HÜLYA KARABAĞLI / Ankara
“4+4+4” eyleminde polisin müdahalesi sonucu sol gözüne aldığı darbeyle yüzde 80 oranında görme kaybı yaşadığını söyleyen Eylem Ataş, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na başvurdu. Orantısız güce uğradığını, yakın mesafeden biber gazı sıkıldığını anlatan Eylem Ataş, “Ülkemizin gerçekleri göz önüne alındığında bana karşı saldırıyı gerçekleştirenler hakkında bir işlem yapılmayacağını biliyorum. Polisin zor kullanması ve kullanılan orantısız güç nedeniyle uğradığım mağduriyetin giderilmesini bir yurttaş olarak beklemek hakkımdır” dedi.
Ataş, komisyona başvuru öncesinde CHP Ankara Milletvekili Levent Gök’ün kendisiyle ilgili düzenlediği basın toplantısına katıldı. “Türkiye tam bir polis devleti olmuştur. Türkiye’yi polis devleti yapanlar bunun hesabını bir gün mutlaka verecektir” diyen Gök, “Hesap sormak istiyoruz, ölümlerden, sakat kalmalardan, yaralanmalardan… Ne olacak Eylem’in bundan sonra ki hayatı?” dedi.
Eylem Ataş’ın, komisyona başvurusu şöyle:
15 Eylül 2012 tarihinde Ankara'da KESK-EĞİTİMSEN öncülüğünde düzenlenen 4+4+4 Eğitim Yasasını tepki göstermek amacıyla düzenlenen mitinge katıldım.
4+4+4 eğitim sistemiyle iktidarın, kendi arzuları doğrultusunda toplumu dönüştürmek istediği, gerici müfredatın hakim olduğu bir uygulamayı, sorumlu bir yurttaş olarak kınamak ve tepki vermek amacıyla, demokratik bir hakkımı kullanmak isterken polisin sözlü tacizlerine katıldığım grupla beraber muhatap olduk.
Sakin ve soğukkanlı bir şekilde miting alanına girmek üzereyken polisin sözlü tacizi giderek arttı.
Ortamın bir anda gerginleşmesiyle polis üzerimize saldırdı ve bizleri dağıtmaya başladı.
Polis kargaşa ortamında yakın mesafeden bana ve diğer arkadaşlara biber gazı sıktı. Özellikle şahsıma yönelik biber gazı çok yakın mesafeden sıkılmıştır.
Görüş alanımın kapanmasıyla birlikte vücüdumun her yerine ve özellikle başıma ve suratıma polisin coplarla ağır saldırısı oldu.
Bu saldırılar sonucunda burnumdan kan gelmeye başlayıp yere düştüm. Bu ortamdan nasıl çıktığımı hatırlamıyorum. Arkadaşlarım beni ambülansla Hacettepe Hastanesine götürdüler. Bu arada polisler Hacettepe Hastanesine gelerek doktorlara müdahale ettiler ve raporlarında darbe olmadığının belirtilmesini istediler.
Hacettepe Hastanesinden sonra görme kaybımın devam etmesi üzerine Dünya Göz Hastanesine gittik. Polisler bu hastaneye de geldiler ve muayene olmamı engellediler. Hastanede tam ikibuçuk saat gözümle ilgili hiçbir şey yapılmadan bekletildim. Dünya Göz Hastanesinde muayenemin yapılmaması üzerine Ulucanlar Göz Hastanesine gittik, saatler sonra burada yapılan muayenemde sol gözümde görme oranının yüzde 10'a düştüğünü belirlediler. Bilahare muayenemi yapmayan hastane ve olaya sebebiyet veren polisler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundum.
Ülkemizin gerçekleri göz önüne alındığında bana karşı saldırıyı gerçekleştirenler hakkında bir işlem yapılmayacağını biliyorum. Polisin zor kullanması ve kullanılan orantısız güç nedeniyle uğradığım mağduriyetin giderilmesini bir yurttaş olarak beklemek hakkımdır.
Adresini daha sonra bildireceğim arkadaşım Erdal Kozan'ın da dinlenmesini talep ediyorum.
İnsan haklarına açıkça aykırılık teşkil eden bu olayın sorumluları hakkında gereğinin yapılması için Komisyonunuza başvurmam zorunlu olmuştur.