Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Bodrum'daki bazı lokanta fiyatlarının yaz boyunca gazetecisinden tutunda Turizm Bakanı'na kadar masaya yatırılarak ciddi ciddi tartışılmasını eleştirdi. Altaylı tartışma yaratan işletmelerin kazıklamadığını aksine, kazıklanmak isteyenlerin gelip kendini kazıklattığını vurguladı. Yazar, bu durumun otel, lokanta ve ülke için iyi olduğunu belirterek "Öyle iyi bir marka yaratmışsın ki, insanlar kendini kazıklatmaya bayılıyor demektir bu. O yüzden 28 TL’lik çaya hiç ama hiç kızmıyorum. Tam aksine satabiliyorlarsa 280 TL yapsınlar. Bir çaya 280 TL verecek kadar zengin ve bunu yapmak isteyecek kadar aptal olanların da hizmet alma hakkı olmalı. Yeter ki, kazıklanmak istemeyen vatandaşların 1 liraya çay içebileceği yerler de olmaya devam etsin" diye yazdı.
Fatih Altaylı'nın köşesinde "Kazıklanmak istiyorum kime ne?" başlığıyla (24 Ağustos 2018) yayımlanan yazısı şöyle:
"Her yaz olduğu gibi bu yaz boyunca da Bodrum’daki bazı lokantaların fiyatlarını tartışıyoruz.
Lahmacun şu kadar, ayran bu kadar, çay o kadar.
Ciddi ciddi gazeteler(Böyle bir şey kaldı mı emin değilim), ciddi ciddi gazeteciler(Böyle bir şey kalmadığından eminim) konuyu ciddi ciddi ele alıyorlar ve tartışıyorlar.
Yetmiyor, konuya turizm bakanı da dahil oluyor.
‘Kimsenin kimseyi kazıklamasına izin vermeyiz” diyor.
Bana sorarsanız son derece anlamsız ve hatalı bir tartışma.
Böyle saçma bir tartışmayı Fransız basınında göremezsiniz.
Le Monde’da “Kardeşim bu ne rezalet, Hotel Byblos’ta bir yemek 2000 Euro’ya patlıyor, hele bir de Marina’ya tekneyi bağlarsanız bir gece için 15 bin Euro da ona vereceksiniz. Böyle bir şey olabilir mi?” diye bir yazı okuyamazsınız.
Ya da Corriera della Sera’da “Cala di Volpe Hotel’de insanları kazıklıyorlar. Bir Caprese salataya 60 Euro istenir mi?” diye bir şey de yazılmaz.
Çünkü herkes bilir ki, bu gibi oteller veya lokantalar insanları kazıklamaz.
Kazıklanmak isteyenler oraya gelir ve kendi kazıklatır.
Bu da ne otel ve lokanta için, ne de o ülkeler için kötü bir şey değildir.
Tam aksine iyi bir şeydir.
Öyle iyi bir marka yaratmışsın ki, insanlar kendini kazıklatmaya bayılıyor demektir bu.
Ülke için de tesis için de!
Turizm Bakanlığının görevi turizmde fiyatları düşürmek değil, her keseye uygun tatil imkanlarını sağlamaya yönelik bir politika oluşturmaktır.
Kazıklanmak isteyenin de bulabileceği bir tesis, bir lokanta olmalıdır. Kazıklanmak istemeyenin de...
Üstelik bazı yerler özellikle pahalı olmalıdır ki, küçük ve güzel ve temiz kalabilsin.
O yüzden 28 TL’lik çaya hiç ama hiç kızmıyorum.
Tam aksine satabiliyorlarsa 280 TL yapsınlar.
Bir çaya 280 TL verecek kadar zengin ve bunu yapmak isteyecek kadar aptal olanların da hizmet alma hakkı olmalı.
“Kazıklanmak istiyorum, keyfimin kahyası mısın?” demek özgürlüğünü kimsenin elinden alamayız.
Yeter ki, kazıklanmak istemeyen vatandaşların 1 liraya çay içebileceği yerler de olmaya devam etsin."
Yazının tamamı için tıklayın