Dünya

Ezidiler günah olmasına rağmen silahlandı

YPG’nin dağlık bölgeden Rojava’ya açtığı güvenlik koridorundan Ezidi, Türkmen ve Hıristiyan ailelerin güvenli bölgelere nakledilmesi devam ediyor

18 Ağustos 2014 11:40

Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) saldırısı sonucu onbinlerce Ezidi'nin sığındığı Sincar (Şengal) Dağı’ndaki manzara dehşet verici. Katliamdan kaçmayı başarıp dağa sığınanların her birinin hikâyesi yürekleri dağlıyor.

Son yılların en büyük insanlık dramının yaşandığı Sincar’da mahsur kalan, yüzlercesi açlık ve susuzluk nedeniyle yaşamını yitiren Ezidilerin dağdan güvenli bölgelere tahliyesi devam ederken Milliyet’ten Namık Durukan yaşananları yerinde görüntüledi. IŞİD’in ele geçirdiği Sincar’e bağlı 8 belde ve onlarca köyde yaşayanların akıbeti henüz bilinmiyor. Bu bölgelere ulaşılması halinde katliamın boyutları gözler önüne serilecek.

YPG’nin dağlık bölgeden Rojava’ya açtığı güvenlik koridorundan Ezidi, Türkmen ve Hıristiyan ailelerin güvenli bölgelere nakledilmesi devam ediyor. Dağda halen barınan ve sayıları 2 bin kadar olduğu bildirilen ve çoğu erkeklerden oluşan gruplar ise savunma amaçlı silahlandı. Ezidi inancına göre şiddet günah sayılmasına rağmen, genç-yaşlı çok sayıda Ezidi, ‘Sincar Direniş Birliği’ adı altında oluşturulan silahlı birliğe katıldı. Sincar’da IŞİD’e yönelik kapsamlı saldırı hazırlığı yapılıyor.

 

Tek yol Rojava

 

Suriyeli Kürtlerin yaşadığı Rojava ile Irak Kürdistanı’nı bağlayan El Rabia kasabasında halen IŞİD ile çatışmalar sürdüğü için, Sincar’a sadece Rojava üzerinden gidilebiliyor. Sincar Dağı’nda mahsur kalan ailelere ulaşmak için önce Irak Kürdistan Bölgesi Semalka kapısından tekne ile Rojava bölgesine geçtik. Onbinlere kişinin tahliye edildiği Semalka köprüsünde, tahliye edilen son grupların geçişine tanıklık ettik. YPG’nin kontrolündeki gümrük kapısından önce Derik, ardından Sincar bölgesine doğru hareket ettik.

 

Çıplak gözle görülüyor

 

Rojava’dan YPG tarafından açılan güvenlik koridoru sayesinde iki ülke arasındaki sınır fiilen ortadan kalkmış durumda. Rojava-Çilaxa-Tilkoçer hattı üzerinden, Sincar bölgesine ulaşılabiliyor. 50 derece sıcak altında, çölden farksız bölgeden 6 saatlik bir yolculuk sonrası Sincar Dağı’na ulaştık. Kum fırtınası nedeniyle aracımız zaman zaman ilerlemekte zorlandı. Geçtiğimiz bölgelerdeki çok sayıda terkedilmiş karakol ve mevzilerde yüzlerce YPG’li savaş düzenine geçmişti. İş makinelerinden bozma tanklar tırlarla Sincar cephesine sevk ediliyordu. Patika yollar üzerinde YPG mevzileri ile IŞİD mevzileri arasındaki mesafe zaman zaman 300 metreye kadar düşüyordu.

En büyük korkumuz, güzergahı şaşırıp IŞİD’in mevzilendiği köy ve mezralara yanlışlıkla girmekti. Terk edilmiş araçların arasından ilerlerken, bölgeyi iyi bilmesine rağmen şoförümüz sıkça YPG’lilerden yardım almak zorunda kaldı. Rojava ile Irak Kürdistanı sınırının son noktası olan Saddam döneminden kalma kaleye de yerleşen YPG’lilerle hemen karşı köydeki IŞİD mevzileri geçtiğimiz noktalardan çıplak gözle görülebiliyordu.

 

Peşmerge tepkisi

 

YPG’nin kontrolü ele geçirdiği bazı köylere kaçan Ezidi aileler geri dönmeye başlamış. IŞİD saldırısına karşı silah kuşanan Casim Elyas, köylerini terk etmeyeceklerini ve ölene kadar burada kalacaklarını söyledi. Elyas, bölgede çok sayıda Ezidilinin de silah kuşanarak IŞİD’e karşı savaşan YPG’ye katıldığını aktardı. Bölgede sadece iki noktada konuşlanan peşmergeye ise tepki var. Peşmergenin IŞİD geldiğinde bölgeyi terk etmesine öfkelenen Ezidiler, bu tepkilerini iki gün önce Sincar Dağı’na helikopterle inen ABD’li USAAİD yardım kuruluşuna eşlik eden peşmergeleri de protesto etmiş.

 

‘Ne eşim ne de çocuğum var’

 

Sincar Dağı’nda Koço köylüleri ile görüşürken yaşlı bir kadının tek başına dağa tırmandığı bilgisi geldi. Bir grup Ezidi kadın, yaşlı kadına doğru koşarak su taşıdı. Kadın, başından geçeni anlatmaya başlıyor:  “Adım Helo Xelef. Saatlerdir yürüyorum. Peşimden geldiler ancak ben dağa yaklaştığım için fazla ilerleyemediler. Müslüman olursak hayatımızı bağışlayacaklarını söylediler, ancak kabul etmedik. Ne eşim, ne çocuklarım var. Bir tek kardeşim vardı. Bir tek ailemden o kalmıştı. Onu da öldürdüler. Konuşmasının arasında Kürtçe ağıtlar yakan Helef’e, çevresindeki kadın ve kızlar da eşlik etti. “Şahinimi öldürdüler” diyerek ağıt yakan Halef’in ağıdı Sincar Dağları’nda yankılandı.

 

‘Ölenleri dağa defnettik’

 

IŞİD’le savaş halinde olan sadece YPG değil. PKK’lılar da IŞİD’le savaşıyor. HPG’nin Sincar sorumlusu Agit: ‘Koço köyünde katliam yapıldı. Buraya yardım yapılmadı’

Sincar Dağı’nda YPG’yle birlikte PKK’lılar da IŞİD’le savaşıyor. HPG’nin Sincar sorumlusu Agit şunları söylüyor:

“Gitmek isteyenleri gönderiyoruz, kalmak isteyenler burada kalıyor. Mesela birkaç gün önce Koço köyünde katliam yapıldı. Bu köyler bize uzak. Ama bize yakın bölgelerde arkadaşlarımız alana hakim ve halkı koruyor. Fakat açlık büyük bir sorun. Türkiye’den, Avrupa’dan, dünyadan açıklamalar yapılıyor. Ancak şu ana kadar herhangi bir yardım yapılmış değil. Bizim bulunduğumuz alanlarda ölen çocuk ve yaşlılar oldu. Bunları dağa defnettik. Gelip buradaki dramı görüyorlar, not alıyorlar ancak şu ana kadar bir yardım yapılmadı.

 

‘Yardım etmeye geldik’

 

Irak Kürt Bölgesi’nin açıklamalarının gerçekleri yansıtmadığını söyleyen Agit şöyle devam ediyor:

“HPG’nin buraya gelişini de çarpıtıyorlar. Biz yardım etmeye geldik. Bizim bir yeri işgal etme, el koyma gibi bir niyetimiz yok. Politik hesaplar yapılacak bir dönem değil. Katliamın boyutu henüz bilinmiyor. Gelenler, sadece ana yoldan Sincar Dağı’na çıkan bölümü görüyor. Asıl katliam yapılan yerler ulaşılmayan bölgeler. Bu yol da kapanırsa buradaki halkın hepsi çembere girecek.”

 

‘Oğlumu iğne ile öldürdüler’

 

Tırko Hero Ahmed, kolundan yaralanan oğlunun hastanede iğne ile öldürüldüğünü anlatıyor. Oğlu ve gelininin evlerinin önünde açılan ateş sonucu yaralandığını, oğlunu Sincar’da hastaneye götürdüğünü belirten Tırko Hero Ahmed, “Taburcu olmasını beklerken oğlumun öldüğünün söylediler. Girdim hastaneye ‘cenazesini verin’ dedim. ‘Ezidilerin cenazesidir’ diyerek oğlumun cenazesini vermediler. Ben sağlık haberini beklerken bir görevli oğlumun iğne ile öldürüldüğünü söyledi. Gelinim Muhsin Şeho ortada yok.” Kaçarken Allah’a yüzlerce kez dünyada bir tek Ezidi bırakmaması için yalvardığını ifade eden Hero Ahmed, “Bu kadar nefret ve kin niye?” dedi.

 

İhanet yaşandı

 

Koço köylüleri ile birlikte Sincar Dağı’na kaçan Gırzerik köyü muhtarı Hüseyin Ali Deko, Koço’dan kaçanların önce kendi köylerine sığındığını ancak IŞİD’in yaklaşması üzerine kaçmak zorunda kaldıklarını söyledi. Deko, “En az bir grubun kurtulması için Sincar dağına 3 ayrı noktadan çıktık. Biz yaklaşık 150 kişi kaçtık. Onun dışında kimler geride kaldı bilmiyorum. Ölümü kabul ediyoruz, ama kadın ve kızlarımızın kaçırılmasını kabul etmiyoruz. Hainlik gördük, talanı gördük. Anlatamayacağım kötü şeyler yaptılar. Büyük bir ihanet yaşandı” diye konuştu.

 

Koço’dan kaçan dağa sığınıyor

 

Koço köyündeki katliamdan kaçan Ezidiler’in çok azı yürüyerek Sincar Dağı’na ulaşabildi. Katliamdan kardeşi, eşi, kızı, gelini ve oğlu ile birlikte kaçan Süleyman Ravi Faris ile sıcağı sıcağına dağda görüşerek katliamın boyutunu anlamaya çalışıyoruz. Ailenin yanında bir günlük yiyecek dışında bir şey yok. Altı kişilik ailenin reisi Faris, vahşeti ağlayarak anlattı. IŞİD’çilerin akşam saatlerinde köyü yaylım ateşine tuttuğunu, bu sırada herkesin kaçmaya çalıştığını belirten Faris, “Kaçanların peşine düştüler, yakaladıklarını geri götürdüler. 80’den fazla erkeği yaylım ateşine tuttular. Bu sırada biz kaçmaya çalışıyorduk. Kaç kişinin yaralandığını da bilmiyoruz. Saatlerce patika yollardan yürüyerek dağa ulaşabildik” dedi.

 

‘Kadınları götürdüler’

 

Faris’le konuşurken gelini Hında araya giriyor. Henüz yeni evli olduğunu belirten Hında, ağlayarak şunları aktarıyor:

“Dinimizi değiştirmemek için kaçmaya karar verdik. Nıseriye’ye kadar gelebildik. Peşimize düştüler ancak onlardan uzaklaştık. Kadınların hepsini götürdüler, erkekleri öldürdüler. Tanıdıklarımızın akıbetlerini bilmiyoruz. Üzerimizdeki elbise ile kaçtık. Bir halk göz göre göre yok edilmeye çalışılıyor.”

 

Ezidi gençlere ‘silah’ çağrısı

 

Sincar’da büyük katliama uğrayan Ezidiler, inançlarında şiddet ‘Günah’ sayıldığı için bugüne kadar silahlı faaliyet sürdürmemiş. Bu nedenle tarihten bu yana 73 katliama maruz kalmış bu halk.

Ancak katliamdan kaçarak Irak, Suriye ve Türkiye’ye sığınan Ezidilere ‘Silahlanma ve savaşma’ çağrısı yapıldı. Mala Zero aşireti lideri Bedel Helef Kasım, Dever ve Sinun bölgesinde aşiretin YPG ile birlikte IŞİD’e karşı silahlanıp savaştığını söyledi. Halef, “Silaha karşıyız. Ama ölümle yüz yüze kalınca kendimizi savunma hakkımız var. Ölümden korkmuyoruz. Ezidi gençlere çağrı yapıyoruz. Ailelerinin güvenliğini sağladıktan sonra bizimle direnişe katılsınlar” dedi.

 

‘Bugün namus günü’

 

Kasım, şöyle devam etti:

“Silahımız yoktu ve böylece topluca kırıldık. Şimdi silahlandık. Ölsek de Sincar Dağı’nı bırakmayız. 72 ferman oldu değiştirmedik inancımızı, şimdi mi değiştireceğiz?”

Xıdır Bro Seydo adlı Ezidi ise “Bugün namus günüdür. Gençlerimize çağrı yapıyoruz. Gelin ata topraklarımızı savunalım. YPG’nin de desteğiyle kafirleri bu topraklardan atacağız” diye konuştu.

Sincar Dağı eteğindeki Kolka köyünde IŞİD’le savaşan Ezidi kuvvetlerine katılan Hıdır Bro Seydo da gençlere kendilerine katılma çağrısı yapıyor. Sincar dağında IŞİD’le savaşmak için Ezidi kuvvetlerine 50 yıllık Bruno marka mavzer silahı ile katılan 80 yaşındaki Şerro Bro ise 50 yıldır silahını yanından ayırmadığını söyledi.