15 Temmuz darbe girişiminden 4 gün önce yüksek yargıya ilişkin düzenlemeleri protesto amacıyla yapılan basın açıklamasını okuyan eski Yargıtay üyesi Salih Özaykut'un 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin yargılanmasına devam edildi.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, darbe girişiminden 4 gün önce yüksek yargıya ilişkin düzenlemeleri protesto amacıyla yapılan basın açıklamasını okuyan eski Yargıtay üyesi Salih Özaykut hakim karşısına çıktı.
Sanık Özaykut, duruşmaya tutuklu olduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı, Özaykut'un avukatı salonda hazır bulundu.
Duruşmada, Mahkeme Başkanı Burhan Karaloğlu, dosyaya gelen bilgi ve belgeleri okudu. Sanığın diğer FETÖ sanıkları ve örgütün sivil imamlarıyla baz çakışması kayıtları ile ankesörlü telefonla ardışık ve periyodik arandığı yönündeki tespitler de okundu.
Ankesörlü telefonla aranmasında şüpheli veya suç unsuru olacak bir durum bulunmadığını savunan Özaykut, 7 yıl öncesine ait kayıtların ayrıntılarının belli olmadığını, kim tarafından nereden arandığının ortaya konulması halinde buna cevap verebileceğini söyledi.
Örgütün sivil imamı Mehmet Baysal'ı tanımadığını, ByLock kullanmadığını ileri süren Özaykut, "Örgüt tarafından verilen tablet üzerinden ByLock kullandığımı gören var mı? Bana örgüt tarafından tablet verildiğini gören var mı? Bu tablet bulunmuş mu? Yok. Bu iddialar tamamen asılsızdır." şeklinde savunma yaptı.
Esas hakkındaki mütalaadan
Duruşmada daha sonra Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Müslüm Canpolat tarafından esas hakkındaki mütalaa açıklandı.
Örgütün yapısı, tanık beyanları, sanık savunması ile toplanan bilgi ve belgelerin anlatıldığı mütalaada, sanığın da arasında bulunduğu örgüt üyeleri arasındaki ByLock yazışmalarına yer verildi.
Mütalaada, ByLock'ta "Yakut" kod adını kullanan sanığın, ByLock sistemine örgüt tarafından verilen tablet üzerinden giriş yaptığı tespitlerinin de yer aldığı belirtildi.
Örgütün yargı sivil imamı "Nejat" kod adlı Mehmet Baysal tarafından oluşturulan "Danışma Heyeti" adlı grupta sanığın da yer aldığı, bu yapının Yargıtay içerisindeki yargısal faaliyetlerinde örgüt üyelerinin izleyeceği yolu belirlediği ifade edildi.
Örgüt talimatıyla Yargıtaya üye seçilen sanığın, 2011 yüksek yargı üye seçiminde üyelerin belirlenmesinde, üyeler seçildikten sonra da örgüt mensubu üyelerin hangi dairelerde görev yapacağı konusunda rol oynadığı anlatıldı.
Mütalaada, bu kapsamda sanık Salih Özaykut'un, örgüt içinde yer aldığı, kimlerin Yargıtay üyesi seçileceğini belirleyecek kadar etkili olduğu, üye seçildikten sonra da örgüt mensuplarıyla hareket etmeye devam ettiği, Yargıtay içerisinde örgüt mensuplarının yargısal faaliyetlerde izleyeceği usul ve esasların tespit edilmesi için oluşturulan heyet içinde yer aldığı kaydedildi.
Sanığın, darbe girişiminden 4 gün önce Yargıtay binası önünde yapılan basın açıklaması adı altındaki örgütsel eyleme katılıp açıklamayı bizzat okuduğu da belirtilen mütalaada, sanığın ayrıca ankesörlü telefonla ardışık ve periyodik arandığı tespitleri yer aldı.
İstenen cezalar
Tüm bu deliller ışığında sanığın, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu, konumu itibarıyla birçok örgüt mensubunun üzerinde bulunduğu, örgütün yüksek yargı yapılanmasında görev alanların belirlenmesinde aktif rol aldığı, sıkı bir disiplinle örgütün stratejisi, yapılanması, faaliyetleri ve amacına uygun hareket ettiği, emir ve talimat verme noktasında etkin olduğu kaydedildi.
Mütalaada, bunlar gözetildiğinde sanığın, 'FETÖ silahlı terör örgütünün Yargıtay hücre yapılanmasında "yönetici" konumunda yer aldığı ve "örgüt yöneticisi olma" suçunu işlediği sonucuna varıldığı bildirildi.
Örgüt hiyerarşisi içinde "mahrem alan" kapsamında yer alan sanığın eğitim düzeyi, sahip olduğu sosyokültürel birikimi, yaptığı görev nedeniyle edindiği mesleki bilgi ve tecrübeleriyle örgütteki üst düzey konumu itibarıyla, bu oluşumun bir silahlı terör örgütü olduğunu bilebilecek durumda bulunduğu belirtilen mütalaada, sanık hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) kaçınılmaz bir hataya düşen kişinin cezalandırılamayacağını öngören "hata" başlıklı 30'uncu maddesinin uygulanamayacağı ifade edildi.
Esas hakkındaki mütalaada sanık Özaykut'un, "silahlı terör örgütü yöneticisi olma" suçundan TCK'nin 314/1 ve terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddeleri uyarınca 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Sanığın, örgütte temin ettiği güç ve sadakati ölçüsünde yükselip elde ettiği statüsüne eşdeğer şekilde Yargıtay üyesi olarak konumlandırılması, FETÖ'nün mahrem yapısı içerisinde bulunduğu hususları dikkate alınarak, suçun işleniş biçimi, kastın yoğunluğu ve oluşan tehlikenin ağırlığına göre temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi, tutukluluk halinin devamına karar verilmesi talep edildi.
Mütalaaya karşı söz verilen sanık ve avukatı esas hakkındaki savunmasını hazırlamak için süre talep etti.
Mahkeme heyeti, aranın ardından sanığın tutukluluk halinin devamına, sanığa ve avukatına esas hakkındaki savunmalarını hazırlamaları için süre verilmesini kararlaştırarak duruşmayı erteledi.
Bildiriyi okumuştu
'FETÖ'nün yüksek yargıdaki etkinliğini kırmak amacıyla çıkarılan "Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un yürürlüğe girmesinin ardından üyelikleri sona erecek bazı Yargıtay ve Danıştay üyeleri, darbe girişiminden 4 gün önce Yargıtay önünde protesto eyleminde bulunmuştu.
Çoğunluğu FETÖ üyeliğiyle yargılanan eski Yargıtay ve Danıştay üyesi bir grup, Yargıtay Başkanlığı önünde toplanmış, "Yargıtay ve Danıştay üyeleri" adına hazırlanan açıklamayı eski Yargıtay 5. Hukuk Dairesi Üyesi Salih Özaykut okumuştu.