Gündem

Ev hapsine alınan Papaz Brunson'la ilgili başvuru reddedildi

Brunson'ın avukatı, müvekkili hakkındaki ev hapsi kararına itiraz ederek, ev hapsinin ve yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını talep etmişti

31 Temmuz 2018 20:14

Yaklaşık 2 yıllık tutukluluğun ardından geçen hafta ev hapsine alınan ABD vatandaşı papaz Andrew Brunson'ın ev hapsinin sona erdirilmesi ve yurt dışına çıkış yasağının kaldırılması yönünde avukatı tarafından yapılan başvuru reddedildi. 


Brunson'ın avukatı İsmail Cem Halavurt, 'sağlık gerekçesi, kişi hak ve özgürlüklerinin ihlali ve tüm delillerin toplanmış olması, kaçma şüphesinin bulunmaması gerekçeleriyle' müvekkili hakkındaki ev hapsi kararına itiraz ederek, ev hapsinin ve yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını talep etmişti.


Brunson'un avukatı İsmail Cem Halavurt'un müvekkili hakkındaki "ev hapsi ve yurt dışı çıkış yasağı" kararına ilişkin İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesine yaptığı itiraz karara bağlandı. 

"Sanık her ne kadar tutuklu bulunduğu cezaevinden tahliye edilmişse de..."

Kararı değerlendiren mahkeme, Brunson'ın hakkındaki tahliye sonrası, adli kontrol şartlarının kaldırılmasına ilişkin talebi reddetti ve "ev hapsi ve yurt dışı çıkış yasağı"nın devamına oy birliğiyle karar verdi.  Brunson'a isnat edilen suçları işlediğine ilişkin aleyhine olan "kuvvetli suç şüphesi" oluşturan nedenlerde herhangi bir değişiklik bulunmadığına vurgu yapan mahkemenin kararında şu gerekçelere yer verildi: 

"Sanık her ne kadar tutuklu bulunduğu cezaevinden tahliye edilmişse de bunun sanığın aleyhine bulunan delil durumunda bir değişiklik meydana geldiği anlamı taşımaktan ziyade Türk Ceza Usul Mevzuatı'na göre tutuklama bir tedbir niteliğindedir. Özellikle sanığın sağlık durumu gibi gerektirici nedenlerin varlığı halinde sanığın kaçmasının ve delilleri karartmasının önlenmesi gibi tutuklamadan elde edilecek sonucun başkaca ceza argümanlarınca etkin biçimde sağlama imkanının bulunduğu koşullarda CMK'nın 109. maddesinde öngörülen adli kontrol tedbirlerinin bu amaca matuf sağlam bir koruma tedbiri niteliğinde olmasına, mahkememizce de bu kabul ile sanık hakkında kamuoyu ve doktrinde ev hapsi  olarak da nitelendirilen 'konutu terk etmemek' ve sanığın sanığın yabancı ülke vatandaşı oluşu da gözetilerek 'yurt dışına çıkmamak' şeklindeki adli kontrol tedbirlerine hükmolunarak matuf amacın gerçekleşme şeraitinin ancak sağlanmış olmasına göre sanık müdafinin maslahata uygun düşmeyen adli kontrol tedbirlerinin kaldırılması veya değiştirilmesi yolundaki taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir." 

Kararı itiraz yönünden bir üst mahkeme olarak inceleyen İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi de Brunson'ın avukatının taleplerini reddetti.

İtiraz için sunulan dilekçede ne deniyordu?

Avukat Halavurt, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunduğu dilekçede şu ifadelere yer vermişti:

"Gelinen aşamada delillerin toplanmış olması, müvekkil hakkında iddianamede belirtilen suçların işlendiğine dair aleyhine yeni bir delilin dosyaya girmemesi, dinlenen tanıkların soyut beyanlarda bulunması ve her bir tanığın müvekkil sanıkla husumet içinde bulunması, müvekkilden elde edilen dijital verilerde herhangi bir suç unsuruna rastlanılmaması, tutuklamadan elde edilen amacın gerçekleşmesi ve müvekkilinin özgürlüğünün sağlanmasının kamu adına bir tehlike yaratmaması olguları birlikte değerlendiriliğinde adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.

Bu nedenlerle müvekkil sanık hakkındaki ev hapsi kararının kaldırılarak başkaca adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına ve yine müvekkil sanık hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasına karar verilmesini istemek zorunluluğu doğmuştur."

Ne olmuştu?

İzmir'deki Protestan cemaatine ait Diriliş Kilisesi'nin ABD'li Papazı Andrew Craig Brunson, 2016’nın ekim ayında eşiyle birlikte ifadeye çağrılmış, ifadelerinin ardından gözaltına alınmışlardı. Eşi Norine Brunson, 13 gün sonra serbest bırakıldı; ancak Papaz Brunson 'FETÖ' üyesi olduğu iddiasıyla tutuklandı. İzmir F Tipi Cezaevi’nde yatmaktayken "Devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasi veya askeri casusluk amacıyla temin etme", "Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek" ve "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamaları da Brunson’ın davasına eklendi. Papaz, Ağustos 2017’de çıktığı ilk duruşmada suçlamaları reddettiğini dile getirdi. 

35 yıla kadar hapsi istendi

Brunson hakkındaki iddianamenin hazırlanması 1.5 yıl sürdü. İddianamede Brunson’ın hem 'FETÖ' hem PKK adına suç işlediği öne sürüldü. Brunson hakkında "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği" gerekçesiyle 15, "devletin gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek" suçlamasından 20, toplamda 35 yıla kadar hapis cezası istendi.

Siyasetin de tartışma konusu oldu

ABD’li Papazın durumu, ABD Başkanı Donald Trump ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2017’nin mayıs ayında yaptıkları görüşmede gündeme geldi. Görüşmenin ardından Beyaz Saray tarafından "Başkan Trump, Papaz Andrew Brunson'ın tutukluluğu konusunu da gündeme getirdi ve Türk Hükümeti'nden kendisini hızlı bir şekilde ABD'ye iade etmesini istedi” denilen açıklama yayınlandı. Brunson’ın avukatlarıyla görüştürülmediği iddiası da öne sürüldü. Bunları takiben ABD’li Papaz’ın avukatları ve ABD Büyükelçiliği ile görüşmesine izin verildi. 

‘’Bir papaz da sizde var, bize verin, yargılayalım, biz de onu size verelim’

Brunson davası, süreç içerisinde sık sık ABD Kongre’sinin gündemine getirildi. 

Erdoğan, 2017 yılının eylülünde yaptığı bir konuşmada, Brunson'ın serbest bırakılmasını Fethullah Gülen'in ABD'den iadesiyle bağdaştıran ifadeler kullandı:

"Pensilvanya'daki nasipsiz adamın arkasından giden profesörler de var. Sen nasıl profesörsün? Sen profesör olsan ne yazar? 'Papazı verin' diyorlar. Bir papaz da sizde var, bize verin, yargılayalım, biz de onu size verelim. 'Onu karıştırma' diyorlar.” ABD ise olası bir takası reddetti.

‘’Memnuniyetle karşılıyoruz ama yeterli değil’’

18 Temmuz 2018 tarihinde İzmir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi Papaz Brunson’ın ev hapsi ve yurtdışına çıkış yasağı ile tahliye edilmesine karar verdi. Bunu takiben ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ‘kararı memnuniyetle karşıladıklarını ancak bu bu adımı yeterli bulmadıklarını’ açıkladı.

ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, ABD’de bir konferansta yaptığı konuşmada Brunson’ın "masum" olduğunu ve Brunson'a yöneltilen suçlamalarda "inandırıcı bir delil" olmadığını söylerken Türk yetkililerin darbe girişiminin ardından on binlerce gazeteci, aktivist, hakim, ordu mensubu ve öğretmeni tutukladığını dile getirdi ve Andrew Brunson'ın da bu çerçevede 2016 yılında tutuklandığını belirtti. Pence, Brunson'ın "hemen" serbest bırakılmaması halinde Türkiye'ye "ciddi yaptırım" uygulanacağını açıkladı.

ABD Başkanı Donald Trump da Twitter’dan "Amerika Birleşik Devletleri, çok iyi bir Hristiyan, aile adamı ve harika bir insan olan Papaz Andrew Brunson'ın uzun süreli tutukluluğundan ötürü Türkiye'ye büyük yaptırımlar uygulayacak. Çok acı çekiyor. Bu masum din adamı hemen serbest bırakılmalı!" paylaşımında bulundu.

Yaşananların üzerine Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Twitter'dan yayınladığı mesajında, "Kimse Türkiye'ye bir şeyi dikte edemez. Kimden gelirse gelsin tehdit edilmeyi hoş göremeyiz. Hukukun üstünlüğü herkese uygulanır, istisnası yoktur" dedi. Dışişleri Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı'ndan da ABD'nin açıklamalarının 'hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı'na müdahale anlamı taşıdığı ve kabul edilemeyeceği yönünde açıklamalar yapıldı.

Öte yandan ABD Senatosu Dış İlişkiler Komisyonu da Türkiye’nin uluslararası kuruluşlardan kredi almasını kısıtlayan 'Türkiye Uluslararası Finansal Kurumlar Yasası'nı kabul etti.

İlgili Haberler