Gündem

Fatih Altaylı: Dış ticaret açığımız yüzde 27.9 oranında artmış, yine de sevinmek lazım...

"Türkiye'de gençler ve çocuklar 'Hollawee'u 'Batılı manada' kutlamıyorlar"

02 Kasım 2017 12:01

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Türkiye İstatistik Kurumu ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan eylül ayı geçici dış ticaret verilerini değerlendirdi. İhracatın ilk 9 ayda yüzde 10.5 artış gösterdiğini hatırlatan Altaylı, "Dış ticaret dediğin iki taraflı. Bir de ithalat denilen musibet var. O da yüzde 15.5 arttı. Yani ithalatımız daha fazla artmış. 2016 Eylül ayında yüzde 71.3 olan 'İhracatın ithalatı karşılama oranı', 2017 yılının aynı döneminde yüzde 59.3’e düşmüş. İşin özeti, dış ticaret açığımız yüzde 27.9 oranında artmış. Yine de sevinmek lazım. Allah muhafaza ya bir de ihracatımız artmasaydı!" dedi.

Fatih Altaylı'nın, "Ya bir de artmasaydı" başlığıyla yayımlanan (2 Kasım 2017) yazısı şöyle:

Eylül ayı dış ticaret verileri açıklanınca, “müjdeli haber” her yerde.

Türkiye’nin ihracatı artmış.

Ne güzel. Bravo ihracatçılarımıza.

Peki bu duruma sevinelim mi?

Rakamları vereyim, sevinme faslına sonra gelelim.

Evet, haber doğru ama hakiki bir sayıya erişmek için biraz daha farklı bakmak, biraz oranlama yapmak lazım.

İhracatımız ilk 9 ayda yüzde 10.5 artış göstermiş.

Ama dış ticaret dediğin iki taraflı.

Bir de ithalat denilen musibet var.

O da artmış.

Ne kadar?

Yüzde 15.5.

Yani ithalatımız daha fazla artmış.

Daha da yani, 2016 Eylül ayında yüzde 71.3 olan “İhracatın ithalatı karşılama oranı”, 2017 yılının aynı döneminde yüzde 59.3’e düşmüş.

İşin özeti.

Dış ticaret açığımız yüzde 27.9 oranında artmış. Yine de sevinmek lazım.

Allah muhafaza ya bir de ihracatımız artmasaydı!

**************

Önce anket sonra istifa

AK Parti’nin kendisine ait belediyelerde başlattığı “başkan kıyımı” ile ilgili iddialar, tahminler bugünlerde toto gibi.

Herkes bir şeyler söylüyor.

Madem öyle, ben de geçen gün Ankara’ya yaptığım kısa seyahatte kulağıma çalınanları söyleyeyim.

Söylenen o ki, AK Parti yönetimi, il ve ilçeler dahil 30 belediye başkanının daha istifasını istemiş veya isteyecekmiş.

Doğru mudur bilmiyorum.

Bence bir anket yaptırıp son istifa taleplerinin seçmende nasıl bir karşılık bulduğunu görmeden böyle bir adım atmazlar.

Bu adım kafalarında hazır olsa bile.

**************

Anlayamazsın Fatih

Çok şükür az sayıda kalan dostlarımızdan biri Rusya.

Ama öğrendiğimiz kadarıyla Rusya, Suriye’deki çözüm arayışlarının bir parçası olarak görülen “Astana sürecine” ve Astana toplantılarına PKK/PYD’yi dahil etmek istiyormuş.

Bunu da Türkiye’nin, “Böyle bir öneriyi kabul etmeyeceğimizi Rusya’ya açıkça ifade ettik” demesinden öğreniyoruz.

Zaman zaman “aydınlatılma ihtiyacı” duyduğumu yazıyorum ya bu köşede.

Yine çok rica edeceğim, biri beni aydınlatsın.

Biz ABD ile PKK/ PYD’ye destek verdiği için “kavgalıyız”.

Fakat Türkiye’nin yaptığı resmi açıklamadan anladığım kadarıyla Rusya da PKK/PYD ile gayet iyi durumda olmalı ki, bu teröristleri Astana masasına oturtmak istiyor.

Peki bu durumda biz Rusya’yla nasıl “iyi” olabiliyoruz?

“Anladıysam Arap olayım” diyeceğim ama ırkçılık olur.

Yine de biri bana anlatırsa sevinirim.

**************

İnandırıcı mı?

Sonuçlarına inanıp inanmamak serbest, Gezici araştırma şirketi bir araştırma yayınladı.

Rakamları hayli iddialı.

Detaya girmeden kabaca oranlar şöyle:

AK Parti: Yüzde 43.8

İYİ Parti: Yüzde 19.5

CHP: Yüzde 18.5

MHP: Yüzde 8.8

HDP: Yüzde 7

Bu anket eğer doğruya yakın bir sonuç içeriyorsa, İYİ Parti’nin en fazla AK Parti’ye yaradığını söylemem mümkün.

Çünkü belli ki, İYİ Parti özellikle sahillerde CHP’nin oyunu “çalacak”.

AK Parti’den de ciddi bir oy gidecek ama sonuçta çok önemli değil.

Çünkü bu sonuçlara göre AK Parti Orta Anadolu’da tulum çıkaracak.

HDP de baraj altı kaldığı için AK Parti, Doğu ve Güneydoğu’da şimdikinden çok çok fazla milletvekilliği kazanacak.

Durumun böyle olabileceğini daha önce yazdığım için çok şaşırmadım.

Ama yine de bu kadarına inanmak pek kolay değil.

İYİ Parti’nin bu kadar kısa sürede “duyulmuş” olması bile pek inandırıcı gelmiyor bana.

**************

Cadılar bahane, eğlence şahane

Halloween ya da Cadılar Bayramı artık Türkiye’de de, özellikle İstanbul başta “belirli” bölgelerde de kutlanır oldu.

Daha önce bu konuda, “Yahu bu bizim milli bayramımız oldu galiba” demiş biri olarak durumdan pek şikâyetçi olmamam gerektiğini hissediyorum.

Çünkü Türkiye’de gençler ve çocuklar bu bayramı “Batılı manada” kutlamıyorlar.

“Batılı mana” dediğim şu.

Bu aslında bir Kelt bayramı.

Hasat döneminin bitmesi ve kışın gelmesiyle ilgili bir kutlama.

Aslında kökü daha derinlere, Noel ağacı gibi Sümer’e kadar götürülebilir.

Ya da Hades’in yeraltına dönüşüne.

Yaşamın yeraltına geçiş töreni ya da kutlaması olarak görülebilir.

Bir nevi “Ölüler Bayramı” gibi, Ruhlar Bayramı gibi.

Ya da Hıdrellez’in tam tersi gibi.

Ama sokakta şeker toplayan, kapılara yumurta atan çocuklar için bunların hiçbir anlamı yok.

Onlar havalar iyice soğumadan önce sokakta hep birlikte son bir kez eğlenme peşindeler.

Bu eğlenceyi çok görmemek lazım.

**************

Çirkinlik

Galiba Müjdat Gezen demiş ki: “Atatürk’e saldıranların yüzde 90’ı çirkin.”

Zannetmiyorum.

Sadece bize “çirkin geliyorlar”.

Daha doğrusu “ruhlarındaki kötülük ve çirkinliği” görüyoruz biz.

Yoksa mesela Tuğçe Kazaz’a sadece fotoğrafına bakarak kim çirkin diyebilir!

Tabii sevgili Gezen “O kalan yüzde 10’a giriyor” da diyebilir.

**************

Çok hoşuma giden bir Instagram paylaşımı.

**************

Ne zaman adam oluruz?

Sosyal medya teröristleri, doğrunun küfür ve hakaretle eğriye dönmediğini anladığı zaman.