Gündem

Eski Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Çakırözer: Kapatma ve kayyum arayışları gündeme gelebilir!

“Yazarlarımızın, yöneticilerimizin derhal serbest bırakılması gerekiyor”

01 Kasım 2016 20:51

Eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve CHP milletvekili Utku Çakırözer, gazeteye yönelik yapılan operasyonları değerlendirdi ve gazetenin geleceğine dair ortaya atılan ‘kapatma' ve ‘kayyım atanması' tartışmalarına karşı uyarılarda bulundu. Çakırözer, “"Görünen o ki, kapatma, kayyum atama gibi bir arayış çok rahatlıkla gündeme gelebilir, eğer toplumsal tepki gösterilmezse. Bu yüzden de hem genel başkanımız, hem parti örgütlerimiz, hem de milletvekili arkadaşlarımız; hepimiz buna karşı durmaya devam ediyoruz” dedi.

RS FM’de Enver Aysever’in Oyuna Devam programına katılan Çakırözer’in açıklamaları şöyle:

"Görünen o ki, kapatma, kayyum atama gibi bir arayış çok rahatlıkla gündeme gelebilir, eğer toplumsal tepki gösterilmezse. Bu yüzden de hem genel başkanımız, hem parti örgütlerimiz, hem de milletvekili arkadaşlarımız; hepimiz buna karşı durmaya devam ediyoruz. Çok ağır suçlamalar var. Örneğin, ömrünün önemli bir bölümünü Gülen Cemaati'yle mücadeleyle geçiren Hikmet Çetinkaya, ‘FETÖ-PKK destekçisi olmak' gibi bir suçlamayla yargılanıyor. Kabul edilmesi mümkün değil.

"Hikmet Çetinkaya'nın, Aydın Engin'in durumları kötü. Gözaltına alınırlarken nasıl zorlandıklarını görüyorsunuz. Bu insanlar sabahın köründe, evlerinden alınmak yerine ifade için davet edilebilirlerdi. Avukatlarına 5 gün boyunca erişemeyecekler. Gazetenin avukatları bunun da hukuki olmadığını söylüyorlar. Zira yeni getirilen kanun hükmünde kararnameyle 5 gün olan gözaltı süresinin tekrar bir güne düşürüldüğünü ama savcının bunu gözardı ettiğini ifade ettiler. Yani neresinden tutsanız, basın özgürlüğünün darbe aldığı, Türkiye'nin bir kez daha zeminlerinin sarsıldığı bir uygulama yaşanıyor."

 

"Böyle bir tartışma var gazetenin içinde, yürüyen giden. Ama bu tartışma asla Cumhuriyet'e kayyum atanması, kapatılması, sesinin kısılması, sindirilmesi şeklinde bir sonuca vardırılmamalıdır. Bunu engellemek de tüm toplum olarak görevimiz. Yazarlarımızın, yöneticilerimizin derhal serbest bırakılması gerekiyor."

"Aslında bu örnekler her şeyi çok net bir biçimde ortaya koyuyor. Benim söyleyebileceğim, buradaki algı her ne olursa olsun, bu konu, bütün dünyadan önde gelen medya kuruluşlarında ilk birkaç haberden biri olacaktır. Bu OHAL düzenini kullanmak. Ya da daha önce cemaatin basın kuruluşlarına yönelttiği suçları Cumhuriyet'e yöneltmek. Bunların kamuoyunda bir inandırıcılığı olmayacaktır. Örneğin Musa Kart'ı özgürlüğünden mahrum bırakmayı kimseye anlatamazsınız dünyada. Ayrıca Türkiye'nin en eski gazetesinin, ismini Atatürk'ün koyduğu gazetenin yöneticilerinin bu şekilde suçlanıyor olması şu anda hem FETÖ hem de PKK ile mücadeleye gölge düşürür."