Eski hükümlü olarak işe alındı, KHK'ya dayandırılarak işten atıldı

Mersin TEDAŞ Genel Müdürlüğü’nde eski hükümlü kadrosuyla kadrolu işçi statüsüyle işe alınan, ardından çalıştığı kurumun özelleşmesiyle 2014 yılında 4/C statüsüyle Mersin Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde görevlendirilen Kadri Memiş, Mersin Üniversitesi Rektörlük Yönetimi tarafından 668 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye (KHK) dayandırılarak işten çıkarıldı. Hakkında alınan kararın mantığa sığan hiçbir yanının olmadığını savunan Memiş, kararı hukuksuz bularak, yargı önünde mücadelesini sürdüreceğini belirtti. 

Politik sebeplerden ötürü 10 yıl cezaevinde kaldığını kaydeden Memiş, “2003 yılında tahliye olduktan sonra devletin eski hükümlülere sağladığı iş olanağıyla 2012 yılında yaptığım başvuru üzerine Mersin TEDAŞ Müdürlüğü’nde kadrolu statüsünde işe alındım. 2014’ün ilk aylarında TEDAŞ özelleşince 3 ay sonra Mayıs ayında 4/C’li olarak Mersin Üniversitesi’nde görevlendirildim. Tabii 4/C çok muğlak bir kavram. Ne memur ne de işçi olduğunuz belli. Geçtiğimiz yılın Kasım ayında benimle birlikte 10 kişiye soruşturma açıldı. Soruşturma, giydiğimiz hükümlerin nedenine ilişkindi. Bizden istenen savunmaya karşılık gerekli cevaplarımızı verdik. Ben zaten eski hükümlü olarak işe girdim. Her şey özlük dosyamda zaten mevcuttu. ‘Dolayısıyla özlük dosyamda mevcut olan bilgilere ilişkin bana bir soruşturma açmanızın mantığını anlayamadım’ diye savunmamı vermiştim” dedi.

OHAL koşullarından dolayı daha öncesinden böylesi bir duruma karşılık psikolojik olarak hazır bulunduğunu dile getiren Memiş, “Bundan sonra yargı önünde kararı alan Mersin Üniversitesi Rektörlük Yönetimi ile hukuki bir hesaplaşmamız olacak elbette. Ben geri döneceğime inanıyorum. İşten atılmamızda Rektörlüğün değil, YÖK’ün yetkisi bulunmaktadır. Üniversite yönetiminin beni KHK’ya dayandırılarak işten atması, kamu görevinden çıkarma yetkisi yok. Birincisi burada bir hukuksuzluk var. İkincisi ise bana bir gün daha maaş vermemek için bu ayın 16’sında beni işten çıkarıyorlar ama bana ayın 20’inde tebliğ ediliyor. Dolayısıyla tüm bu muğlaklıklardan ziyade Türkiye’de bir yargı problemi var” diye kaydetti.