Gündem

Eski Kızılay çalışanı, 100'den fazla TIR'daki yardım malzemelerini pazarda satmakla suçlanıyor

Mahkeme başkanı avukatların tedbir kararı itirazına, “4 trilyon zarar var, vicdanınız kabul ediyor mu?” diye sitem etti

09 Ocak 2021 07:33

İhtiyaç sahiplerine dağıtılması gereken on binlerce adet mont, kazak, pantolon gibi giysileri semt pazarlarında satmakla suçlanan 13 kişi hakkında dava açıldı. İddianamede, tutuklu bulunan Türk Kızılayı Sancaktepe Şubesi’nin eski koordinatörü Emrah Aytar’ın giysi dolu 100’ü aşkın yardım TIR’ını, pazarcı olan babası ile birlikte kiraladığı depolara yönlendirdiği kaydedildi.

Hürriyet'te yer alan habere göre, Savcılık iddianamesine göre, Kızılay Sancaktepe Şube’sinin kurulduğu 2007’den beri şubede görev yapan Emrah Aytar, kuruma ait resmi bir depo olmasına rağmen, babası ile birlikte 6-7 farklı depo kiraladı. Firmalardan gelen mont, kazak, pantolon gibi ürünlerin yüklü olduğu 100’ü aşkın TIR bu depolara sevk edildi. Depolara indirilen mallar, çeşitli semt pazarlarında satılmaya başlandı. Pendik ve Çekmeköy’ün yanı sıra Kırklareli, Tekirdağ, Edirne ve Kocaeli Kartepe’de de pazar tezgâhları kuruldu. Günlük 100-150 lira yevmiye ile çalışan 5-6 kişi ürünlerin satışını yaptı. Günlük toplanan 7-8 bin liralık hasılat ise İsmail Hakkı Aytar veya oğluna teslim edildi.

İddianameye göre, birçoğu Sancaktepe ve Sultanbeyli’de bulunan depolardaki mallar gece geç saatlerde çıkarıldı. Semt pazarlarına gönderilecek ürünlerdeki barkod ve etiketlerin kesilmesine dikkat edildi. Mallar semt pazarlarına sevk edilirken, soruşturmayı yürüten Jandarma personeli de adım adım takibe geçti. Kimliklerini gizleyen soruşturma ekipleri, açılan her pazar tezgâhından, ücretini ödedikleri birkaç ürünü de delil olarak yanlarına aldı.

Davanın önceki gün yapılan ikinci duruşmasında ise Emrah Aytar ile babasının tutukluluğunun devamına karar verildi. Sanıklar ise suçlamaları kabul etmedi. Emrah Aytar, pazarda satılan ürünlerin kendilerine ait olduğunu öne sürdü.

Jandarmanın operasyonu sırasında yapılan aramalarda en çok para ve altın İsmail Hakkı Aytar ile birlikte yaşadığı eski eşi Hatun Yalçın’ın evinde ve banka hesaplarında bulundu. Aynı zamanda sanık Cihan Yalçın’ın da ablası olan Hatun Yalçın, bankada bulunan 1 milyon liranın, kadın kuaförü olarak elde ettiği kazanç olduğunu söyledi. Bir süre önce boşanan Aytar ve Yalçın’ın evinde 70 bin lira, 22 adet çeyrek altın, 20 adet altın küpe, 14 adet bilezik, 9 adet altın bileklik, 3 Cumhuriyet altını, 2 adet yarım altın, 1’er adet tam altın, gerdanlık, pırlanta yüzük ile 19 adet altın hesap cüzdanı bulundu.

Duruşmada avukatlar, müvekkillerinin mal varlıkları üzerindeki tedbir kararının kaldırılmasını isteyince, mahkeme başkanı “4 trilyon zarar var. Vicdanınız kabul ediyor mu?” diyerek, talebi reddetti.

Kızılay'dan açıklama geldi

Konuyla ilgili olarak Kızılay’dan açıklama geldi.

Konuya ilişkin Türkiye Kızılay Derneği Genel Merkez Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada şöyle denildi:

“Kızılay Sancaktepe Şubesi’nin eski yönetimi döneminde yaşanan ve tarafımızdan yargıya intikal ettirilen kabul edilemez gelişmeler üzerine aşağıdaki açıklamanın yapılması zorunlu olmuştur.

Sancaktepe Şubesi’nin ihtiyaç sahiplerine verilmek üzere Genel Merkez tarafından kendisine emanet edilen ve kendisinin bazı firmalardan bağış olarak aldığı kıyafetleri amacı dışında kullandığı duyumları üzerine Kızılay Teftiş Kurulu, Kızılay Hukuk Müşavirliği ve kolluk kuvvetleri 2020 yılının Haziran ayında ortak bir soruşturma başlatmış ve olayda adı geçen kişiler hakkında bizzat Kızılay Yönetim Kurulu tarafından söz konusu tarihte suç duyurusunda bulunulmuştur. Konuya ilişkin olarak 26 Haziran 2020 tarihinde kamuoyuna yaptığımız açıklamada sürece müdahil olduğumuz zaten vurgulanmıştır. 

Kızılay Teftiş Kurulu, Kızılay Hukuk Müşavirliği ve soruşturmanın ilerleyen safhalarında Savcılığın ortak çalışması ile suistimal her yönüyle ortaya çıkarılmış ve konu dava safhasına gelmiştir. 

Konudan haberdar olunan ilk andan itibaren Kızılay Yönetim Kurulu hiçbir şekilde kabulü mümkün olmayan suistimali yakından takip etmektedir. İlk andan itibaren davada adı geçen çalışanların Kızılay ile ilişiği kesilmiş, dolaylı sorumluluğu bulunduğu belirlenen Şube yönetimi görevden alınmış ve yerlerine yeni yönetim atanmıştır.

Kızılay Yönetim Kurulu olarak, bağışçılarımızın emaneti olan her bir kuruşun yerine ulaştırılması sorumluluğu bizlerin üzerindedir. Bu ilkeden hareketle Sancaktepe’deki gelişmeleri de Yönetim Kurulu olarak hukuk müşavirliğimiz vasıtasıyla yakından takip etmekteyiz. Suçluların en ağır cezayı alması için müdahil olduğumuz dava sürecini sonuna kadar takip edeceğimizden de hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Söz konusu davaya konu olan Kurum zararı, bizzat Kızılay Müfettişleri tarafından ortaya çıkartılmış ve iddianameye konulmuştur. Kurum zararının telafisi için de Hukuk Müşavirliğince cezai sürecin yanında müstakil bir hukuki süreci daha başlatılmıştır. Sanıkların ceza alması durumunda kendilerinden tazmin edilecek olan Kurum zararı yine ihtiyaç sahiplerine son kuruşuna kadar ulaştırılacaktır.

Kızılay Yönetim Kurulu, bu ve buna benzer suistimallerin bir daha yaşanmaması için 2020 yılının Haziran ayında bir komisyon oluşturmuş, komisyon olası riskleri ve alınabilecek önlemleri tek tek belirlemiş, Genel Müdürlüğümüz aracılığı ile sürecin, yardımın kabulünden faydalanıcıya teslimine kadar tüm safhalarının izlenebilir olması amacı ile Yardım Lojistik Otomasyon Sitemi çalışması başlatılmıştır. Amacımız 152 yıllık yardım çınarına zarar verebilecek her türlü kötü niyet ve girişimi öngörmek ve engellemektir. 

Yaşanan gelişmelerden büyük bir üzüntü duyduğumuzu, benzer suistimallerin bir daha yaşanmaması için sanıkların en ağır ve caydırıcı nitelikte cezalara çarptırılması amacı ile her türlü idari ve hukuki imkânı sonuna kadar kullanacağımızı bildirmek isteriz. "