Eski AKP Milletvekili ve Yeni Şafak yazarı Mehmet Metiner, 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonları ve Gezi Parkı protestoları sırasında eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, AKP'nin kurucularından olan, eski Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç ile dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun tavrını eleştirerek bu isimlerin 'FETÖ'yü desteklediklerini ileri sürdü.
Metiner, bugünkü yazısında eski bakanlar Muammer Güler, Zafer Çağlayan, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar’ın da isminin geçtiği 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının “Erdoğansız AK Parti” için yapıldığını öne sürdü.
17-25 Aralık sürecinde eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, tavrını eleştiren Metiner, şöyle devam etti: “FETÖ’cüler Erdoğan’ı tasfiye edip AK Parti’nin başına kendilerinden birini getirmiş olsalardı Türkiye’yi kendileri her anlamda yönetir hale geleceklerdi. 17/25 Aralık sürecinde içimizden birilerinin derin bir sessizlik ve bekleyiş sürecine girmelerinin, hatta suret-i haktan görünerek içeride dershaneler sürecinden başlayarak ayak diremelerinin sebebi buydu. Reis’in en büyük sorunu içeridekilerdi. Hatta o dönemde en yakınında tuttuklarıydı. Çankaya’da oturan Gül içeridekilerin en güçlü hamisiydi.”
“Gezi olayları esnasında Çankaya’da Gül ile yurt dışı seyahatte iken Başbakan Erdoğan’a vekâlet eden Arınç’ın sergilediği ortak dil, bu projenin ete kemiğe bürünmüş halinden ibaretti” diyen Metiner, "Erdoğan’ı tasfiye operasyonu" dediği 17/25 Aralık'a Davutoğlu’nun da destek verdiğini yazdı.
17/25 Aralık ile ilgili kurulan “Yüce Divan” AKP’nin içindeki isimlerin muhalefet ile birlikte ‘evet’ oyu kullandığını yazan Metiner, şöyle devam etti: “Kendi partimin o tarihteki genel başkanının ve muktedir yardımcısı Arınç’ın bizzat bu operasyonun içinde olduklarını bilmeme rağmen düz bir milletvekili olarak takındığım bu tutum, sonrasında bana siyaseten bedel olarak dönmüş olsa bile, şerefle anacağım bir hatıra olarak kaldı. O tarihte Davutoğlu-Arınç ikilisi karşısında gerdan kıranların pek çoğu yeni dönemde de varlıklarını sürdürebildiler. Siyasi maharet ve esneklik böyle bir şey olsa gerek.”
“’Erdoğan’sız AK Parti’nin artık imkânsız bir proje olduğu görülünce bu kez ‘AK Parti’siz Türkiye’ projesinin devreye alındığını öne süren Metiner, 6’li muhalefet zirvesiyle ilgili “Yuvarlak Masa’da oturanlara bir bakıldığında kimlerin kimlerle hangi amaç için bir araya getirildikleri görülür” düşüncesini dile getirdi.
Yazının tamamını okumak için tıklayın
