Gündem

Fatih Altaylı: "Yarın da 'METÖ bizi kandırdı' demeyin sakın" diye yazdığıma pişman oldum!

"Birkaç saat içerisinde ben diyeyim yüzlerce, siz deyin binlerce mail yağdı"

07 Eylül 2017 12:31

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, dün kullandığı "Yarın da 'METÖ bizi kandırdı' demeyin sakın" ifadesi nedeniyle kendisine yüzlerce e-posta geldiğini aktardı. "Yazdığıma pişman oldum" diyen Altaylı, sözlerinin devamında "Pek çoğu, 'Atı alan Üsküdar’ı geçti' diyerek kurumlarında kimi tarikatların örgütlenmeyi tamamladığını, bazılarının zaten yıllardır örgütlendiğini ve artık kurumların tamamen tarikat kontrolüne girdiğini anlatıyor" ifadesini kullandı.

Fatih Altaylı'nın "İleride hatırlatmak için yazıyorum" başlığıyla yayımlanan (7 Eylül 2017) yazısının ilgili bölümü şöyle:

DÜN devletin hâlâ eski hatayı sürdürme eğiliminde olduğunu, FETÖ’den boşalan kamu görevlerine, başlıca birkaç tarikatın hızla aktığını ve örgütlendiğini yazarak “Yarın da ‘METÖ bizi kandırdı’ demeyin sakın”diye yazdım.

Yazdım ve yazdığıma pişman oldum.

Birkaç saat içerisinde ben diyeyim yüzlerce, siz deyin binlerce mail yağdı.

Farklı kamu kurumlarından pek çok “dertli” bürokrat.

Pek çoğu, “Atı alan Üsküdar’ı geçti” diyerek kurumlarında kimi tarikatların örgütlenmeyi tamamladığını, bazılarının zaten yıllardır örgütlendiğini ve artık kurumların tamamen tarikat kontrolüne girdiğini anlatıyor.

Bu kişilerin belirli simgeleri fütursuzca üzerlerinde taşıdıklarını, kimilerinin yüzükleriyle, kimilerinin giysilerinde taşıdıkları bazı renklerle tarikat bağlantılarını ortaya koyduklarını anlatan okurlar.

Şunu söylemem lazım.

Tarikat veya cemaat mensubiyetini tasvip etmemekle beraber, canı çekenin bunlarla içli dışlı olmasına, aklını, fikrini, hatta bazen namusunu ve şerefini şeyhine emanet etmesine karışmam.

Böyle bir hakkım da yok yetkim de.

İnanç dünyasında aklına ve kendine güvenmeyip, kendini bir tarikatın şemsiyesi altına sokan birinin kamuda görev almasına da doğrudan karşı çıkmam.

Ancak Gülen Cemaati henüz FETÖ olmadan ve pek çoğunca makbul bulunduğu dönemlerde yazdıklarımı tekrarlamak isterim.

- Bir kamu çalışanı, hangi görevde veya makamda olursa olsun, devlet görevini yerine getirirken tarikat hiyerarşisini devlet hiyerarşisinden üstte tutuyorsa,

- Bir kamu çalışanı, kamunun veya halkın çoğunluğunun çıkarındansa mensubu olduğu cemaatin çıkarını korumaya çalışıyorsa,

- Yetkili makamdaki kamu görevlisi, delegasyonunda liyakate değil, tarikat bağına önem veriyorsa,

- Üst makama atanan kişi tarikata bağlı olmadığı zaman bu amire itaatsizlik başlıyorsa, devlet bitiyor demektir.

Biz bunları FETÖ için de yıllarca yazdık ve uyardık.

Karşılığını, karalama, dinleme olarak cemaatten, “Siz anlarsınız bu işlerden” diyerek siyasetten gördük.

Ama biz yine de uyaralım.

Biliyorum ki, yine bir işe yaramayacak.

Ama bir süre sonra “METÖ ile mücadele” dedikleri zaman, en azından kendimizi tatmin için bu yazıları tekrar gündeme getiririz.