Esra Elönü
(haber7.com, 22 Ağustos 2012)
Meclisteki dağ sizsiniz, meclisteki son bomba, meclisteki son yangın. Her kadının hakkı adaletle temizlenir, her kadının eğrilen yüzü diriltilir sizinki meclisten dışarı!
Olsa olsa kan ağası olursunuz!
Sizin kalp diye taşıdığınız o soğuk et parçasının yüzüne kalbimle tükürüyorum. Sizin olmayan vicdanınızın iskeletine vicdanı olanlar hatrına tükürüyorum. Sizin gözyaşı diye döktüğünüz kurşunun sıcağı ocağı cayır cayır yanık annelerin ciğerlerinde buzdur. Siz millet vekili değil dağdakilerin mecliste patlattığı bomba, vuracaklarının pembe haritası, akıtacakları kanölçer hatun öbeğinden başka hiçbir şey değilsiniz.
Meclisteki dağ sizsiniz, meclisteki son bomba, meclisteki son yangın. Her kadının hakkı adaletle temizlenir, her kadının eğrilen yüzü diriltilir sizinki meclisten dışarı! Kucakladığınız öpüp kokladığınız canlı bombalar o sekiz günahsızın canını nasıl ezip geçtiyse aynı acının toprak rengi sizi de bulsun. Siz de feryadın ve ağıtın uzun namlulu çığlığından süzülüp ellerinizi dizlerinize vurduracak acıların alışığı olun.
Şimdi ister Müslüman beddua etmez deyip aminlerinizin içine çöreklenin, ister sana kurşun atan düşmanına ekmek at yavrum atasözünü ezip ak sakallı dede jargonuyla omuz okşayarak toprağı sakinleştirin ben böyle düşmana acıyacaksam Allah merhametini benden esirgesin, böylesi gaddarlığın içinde sevelim sevilelim cennet herkese kalır edebiyatıyla yürekleri bitlenmiş adamlıkları tetikte gezen adamlardan sözümü sakınacaksam Allah beni saklamasın! Bıçak kemiğe dayandı öyle mi bence o bıçak kemiği törpüleyerek besleyen avuntu keseri! Sizdeki bıçak öyle çalışıyor! Bendeki bıçak da saplandığı yerin kellesini alıyor ne yapalım?
Ey! Alçaklığın elinde büyümüş, onuru tenha, fidan biçicileri Ey! Feraset sefilliğinden ölüm yutturan çıkmamış candan kurşun kesmeyen gaddarlık tanrıları! Ey! Havada yağmur keserek kuşlardan şeref dilenen yer yüzü hiçleri! Ey! Ellerinde kalan son kılıçları Dünya’da kalan son şehitlere bileyen aciz harita! Yerde yürüyüp gölgelerini Güneş’e boğduran korkak kursaklar! Göğün şerefine kaldırılan her yumruğun üzerinde adamlıklarını toprağa vermiş vicdan posaları! Rabbin rahmeti şerefinden başka silahı olmayan şehitlerin üzerinde ikinci bir cennettir!
Rabbin laneti üzerinize inmeye tenezzül bile etmesin! Sizin insafınıza kalmayı ölüm bilen onurlu adamlar toprağa eğilmeyi şeref bildiler.. Bunu onlara öğreten Rabbe Hamd olsun! Sizin bitirdiğiniz yer onların cennetidir.
Kalplerini bileklerinden kesercesine şehitler, gidenler gitti kalan sağlarsa Allah’ındır! Alçaklığınızın cüssesine erişemeyecek kadar büyüyen iyi adamlara selam olsun!
Korktunuz siz! Karşınızda gömleklerinin altında kefenleriyle gelmiş, mataraları şehadet dolu yiğitleri görünce. O denizi, bir asa ikiye devirmiş ki sen kurşunla delsen ne olur?
O topraklarda Allah’ın ayetleri yüzmüş ki sen kürek çeksen bile kimsin? Tatlının acıya karışmadığı bir derya içinde sen ölüm dağıtsan nesin? Acizliğine şarjör boşaltsa bir el, kurşun ölür de acizliğiniz ölmez.
O gözleri ne kadar döndürürsen döndür bir gün onlar da hesabın duvarlarına dikilecek öyle bir dikilecek ki senin demir attığın canlardan ölüm sökerken zorlandığın kadar acı çığlığının başına Şehit babalarının ahı çakıla çakıla af dileyeceksin!
Sen ki peygamberin sırtıyla kucakladığı bir yiğidin saçını ukalaca bir ateş fiskesiyle ağarttın Rabbim de senin ağarmış kalbini ateş kuyularından ağar ağar çeke çeke patlatsın ki insaf kaç kuruşa alınır nerde satılır diye haykır!
Sen ki bir şehidin eline anne asaleti yüzdüren cana güç biledin Rabbim de seni rahmetinin öksüzü yapsın! Sen ki toprağını postalınla tokatlayıp bir çiçeği yaşından ettin hıncın titredi yetmedi dalgasından mazlumlara zekat veren bir yiğidin bağrını deştin aynada bıraktığın en son çehrenin dizlerine kapanacak kadar dağılsın yüzün.
Yok azizim ben de köpekleri özleten vicdansızlığın sahiplerine gösterilecek hoşgörü sakinlik!
Yeter artık! Ne diplomatik martavallar ne romantik karından okunan yumuşak şiirler ne acıklı manşetler bu acıyı paklar!
Kalemin buğzu pembelik değil bunlara döşenecek bedduadır.
Beddua etme hakkımı dibine kadar teröre dua etme hakkımı da göğüne kadar Allah’a koşanlar adına kullanıyorum. Rabbim onlar şehit oldukça cennetinin büyüklüğünü bildik bize cehenneminin büyüklüğünü de gösteren şeref yoksunlarının yenilgisini de bildir.
'BDP'li kadın milletvekillerinden özür dilemiyorum!'
Esra Elönü
(haber7.com, 23 Ağustos 2012)
Salyalı klavye sahipleri dünkü yazımdan ANA malzeme çıkartıp tükürük bezlerini sıvazlaya dursunlar ben hamlığımı da bilirim piştiğim yeri de! Sanal faşizmin krallarına olduğum ve durduğum yeri anlatacak kadar aciz değilim.
La havle ve la kuvvete!
Esra Elönü’nün yüzüne tükürüyoruz! Olur tükürelim bu ülkede lokal üfürükçülerin varlığından emin olduğum kadar organik tükürükçülerin varlığına da dün itibariyle şahit oldum bu durum beni ne yaraladı ne de acıttı!
Zahmet etmeyin kendi yüzüme tükürük tabancasıyla saniyelik atışlar yapacak kadar da kendimdeyim lakin tükürüğün hedef tahtası ne yazık ki ben değilim. Herkesin tükürüğü kendine azizim ucundan nasiplenmem de söz konusu değil üzgünüm.
Kefenin de ağıtın da feryadın da ırkı olmadığını dile getiren tonlarca yazı yazdım. Lailaheillah'ın ırkı yok! Gözyaşını dağ etekleriyle silip kalbine oturan acının Kürtçesiyle feryad eden kürt annelerinin başımın değil kalbimin üstündeki yerini hiçbir yere değişmem.
Salyalı klavye sahipleri dünkü yazımdan ANA malzeme çıkartıp tükürük bezlerini sıvazlaya dursunlar ben hamlığımı da bilirim piştiğim yeri de! Sanal faşizmin krallarına olduğum ve durduğum yeri anlatacak kadar aciz değilim.
Dağdan inip bağdaki masumları delik deşik eden teröristleri öpen milletvekilinden ana olmaz dedim. Diyorum diyeceğim. Kafama mı sıkarsınız tükürük köftesi mi yaparsınız umurumda değil. Kürt anneleriyle Bdp’li kadın milletvekilleri arasındaki yürek ağıt feryat farkını anlamayan adam otursun Pazar bulmacası çözsün.
Daha yirmisine ermemiş yağızların canını keyifle alan dağ kovboylarını öpen dudak kendi yavrusunun yanağındaki masumluğun sırrına erememiştir. Çocuğunu göremeden şehadeti görmüş şehitlerin kemik sızısından bi haber kadın kendi çocuğunun gözyaşını avuçlayacak kadar ana olamamıştır! Silahı okşayan kadın kendi yavrusunun saçlarını okşayacak kadar ana olamamıştır!
Şeddeli yazıyorum iyi oku ben Kürt annelerinin toprak rengindeki acısına şahit olduğumdan kalbi zifir atan Bdp’li milletvekili kadınların analığından şüphe ettim. Şüphe benim şüphem kalem benim kalemim size ne? Daha düne kadar twitter denilen geleneksel küfür şenliği merkezinde “ En iyi Kürt ölü Kürttür” diyen vicdan korsanı adamlara savaş açan ben şimdi nasıl oluyor da kürt annelerine hakaret etmekle suçlanıyorum. Elimden daha temiz bir el varsa o el kürt anasının eli alnımdan daha ak bir yer varsa o da kürt analarının alnıdır! Sizin küfür arşivinizden nasiplenmek beni ırgalamaz lakin adaletin arşivinden nasiplenmemiş siz fukaralar zahmet edip yazı arşivine girin ve kürt anneleriyle ilgili yazdığım yüzlerce yazıyla yüzleşsin! Yüzüm burda tükürmeniz için ayrı bir mail hesabı da açabilirim lakin Allah da bir hesap açar biz de ordan yüz buluruz.
Eyvallah!