanüstü kongresinde Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partileriyle koalisyon görüşmelerine başlanması az oy farkıyla kabul edildi. Süddeutsche Zeitung gazetesi SPD'nin hükümet ortaklığından kârlı çıkacağına ihtimal vermiyor:
"Sonu kötüye varırsa, SPD Genel Başkanı Martin Schulz kendi yarattığı atmosferin kurbanı olur. Schulz genel seçime büyük koalisyonu istemeyen başbakan adayı olarak katılmıştı. Birlik partileri ve Merkel ile birlikte hükümet kurmanın partisini zehirleyeceğini düşünüyordu. SPD sonunda büyük koalisyon lehinde karar alırsa Martin Schulz seçimden önceki Martin Schulz'u unutturamaması yüzünden kaybetmiş olur. Başardığı takdirde ise SPD tutumunu değiştirmek zorunda kalacaktır. Büyük koalisyon artık ‘kötülerin iyisi olarak' görülmemelidir. Bir parti tıpkı uçmaktan korkan bir yolcunun Jumbo jete binmesi gibi büyük koalisyona bu kadar gönülsüzce ortak olursa kendini toparlayamaz.”
Die Welt gazetesi SPD kongresindeki oylama sonucunu yorumluyor:
"SPD, kendine karşı ürkekçe savunup, muhtemel koalisyon ortağına sert çıkarak Birlik partileriyle koalisyonu görüşmeyi kabul etti ve aynı zamanda sosyal politikalara odaklanmış kitle partisi korsesini giydi. İlerde başbakan çıkarmayı telaffuz eden bir parti bu kadarıyla yetinemez. Böyle bir parti, istikrarlı Alman hükümeti boyutu kadar istikrarsız dünyadaki Alman hükümeti boyutunu da en sosyal politikalarda öne çıkardığı konulardaki gibi heyecanla tartışmalıdır. Bonn'daki kongrede bundan eser yoktu. Bütün parti üyelerinin katılabileceği koalisyon anlaşmasıyla ilgili oylama öncesinde umarız bunun farkına varılır.”
AG/BÖ
© Deutsche Welle Türkçe