Cumhuriyet’ten Alican Uludağ'ın haberine göre Sami Selçuk, ABD Başkanı Trump’ın mektubunun yalnızca siyasal açıdan değil, hukuksal açıdan da önemli bir olay olduğunu ve bu açıdan da değerlendirmek gerektiğini kaydetti. Bunun üzerinin “çöpe atmakla” örtülemeyeceğini vurgulayan Selçuk, bireye hakaret söz konusu olduğu zaman bireylerin bundan yakınmayabileceğini ancak bu durumda cumhurbaşkanının milletin şerefini temsil ettiğini kaydetti. Cumhurbaşkanlarının anayasaya göre milletin şereflerini koruyacağını ant içtiğini hatırlatan Şelçuk, soruşturma açılabilmesi için adalet bakanının izninin gerektiğini söyledi.
Bu noktada Trump’ın mektubuna değinen Selçuk, “Olayımızda bir başka devletin başkanının Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na hakareti söz konusu. Böyle bir durumda Cumhurbaşkanı, birinci değeri gözeterek kendisine yapılan hakareti sade bir T.C. yurttaşı olarak bağışlayabilir. Bu kimseyi ilgilendirmez. Ancak Türk milletine yapılan hakaret, korumak zorunda olduğu milletin şerefi değeriyle ilgilidir; kendisine ait değildir. Dolayısıyla bu konuda bağışlamak gibi asla ve kata bir tasarruf yetkisi yoktur. Tam tersine uluslararası hukuka ve anayasaya göre ne gerekiyorsa onu yapmakla yükümlüdür. Besbelli ki, danışman hukukçuları Sayın Cumhurbaşkanı’nı yeterince aydınlatamamışlar, çöpe atıldı, önemsenmedi gibi gerekçelere başvurmuşlardır. Hukuksal açıdan bunlar yanlıştır” değerlendirmesini yaptı.
Bir soru üzerine Sami Selçuk, “Birçok ülke hakaret eylemini suç olmaktan çıkardı. Elbette kişilerin hukuk mahkemelerinde tazminat davası açma hakları vardır. Türkiye de bunu yapmalı” ifadelerini kullandı.