Eski Özel Harp Dairesi Başkanı Emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, tedavi gördüğü GATA'da 88 yaşında hayatını kaybetti. Yirmibeşoğlu'nun cenazesi, Salı günü Foça Fatih Camisinde öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından Foça'da toprağa verilecek.
Radikal’de yer alan habere göre, Sabri Yirmibeşoğlu, İstanbul GATA'da tedavi görüyordu. Yirmibeşoğlu'nun dün gece hayatını kaybettiği öğrenildi. Yazları Foça'da, kışları da İstanbul'da yaşayan Yirmibeşoğlu'nun cenazesi Salı günü Foça'da toprağa verilecek.
12 Eylül döneminde Kara Kuvvetleri Lojistik Başkanlığı, 1982-1983 yıllarında Milli Savunma Bakanlığında Müsteşar Yardımcılığı, 1983 yılında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı, 1984 yılında Genelkurmay Harekat Dairesi Başkanlığı görevlerinde bulunan Yirmibeşoğlu, 1986 yılında Erzincan'daki 3. Ordu Komutanlığına atandı. Yirmibeşoğlu, 1991 yılında emekliye sevk edilmişti
Sabri Yirmibeşoğlu'nun yeğeni Ersin Yirmibeşoğlu, emekli orgeneralin haksız eleştirilere maruz kaldığını savundu. Ersin Yirmibeşoğlu, şunları söyledi:
"Her ne kadar kendisinin bazı konuşmalarından bazı sözcükler, bazı cümleler adeta cımbızla çekilerek 6-7 Eylül olaylarını düzenlemek ya da Özal'a suikast girişiminden sorumlu olmak gibi ithamlar yapıldıysa da hak etmediği bu konularla ilgisi olmadığını yakın çevresine söylemiş, üzüntüsünü belirtmiştir. Bunların kendisini çok üzdüğünü, yıktığını söyleyebiliriz. Tarih bunların gerçeğini mutlaka yazacaktır."
Üzüntülerinin büyük olduğunu belirten Ersin Yirmibeşoğlu, Foça'da 5 ocak salı günü Fatih Camisi'nde öğleyin düzenlenecek törenin ardından toprağa verecekleri Sabri Yirmibeşoğlu'nun ailelerin onur kaynağı olduğunu söyledi.
Sabri Yirmibeşoğlu kimdir?
1 Eylül 1928, Foça’da doğdu. 1950'li yılların başında Çankırı Gerilla Okulu'nda, Irkçılık-Turancılık davasından beraat ettikten sonra gönderildiği ABD'den yeni dönen Yüzbaşı Alparslan Türkeş'in çok sevdiği öğrencilerinden biri oldu.
1950-1957 yılları arasında, önce Ankara'da Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanlığı (ve Anıtkabir'de) sonrasında da, kurmay olabilmek için Kasım 1955'ten itibaren Harp Akademileri Komutanlığı'nda öğrencilik yaptı.
NATO eğitimi için Napoli şehrine gitti. Dönüşte Kıbrıs'a tayin oldu. Bir sonraki tayini, yine 1964'de Güney Doğu Avrupa Müttefik Kuvvetleri Komutanlığı, İzmir'dir. Daha sonra Belçika'da bulunan NATO karargâhında Nükleer Silahlar Şubesi'nde görev yaptı. Belçika dönüşünde (1971), atandığı Özel Harp Dairesi Kurmay Başkanlığı görevinde kısa bir süre bulunup, Tuğgeneral rütbesine terfi ederek aynı kurumun başkanlığına atandı. 1974 Kıbrıs Harekâtı'nın en kilit görevini bu kurumun başkanı olarak icra etti. Özel Harp Dairesi'nin "Kıbrıs'ta sivil direnişi örgütleyen lideri" olarak tanınmıştır.
Ecevit 1974 yılında Özel Harp Dairesi ile ilgili brifing istedi. Özel Harp Dairesi'nin Başkanı Sabri Yirmibeşoğlu Başbakanlık konutunda Ecevit'e daire hakkında brifing verdi. Yirmibeşoğlu bundan daha önemli bir görev olan, NATO İstihbarat Başkanlığı görevine getirildi ve 1978 yılına kadar görevini sürdürdü.
Dönüşte Tümgeneral rütbesine terfi ederek Sarıkamış'a atanan Yirmibeşoğlu'nun yolu Ecevit ile orada bir kez daha kesişti. 1978'de Ecevit başbakan olarak Sarıkamış'ı ziyaret ettiğinde Tümgeneral Yirmibeşoğlu Orduevi'nde kendisine ve eşine yemek verdi. Ecevit, Yirmibeşoğlu'ndan Özel Harp Dairesi hakkında bilgi almaya çalıştı. "Daire"ye bağlı sivil örgütte görev alanlardan bazılarının olaylarda yer aldığından şüphe duyuyordu. Yirmibeşoğlu'ndan "Kuşkularınız yersiz" cevabını alınca Ecevit, "Farz-ı muhal, buradaki MHP il başkanı, aynı zamanda Özel Harp Dairesi'nin sivil uzantısındaki gizli elemanlardan biri olamaz mı?" sorusunu sormuş; Yirmibeşoğlu bunu doğrulamış ve "Evet, öyledir ama kendisi çok güvenilir, vatansever bir arkadaşımızdır" demiştir.
12 Eylül döneminde Kara Kuvvetleri Lojistik Başkanlığı, 1982-1983 yıllarında Milli Savunma Bakanlığı'nda Müsteşar Yardımcılığı, 1983 yılında da Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı görevlerinde bulundu. 1984 yılında Genelkurmay Harekat Dairesi Başkanlığı 1986 yılında Erzincan'daki 3. Ordu Komutanlığı'na atandı. 1988 yılında Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri oldu.
Bir yıl sonra Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından emekliye sevk edildi.
23 Eylül 2010 tarihinde Habertürk muhabiri ile yaptığı görüşmede yaptığı şu açıklamalar Türkiye ve Kıbrıs gündeminde tartışmalara sebep oldu: "Eğer bir yerde halkın galeyana gelmesini bir mukavemet hareketini göstermesini arzu ederseniz sizin saygın değerlerinize düşmanın, karşı tarafın bir şey yaptığını, küçültücü hareket yaptığını gösterirseniz, halkı galeyana getirirsiniz. Özel Harp'te bir kural vardır; halkın mukavemetini artırmak için düşman yapmış gibi bazı değerlere sabotaj yapılır. Bir cami yakılır. Kıbrıs'ta cami yaktık biz. Cami yakılır mesela."
Habertürk muhabirinin "Cami mi yaktınız?" sorusu üzerine "Mesela diyorum..." demiştir.
Daha sonra 24 Eylül 2010 tarihinde Habertürk kanalında katıldığı programda açıklamalarının yanlış anlaşıldığını, kastettiğinin Rumların cami yaktığı olduğunu belirtmiştir.
Daha sonra çıkan haberlerde Kıbrıs Cumhuriyet gazetesi camilerin bombalanmasından sonra 26 Mart'tan başlayarak 23 Nisan'a kadar bombalama olayları ile ilgili haberler yaptığı, provokasyonun gün yüzüne çıkması için çalıştığı, 23 Nisan 1962 günkü sayısında Bayraktar ve Ömerge camilerini bombalayan kişinin açıklanacağı yazıldığı, o günün akşamında gazetenin sahipleri Ayhan Hikmet ve Muzaffer Gürkan evlerinde kurşunlanarak öldürüldüğü speküle edildi.