Gündem

Eymür: Yeşil çok kabiliyetli adamdı, devlet görev vermiş, o da öldürmüş!

Eymür, Şubat soruşturmasından Toros 97 suikastına, 1977’deki Kanlı 1 Mayıs’tan Yeşil’e kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu

19 Mayıs 2012 12:58

MİT Kontrterör Dairesi eski Başkanı Mehmet Eymür, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ın çok yetenekli birisi olduğunu belirterek “Devlet görev vermiş, ‘Şunu öldür’ demiş, öldürmüş. Yeşil öldürdüğü insanları kendi için değil devlet için öldürdü. Kimse devletin üstünde değildir. MİT her türlü insanı devletin gayeleri için kullanır” diye konuştu.

A Haber’de Sevilay Yükselir’in sunduğu %100 Siyaset programında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Mehmet Eymür, Şubat soruşturmasından Toros 97 suikastına, 1977’deki Kanlı 1 Mayıs’tan Yeşil’e kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu. Eymür, Albay Vural Berkay’ın 1997’de şehit olmasıyla ilgili olarak, "Hedef, dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu idi. O kurşun Kıvrıkoğlu’na gelseydi hiyerarşi değişecekti. Bu Çevik Bir’in işine yarardı. Suikastı özel kuvvetlerden iki kişi yaptı, onlar da uçak kazasında öldürüldü" dedi.

Eymür’ün açıklamaları özetle şöyle:

 

“28 Şubat’ta irticai tehdit yoktu”


28 Şubat soruşturması ile ilgili görüşlerini açıklayan Mehmet Eymür, "Bir takım şeylerin soruşturulması, aksaklıkların giderilmesi devletin yapması gereken bir iş aslında. Bunun dozajını iyi ayarlamak lazım. Kan davası haline getirilmemesi lazım. Bir öç alma vesilesi olmaması lazım. Her tepki karşı tepkiyi yarattığı için zarar getirebilir. Rövanş rövanşı getirir" diye konuştu.

28 Şubat'ta insanların fişlendiğini söyleyen Eymür “İstanbul'da sosyeteyi bile fişlediklerini hatırlıyorum” dedi.

28 Şubat'ta irticai bir tehdit olmadığını da sözlerine ekleyen Eymür şöyle konuştu:

Türkiye de nasıl bir sol terör, sağ terör olduysa irticai terör de olabilir. Bu da bir tehlike. Bir de bu işin mimarları o kadar güzel provoke ederler ki toplumu, bir bakarsınız facianın ortasında oturuyorsunuz. Bence 28 Şubat'ta irticai tehdit yoktu. Devletin görevi itmek değil kazanmak olmalı. İnsanları iterek devlet bir yere gidemez. İnsanlar hep itildi.

 

“Çevik Bir, cumhurbaşkanı olmak istiyordu”


Eymür, "Emekli Orgeneral Çevik Bir’in Genelkurmay Başkanı olmak istediği doğru mu?" sorusuna şöyle cevap verdi:

Daha da ilerisi cumhurbaşkanı olmak istedi. Şimdi başkan da olmak istiyor. 1997 yılında Kıbrıs’ta düzenlenen Toros 97 tatbikatında Albay Vural Berkay’ın şehit olması olayında hedef, dönemin Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu idi. Eğer o kurşun Kıvrıkoğlu paşamıza gelseydi, herhalde hiyerarşi değişecekti, Genelkurmay Başkanlığı sırası değişecekti. Kimin işine yarardı bilmiyorum. Herhalde Çevik Paşa’nın işine yarardı. Vural Berkay’ı vuranlarla ilgili benim bildiğim özel kuvvetlerden iki kişinin bu görevi yaptığı ve sonrasında bir uçak kazasında onların öldüğü. Malatya’da düşen Casa uçağında 20 kişilik bir ekip vardı. Onunla ilgili başka iddialar da oldu. Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan suikastını da o ekibin, o düşen uçaktaki ekibin yaptığı ve iz bırakmamak için bunların imha edildiği söylendi.


“Yeşil’in sağ olduğunu sanmıyorum”


“Yeşil öldürdüğü insanları kendi için değil devlet için öldürdü. Kimse devletin üstünde değildir. MİT her türlü insanı devletin gayeleri için kullanır” diyen Eymür, “Yeşil çok kabiliyetli bir adamdı. Yeşil gibi binlerce adam var, Türkiye’de bilinen veya bilinmeyen. Şimdi Yeşil ne yapmış? Devlet görev vermiş, ‘Şunu öldür’ demiş, öldürmüş. Ben Yeşil’le çalışırken hiçbir sabıkası yoktu...” dedi.  

Yeşil’in ölmüş olabileceğini söyleyen Eymür, “Ciddi bir araştırma yaptım. Arabasını Bahçelievler’de terk edilmiş olarak bulduk. Çağrı cihazı vardı o kontrol edildi. Ben Amerika'ya gittikten sonra da Şensal Atasagun bir ekip kurdu aynı çalışmayı tekrar yaptı. Tanıyanlara da sorduk, herhangi bir sonuca ulaşılamadı” dedi.


“Avcı, MİT Müsteşarı olmak istiyormuş”


Eymür, “Avcı neden Devrimci Karargâh örgütünden içeride yatıyor?” sorusu şöyle yanıtladı:

Telefon görüşmelerinden dolayı olabilir. MİT Müsteşarı olmak istiyormuş ben öyle duydum. Şimdi hiçbir şey bilmiyor havasında dolaşanlardan birisi Emin Aslan’dı. İstihbarat Daire Başkanı’ydı. Hanefi Avcı da onun yardımcısıydı. Emin Aslan, bütün bu pasaport veren silah veren organize eden oydu, Mehmet Ağar’ın altındaki. Komisyona filan da çağırdılar “hiçbir şeyden haberim yok” dedi. Ama hayat öyle garip ki dönüyor dolaşıyor bir başka yerden çıkıyor acısı. Yani kimsenin hapiste olmasını istemem. Hanefi Avcı’nın yurtdışında operasyon yapma diye bir görevi yok. Bunu yapıyorlarsa zaten bu suç. Hanefi Avcı ekip kuruyor pişmancılardan. Bunlara bomba veriliyor. Bunlar yurt içinde ne yapıyorlar? Yurtdışında “Rejin” diye Abdullah Öcalan’a karşı bir örgüt kuruluyor. Sonra o örgütün başını öldürüyorlar. O örgütü ve PKK’nın kurucuları olan adamlar bunun elemanı oluyor. Bunlar belde silah, telsiz geziyorlar. Arabalar yakalanıyor, “Biz Hanefi Avcı’ya çalışıyoruz”... Cem Ersever’e gittim konuştum, “yanlış işler yapıyorsunuz” dedim.


“Uğur Mumcu cinayetiyle Ergenekon’un bağlantısı olabilir”


“MİT için çalışan gazetecilerin çok olduğu muhakkak. Ama ben hepsinin ismini bilmem” diyen Eymür, “Gazeteci kendi ülkesinin istihbarat teşkilatında bir görevi yerine getirirken faydalı olacağı birtakım bilgiler varsa bunları veriyor. Bunu sulandırırsanız başka şekilde düşünülebilir. Biri birinin kontrolüne girer, ya gazeteci MİT’in kontrolüne girer, ya da MİT gazetecinin her söylediğine inanır hale gelir” dedi.

Uğur Mumcu cinayeti ile Ergenekon yapılanması arasında bir ilişki olabileceğini belirten Eymür, "Tabi ben Hiram Abas için de aynı şeyi düşünüyorum ama MİT, Hiram Abas'ın intikamını almadı” dedi.

 

“Mehmet Ağar yanlış yollardan geçti”


Mehmet Ağar'ı ziyarete gitmeyeceğini söyleyen Mehmet Eymür, "Yarın bana bir şey sorsalar yine doğrusunu söylemek mecburiyetindeyim. Onun için ikili oynamak istemem. İki Mehmet'in kavgası olayından rahatsız oluyorum. İkimizin arasında bir makam kavgası yok. Ben görevimi doğru yaptığım için, o ise görevinde aksaklıklar olduğu için bu münasebetin içerisine giriyor. Bizim şahsi bir kavgamız yok. Ben ona "Doğru yolda değilsin" dedim. o çok yanlış yollardan geçti." ifadelerini kullandı.

 

“Berktay’ın doğru söylediğine inanıyorum” 
 

1 Mayıs 1977'de Ankara'da bulunduğunu söyleyen Mehmet Eymür, "ben Halil Berktay'ın %100 doğru söylediğine inanıyorum. Halil Berktay sıradan bir adam değil ki. Bu işlerinin içinden gelmiş bir adam." diye konuştu. "Benim de bildiğim kadarıyla teşkilatın bu olayla hiç bir ilişkisi yok." diyen Eymür polisin tertibatında hatalar olduğunun söylenebileceğini de belirtti.