Vahdet gazetesi yazarı Mehmet Şevket Eygi, 'medyanın yoğun müstehcen yayınlarla toplumun büyük kısmını seks manyağı haline getirdiğini' öne sürdü. "Müstehcen yayınlar önlenmedikçe ahlaksızlık bataklıkları kurutulamaz. Bu konuda Müslümanlar güçlü bir nehy-i münker faaliyeti yapmazlarsa temizlik olmaz. Modern Türkiye Sodom Gomore’yi de geride bırakmıştır" ifadelerini kullanan Eygi, "Üç aylara girdik, Ramazan yaklaşıyor. Mübarek ay için ne gibi hayırlı hazırlıklarımız var? Bendeniz bir hazırlık göremiyorum. Ramazan derlenme toparlanma, düzelme, ıslah ayıdır. Müslüman kesimin büyükleri, bilenleri, kaptanları, kurmayları, ağabeyleri bu ay için ne gibi planlar programlar yaptılar, projeler ürettiler, ne gibi hazırlıklar yapıyorlar acaba?" diye yazdı.
Mehmet Şevket Eygi'nin, "Karısının Âşığına El Kaldıran Zâlim Koca!" başlığıyla yayımlanan (8 Nisan 2016) yazısı şöyle:
"Şüphelenen koca, işe gidiyorum diye ayrılır. Pusuya yatar. Eve yabancı bir erkek girer. Koca kapıyı açamaz, içeriden kilitlenmiştir. Zorlaya zorlaya, tekmeleye tekmeleye nihayet açar. Evi arar, bir dolapta aşığı bulur. Birbirlerine girerler.
İş polise intikal eder. Polis zina suç değildir, biz karışamayız, istersen boşanma davası açabilirsin der.
Âşık, kocadan şikayetçi olur, bana vurdu der.
Karı, âşık için, “O benim ilkokul arkadaşımdır, elbette eve alırım…” der.
Koca aleyhinde, karısının âşığına el kaldırmaktan dava açılır…
Modern, çağdaş, demokratik Türkiye’den bir sahnedir bu.
***
Zengin bir Müslüman şöyle diyordu: Zekatımı verdikten sonra isteğim gibi masraf yaparım, istediğim hayatı sürerim… Bu adamcağıza cevabım şudur: İstediğin gibi yaşayamazsın. Kur’an’ın, Sünnetin, Şeriatın, İslam ahlakının emirlerine ve yasaklarına uymak zorundasın… Zekatını tam tamına vermiş olsan da, israf edemezsin… Bir Müslüman olarak, içinde içki içilen, fuhuş yapılan lüks beş veya yedi yıldızlı bir otelde kalman doğru olmaz. Lüks lokantalarda tıka basa yemen doğru olmaz. Doyduktan sonra yemek haramdır… Mesken, otomobil, yazlık, giyim kuşam, konaklama, seyahat konusunda ölçülü olmak zorundasın… Adam başına 19 bin dolara umre yapamazsın… Bunları sana anlatmak zor… Lakin bir gün gelecek anlayacaksın. İnşaallah iş işten geçmeden anlarsın.
***
Türkiye dar bir boğazdan, zifiri karanlık bir dehlizden geçiyor. Durum her geçen gün kötüleşiyor. Bu krizden kurtulmanın yolu nedir? Düzelmek için neler yapılmalıdır?.. Bu konuda her kafadan ses çıkıyor. Bendeniz derim ki: İslamî çözüm dışındaki çözüm taslakları bir işe yaramaz, kurtuluşa götürmez. Kur’an’a, Sünnete, Şeriata, İslam ahlakına, İslam bilgeliğine yapışmak ve bütün çare ve çözümleri o kaynaklarda arayıp bulmak gerekir. Tabiî ki, İslamî çözüm derken, Kur’an’a Sünnete Şeriata Tasavvufa İslam ahlakına ve İslam hikmetine dayalı gerçek İslamî çözümü kasd ediyorum.
***
Dönme büyük medya, yoğun müstehcen yayınlarla toplumun büyük kısmını seks manyağı haline getirmiştir. Müstehcen yayınlar önlenmedikçe ahlaksızlık bataklıkları kurutulamaz. Bu konuda Müslümanlar güçlü bir nehy-i münker faaliyeti yapmazlarsa temizlik olmaz. Modern Türkiye Sodom Gomore’yi de geride bırakmıştır.
***
Üç aylara girdik, Ramazan yaklaşıyor. Mübarek ay için ne gibi hayırlı hazırlıklarımız var? Bendeniz bir hazırlık göremiyorum. Ramazan derlenme toparlanma, düzelme, ıslah ayıdır. Müslüman kesimin büyükleri, bilenleri, kaptanları, kurmayları, ağabeyleri bu ay için ne gibi planlar programlar yaptılar, projeler ürettiler, ne gibi hazırlıklar yapıyorlar acaba?"