Eskişehir'deki Gezi Parkı eylemlerine katılan Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi 1. Sınıf Öğrencisi Tevfik Caner Ertay, 2 Haziran akşamı polislerce demir sopalarla dövülüp, polis otosunun bagajına kilitlenerek ölümle tehdit edildiğini öne sürerek suç duyurusunda bulundu. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre Ertay, 2 Haziran gecesi AKP Eskişehir il binasına doğru yürüyen grup içindeydi. Gruba polis müdahale edince, Ertay, gazdan kaçıp bir otoparka saklandı. Arkasından gelen 20-30 polis, Ertay’ı tekme, yumruk ve copla dövdü. Baygın düşen Ertay, gözünü açtığında, polislerin gittiğini fark etti. Yaşadığı kâbusun bittiğini düşünerek otoparkın üst katına çıktı. Ancak asıl kâbus ondan sonra başladı.
‘Bagajda işkence ’
Ertay bundan sonra yaşadıklarını ise şöyle anlattı: ”Yaklaşık bir saat geçmişti. Bulunduğum yere Eskişehir Terörle Mücadele Şubesi’nde çalıştığını bildiğim, sivil giyimli beş polis geldi. Beni darp edip kimliğimi aldılar. Sürükleyerek merdivenlerden indirdiler. Aşağıda 15 polis daha vardı. Ellerindeki demir ve ahşap sopalarla bana saldırdılar. Yerde yatarken, polis yüzüme biber gazı sıktı. Beni parka doğru sürüklediler, aracın bagajına sıkıştırıp, kapağını kapattılar. Kendi aralarında ‘Bunu yok edelim’ diye baskı uyguluyorlardı. Bilmediğim bir caddeye götürdüler. Bagaj açıldığında da polis amiri olan ‘Ayhan’ isimli şahısla yaklaşık on polis vardı. Ayhan, ‘İyi yapmışsınız, şimdi götürün’ dedi. Bagajdan çıkartmaya çalıştılar. Direnince dövüp, tekrar bagaja kapattılar.”
Üniversite öğrencisi Tevfik Caner Ertay, ifadesinde ayrıca aracın bagajında, iki hastaneye götürüldüğünü, rapor yazan doktora baskı uygulandığını, avukatlarını aramasının engellendiğini ve en sonunda polis merkezinde tutulduğunu da savundu. Ertay’ın, Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nde yapılan muayenesinde ‘burnu ve elinde kemik kırığı, yüzünde yaygın şişlik, sağ göz altında 10x5 santimetre çapında morluk, sırtının sağ tarafında 10x7 santimetre, ensede 20x10 santimetre, batın sağ tarafta 10x7 santimetre ve sol uylukta 30x10 santimetre çapında kızarıklık’ saptandı.
Ertay’ın avukatı Pınar Çelik Arpacı da o gece polislerin müvekkilini kendisinden sakladığını savundu. Arpacı şunları dile getirdi: “3 Haziran’ın ilk saatlerinde Ertay’ı bulabilmek için avukat arkadaşlarla birlikte Eskişehir Devlet Hastanesi’ne gittik. Muayene edilip götürüldüğünü öğrenince Emniyet Müdürlüğü’ne yöneldik. ‘Burada yok’ denildi. Güvenlik Şube Müdürlüğü’ne, ardından Çarşı Polis Merkezi’ne gittik. En son Ertay’ın üç saattir hastanede olduğunu öğrendik. Polis, bizi görüştürmeyince Odunpazarı Polis Merkezi’ne gittik. Görüşmeyi burada yapabildik."