Gündem

ESKİŞEHİR'DEKİ İHBARCI BULUNAMADI İSTANBUL (A.A)

29 Haziran 2011 20:50

-ESKİŞEHİR'DEKİ İHBARCI BULUNAMADI İSTANBUL (A.A) - 29.06.2011 - İkinci ''Balyoz Planı'' davasının iddianamesinde, Eskişehir'de ele geçirilen belgelerin ihbarını yapan kişinin bulunamadığı, ihbarın ise bir çay ocağının bağlantısından gönderildiği belirtildi.  İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, emekli Albay Hakan Büyük'ün Eskişehir'deki evinde ele geçirilen belgelerin ihbar mailiyle ortaya çıktığı kaydedildi.  Yapılan araştırmada, ihbar mailinin gönderildiği 85.96.244.116 nolu IP numarasının, çay ocağı işleten Savaş Kumanlı adına kayıtlı 0 212 369 57 02 nolu telefondan internete bağlanılan adres olduğunun tespit edildiği aktarılan iddianamede, Kumanlı'nın ifadesinde, ''IP adresi ile bu telefon numarası yaklaşık iki yıldır benim adıma kayıtlı. Çay bahçesine gelen müşteriler genelde eczacılar, askerlik şubesinin konum itibariyle yakın olması hasebiyle askeri görevliler, adliye çalışanları, öğretmenler ve normal vatandaşlardır. Müşteriler genellikle kendilerine ait dizüstü bilgisayarlarla geliyor ve çay bahçesine ait internet ağı üzerinden internete bağlanıyorlar. Bahse konu ihbarı da gelen müşterilerden tanımadığım birisi yapmış olabilir. Ancak şüphelendiğim herhangi bir kimse yok'' dediği anlatıldı.  İddianamede, ihbarın gönderildiği güne ait kamera kayıtlarının olmaması sebebiyle ihbarcının tespit edilemediği kaydedildi.  Büyük'ün ikametinde yapılan aramada çok sayıda dijital malzemenin ele geçirildiği anlatılan iddianamede, bunlar arasında yer alan dijital malzemenin imajı üzerinden yapılan ön incelemede, ''Dosyalarım'' isimli belgede, ''Ankara belgelerim'', ''Bilvanis Çiftliği'', ''DZKK'dan gelenler'', ''İhtimalat'', ''Seçim'' isimli beş farklı klasörün yer aldığı belirtildi. İddianamede, bu dokümanlara ilişkin yapılan incelemeler sonucu, ''dosyalarım'' isimli klasörde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen ''Balyoz Planı'' soruşturmasıyla ilgili birçok belgenin yer aldığı ve bu belgelerin farklı olup, Suga ve Oraj harekat planlarıyla ilgili daha önceden elde edilememiş yeni deliller olduklarının anlaşıldığı kaydedildi. ''Ankara belgelerim'' isimli dosyanın içeriğinde çok sayıda TSK personeli hakkında tanzim edilmiş fişleme niteliğinde ıslak imzalı bilgi formlarının olduğu, bu imzalar arasında Hakan Büyük'ün de imzasının bulunduğu, yine Bilvanis köyü ile ilgili yapılan çalışmalara (video görüntüleri, araç plakaları, nüfus kayıt bilgileri vs) dair bilgilerin yer aldığı anlatılan iddianamede, ''Bilvanis Çiftliği'' isimli klasörde 2003'ten itibaren söz konusu çiftlik hakkında detaylı çalışmaların yapıldığını belgeleyecek nitelikte video görüntülerinin ve ıslak imzalı resmi yazışmaların yer aldığı belirtildi. -BALANLI'NIN ÇİFTLİKLE İLGİLİ İFADESİ- Bu klasörde ayrıca, tutuklu sanık Hava Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı adına imzaya açılmış bir belgede, çiftliğin mevcut detaylı hava fotoğraflarının incelenmesi ve emir verildiğinde havadan yere taarruzlar icra etmek üzere ayrıntılı hedef analiz çalışması yapılacağının bildirildiği dile getirilen iddianamede, Blivanis Çiftliği ile ilgili yürütülen faaliyetlerin, 1. Hava Kuvveti Komutanlığı ile İl Jandarma Komutanlığının müşterek faaliyetleri olduğu anlatıldı. Çiftlikle ilgili düzenlenen ve altında Büyük'ün isminin yer aldığı raporların bulunduğu belirtilen iddianamede, söz konusu raporlarda Nakşibendi Tarikatı Adıyaman Menzil Grubu ile ilgili bilgilerin yer aldığı, çiftlikteki hangi binanın hangi amaçla kullanıldığına, çiftlikle ilgili havadan keşif yapılmasına dair keşif mesajlarının bulunduğu kaydedildi. Konuya ilişkin Büyük'ün savcılık ifadesine de yer verilen iddianamede, Büyük'ün, ''Bizim bu şekilde aktif istihbarat elde etme yetkimiz yoktur. Söz konusu çiftlik bizim Garnizon Komutanlığı sorumluluk sahası içerisinde olduğu için eğitim sortisinde çiftliğin hava fotoğraflarının çekilmesiyle ilgili başkanlığımızın bir talebi olmuş olabilir. Hava fotoğrafını ise çiftliğin nasıl bir şey olduğunu fotoğraflamak için istemişizdir'' dediği belirtildi. Bilgin Balanlı'nın ise savcılıktaki ifadesinde, ''Bilvanis Çiftliği ile ilgili olarak gazete haberleri çıktıktan sonra, 2003'te Milli Güvenlik Kurulunda bulunan emekli bir hava kuvvetleri komutanı ile konuştum. Bana görev yaptığı süre içinde MGK'da Bilvanis Çiftliği ile ilgili görüşme yapıldığını, bu görüşme sonrası Hava Kuvvetlerine talimat verildiğini ve Hava Kuvvetleri Komutanlığından istihbarat çalışmalarına yardımcı olmasının istendiğini ifade etti. Hava Kuvvetleri Komutanlığı tarafından havadan keşif yapılarak fotoğraflarının çekilmesinin istendiğini ve 2003'ten sonra bu çiftlikle ilgili Hava Kuvvetlerinin Eskişehir'deki ilgili birimleri tarafından keşif amaçlı uçuşlar yapıldığını ve bununla ilgili Hava Kuvvetlerine rapor verildiğini, 2008 veya 2009'da önüme gelen ve bilgi notu içeren rapordan öğrendim'' dediği anlatıldı. -TSK PERSONELİ VE YAKINLARININ KULLANDIKLARI OYLARIN ANALİZİ- ''Seçim'' isimli klasörde de ''3 Kasım Genel Seçimleri kas.02.doc'', ''22 Temmuz Genel Seçimleri tem.07.doc'', ''28 Mart Yerel Seçimleri mar.04.doc'' ve ''Mahalli Seçimler.doc'' isimli belgelerin bulunduğu belirtilen iddianamede, söz konusu belgelerin isimlerini oluşturan tarihlerde gerçekleşen seçimlerde bazı bölgelerde TSK personeli ve yakınlarının kullandıkları oyların analizinin yapıldığının görüldüğü anlatıldı. Hakan Büyük'ten elde edilen ''havkom koordine'', ''HvKoor.'' ve ''Personel Görevlendirme'' isimli belgelere göre ise Oraj Hava Harekat Planı gereğince Hava Kuvvetleri Komutanlığının Ege Denizi'ndeki uçuşların sayısını artıracağı, Türk savaş uçaklarının Yunanistan tarafından engellendiği ve taciz edildiğinin gündeme getirileceği anlatılan iddianamede, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ile Ege Denizi'nde müşterek eğitimler icra edileceğinin Deniz Kuvvetleri unsurlarına bildirildiği ve bu faaliyetler kapsamında yapılacak müşterek eğitimlere yönelik görüş sorulduğu kaydedildi.  İddianamede, ayrıca Oraj ve Suga harekat planları arasındaki koordinasyonu sağlamaları için personel görevlendirmeleri yapıldığı, bu haliyle söz konusu belgelerin hem deniz ve hava unsurları arasında Suga ve Oraj planları kapsamındaki işbirliğini desteklediği hem de dava dosyasındaki mevcut delillerle bütünlük arz ettiğinin anlaşıldığı vurgulandı.