Gündem

Eski MAZLUMDER Başkanı: Sezer'i de, Demirel'i de eleştirdik kimse bizi işten atmadı, AK Parti hükümeti attı

Gergerlioğlu, 679 sayılı KHK ile ihraç edilmişti

14 Ocak 2017 22:34

İslami hassasiyetlerle 1991 yılında kurulan insan hakları örgütü MAZLUMDER'in (İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği) eski başkanlarından göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, "eski cumhurbaşkanları Ahmet Necdet Sezer ve Süleyman Demirel'i de eleştirirken işlerini kaybetmediklerini,  ancak AKP hükümetini eleştirdikleri için kamudaki görevlerini kaybettiklerini" söyledi.

İzmit Seka Devlet Hastanesi'ndeki görevinden aralık ayında açığa alınan, darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hâl uygulamasının 679 sayılı kanun hükmünde kararnamesiyle (KHK) ihraç edilen T24 yazarlarından Dr. Gergerlioğlu "Ne zamanki AK Parti hükümetini eleştirdik, demokrasi yönündeki geri adımları eleştirdik, o zaman atılmamız için uygun bir zemin oluşmaya başladı" ifadesini kullandı. 

Gergerlioğlu'nun yönetim kurulu üyesi olduğu cami yaptırma derneğinin yardım toplama başvurusu "Üyeniz soruşturuluyor" denerek reddedilmiş, son olarak da okul aile birliğinden istifası istenmişti.

İnsan Haber'den Ozan Alaca'ya konuşan Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun açıklamaları şöyle:

"Hiçbir örgüte bağlı değilim"

Ben hiçbir örgüte bağlı değilim. Bir insan hakları savunucusuyum. Kaç yıldır insan hakları konusunda ne söylenmesi gerekiyorsa söyleyen bir insanım. MAZLUMDER’in hem Kocaeli şube başkanı, sonra da genel başkanlığı görevini ifa ettim. 3.5 yıldır Kocaeli Barış Platformu Sözcüsü’yüm. Sürekli barış diyoruz, özgürlük diyoruz ama bizim yıllardır söylediğimiz bu sözler şu anda terörist diye nitelenmemize ve KHK ile 26 yıllık işimizden atılmamıza neden oluyor.

"Sezer ve Demirel zamanında da eleştirilerimi söyledim, kimse beni işimden atmadı"

Ben devlete ya da hükümetlere yönelik eleştirilerimi yıllardır söylüyorum. Ahmet Necdet Sezer zamanında da söyledim, Süleyman Demirel zamanında da. Ama kimse bizi işimizden atmadı. 367 krizinde de en sert açıklamaları yaptık, kimse bize müdahalede bulunmadı ama ne zamanki AK Parti hükümetini eleştirdik, demokrasi yönündeki geri adımları eleştirdik, o zaman atılmamız için uygun bir zemin oluşmaya başladı. Biz doğru işler yaptığı zaman AK Parti’yi destekledik, yanlış işler yaptığı zaman da eleştirdik. Şu noktada daha önceki hükümetler zamanında tahammül edilen eleştiriye tahammül edilemez olduğunu gördük.

"Etiketleyerek cezalandırma yoluna gidiyorlar"

Sizi etiketleyerek cezalandırma yoluna gidiyorlar. Hayatın dışına itiyorlar. Rızkımızı kesmeye çalışıyorlar. Bunlar son derece yanlış hareketler. Memlekette hiç olmadığı kadar hukuktan uzaklaşılmaya başlandı. Siyasi, politik kaygılarla ülke yönetilmeye başlandı ve eleştiri ile insanın kendisini geliştirmesi değil, her eleştirinin kendisine düşman olduğu düşüncesi yerleşti. Bir eleştiri yaptığınız zaman düşman sınıfına koyuluyorsunuz. Ben hem eleştiri yapan hem de övgü yapan bir insanım. Doğruya doğru yanlışa yanlış dedik ve bu genel tavrımızdan dolayı 2,5 ay kadar açığa alındık.

"İhraç etmek keyfi bir karardır"

Kalkıp işimden ihraç etmek ağır ve keyfi bir karardır. Bizim gibi 100 bini aşan insanın arasında da çok yüksek oranda keyfi kararla atılan insanlar var. Tamamen bir keyfiyet döndü KHK’larla atılma. İspiyonla, hileyle devam eden bir süreç, cadı avı şekline döndü. Kınayıcının da kınamasından korkmadan doğruya doğru, eğriye eğri dediğimiz için düşman bellendik ve etiketlenerek ihraç edilme yoluna gittik.

"Tehlikeli süreç"

Ben bu gidişatın Türkiye’yi kötü bir yere götüreceğini ve başkanlık sürecinin de bu denli demokrasinin ayaklar altına alındığı bir dönemde son derece tehlikeli olacağını düşünüyorum. Tüm farklı kimliklerin yönetime demokratik katılımının sağlanması ile ancak insanlarımızın mutlu ve huzurlu olacağını söylüyorum. Şu andaki gidişat hiç iyiye bir gidiş değil. Meclis’te tüm toplumu üzen kavgalar devam ediyor. Olay çok açık ve çıplak bir şekilde ortadadır. Demokrasi dışı girişimler toplumu gerilime itmektedir.