Eski AKP milletvekili ve Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, "Bütün iktidarlar eleştiriden pek hoşlanmazlar, canları sıkılır ama hiçbir zaman kendilerine yönelik sivil eleştirileri asla bir ‘ihanet’ ya da fitne-fesat işi olarak görmezler. Ancak son dönemde iktidara yönelik eleştiriler, ‘ihanet’ kapsamı içinde değerlendirilmeye başlanmıştır. Mesela muhalefet partileri, ya da medyadan gelen eleştiriler doğal demokratik bir hakkın kullanımı olarak değil, doğrudan iktidarı yıkmayı hedefleyen, hatta dış güçlerle ortaklaşa kotarılan bir eylem olarak görülmektedir." düşüncesini dile getirdi.
Ocaktan, "Dünyanın bütün demokratik toplumlarında muhalefetin de hedefi iktidar olmaktır, bu hedefe ulaşmak için de iktidarı icraatlarından dolayı eleştirirler. Yani iktidarı değiştirip kendileri iktidar olmak isterler. Demokrasi dışı sistemlerde nasıldır bilemem, ama demokrasilerde bundan daha doğal bir hak olamaz. Eğer demokratik bir sistemden yanaysak, sistemin özünü oluşturan ‘kuvvetler ayrılığı’ ve ‘denge-denetleme’ unsurlarını da kabul etmek zorundayız. Aksi taktirde kafamıza göre takılırız ki, bunun adı başka bir şey olur..." görüşünü savundu.
Ocaktan yazısında şunları kaydetti:
Galiba özellikle Müslüman ülkelerde iktidar eleştirilerinin, doğrudan iktidarı yıkmak, ya da fitne çıkarmak biçiminde anlaşılmasının temelinde tarihsel mirasımızın bulunduğunu kabul etmek gerekiyor. Çünkü dört halife dönemi dahil (Hz. Ebubekir hariç), Müslüman dünyada neredeyse bütün iktidar değişimleri ne yazık ki hep kanlı olmuştur. Mesela Hz. Osman katledilerek iktidardan indirilmiş, Hz. Ali’nin bir harici tarafından şehit edilmesinden sonra, iktidara Muaviye tarafından el konulmuştur. Emevi saltanatı da Abbasiler tarafından yıkılmıştır. Aynı şekilde Osmanlı’da da iktidar mücadelelerinin kanlı olduğunu ve hatta hanedan içinde yürek sızlatıcı şehzade katliamlarının yaşandığını hepimiz biliyoruz.
Yazının devamı için tıklayın