Gündem

Eski AKP milletvekili Ocaktan: Şeffaf bir yönetim anlayışında söz etmek mümkün değil

"AK Parti’nin yaşadığı güven krizinin temelinde de bu ilkesel savrulmalar yatmakta"

22 Ocak 2020 10:33

Eski AKP milletvekili ve Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, AKP’nin kuruluş ilkelerinden uzaklaştığının altını çizerek, “Maalesef son dönemde Türkiye’de hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı prensipleri çerçevesinde yürüyen şeffaf bir yönetim anlayışından söz etmek mümkün değildir. Oysa AK Parti, geçmişte ülkede yargıya çeşitli şekillerde müdahalelerin olduğuna ve yargıçların tarafsız olarak karar vermelerinin engellendiğine dikkat çekerek yola çıkmış ve ’21. yüzyılın demokratik devletinde, yöneticilerin hesap verme sorumluluğu, katılımcılık, öngörülebilirlik ve şeffaflık, temel unsurlar olarak öne çıkmaktadır’ diyerek şeffaf bir yönetim vadetmişti” düşüncelerini dile getirdi.

Ocaktan,  “Bugün geldiğimiz noktada yönetim erkinin, toplumu ilgilendiren önemli konularda yeterince şeffaf olduğunu söylemek mümkün olmadığı gibi, medyanın da bilgilendirme ve denetim konusunda işlevini yerine getirdiğini söyleyemeyiz. Mesela darbe girişimi ve FETÖ üyeliğinden bir mahkemede ağırlaştırılmış müebbet alan Korgeneral Metin İyidil’e bir başka mahkeme tarafından nasıl beraat ve tahliye kararı verebildiğini henüz anlayabilmiş değiliz. Bir gün sonra bir başka istinaf mahkemesi tarafından tutuklama kararının verilmesini de... Şimdilik, yargı kararı olmadan tahliyeci hakimler FETÖ’cü oldukları belirtilerek sürgün edildiler ve perde kapandı... Ama toplumun zihnindeki soru işaretleri devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Ocaktan, “Bu arada şeffaf yönetim anlayışına dikkat çekmeyi, kesinlikle büyük yatırımlara, projelere karşı olmak babında söylemediğimi özellikle belirtmek durumundayım. Aslında AK Parti iktidarı ülkede önemli yatırımların altına imza attı, ancak kuruluşunda ortaya koyduğu ‘şeffaflık’ ilkesiyle arasındaki mesafeyi açtığı için toplumda oluşan negatif algıyı yönetemez hale geldi. Esas itibariyle bugün AK Parti’nin yaşadığı güven krizinin temelinde de bu ilkesel savrulmalar yatmaktadır” görüşünü savundu.

Yazının devamı için tıklayın