Gündem

Eski AİHM yargıcı Rıza Türmen: Türkiye, cemevi kararını uygulamak zorunda

"AİHM'in kararı sonrası yapılması gereken bir yasa değişikliği"

27 Nisan 2016 14:50

Eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Yargıcı Rıza Türmen, AİHM Büyük Daire’nin "Alevilerin tüm hakları yerine getirilmeli; cemevlerine yasal statü tanınmalı" kararına ilişkin olarak, "Devlet, bu kararı uygulamak zorunda" dedi.

Rıza Türmen, Hürriyet'ten Gamze Kolcu'ya yaptığı değerlendirmede Büyük Daire’nin kararıyla ilgili şunları söyledi:

“AİHM’nin diğer tüm kararları, Alevilerin spesifik sorunlarına değinirken, bu karar bütün Alevilerin sorunlarını kapsayan, Aleviliğin Türkiye’deki konumuyla ve özüyle ilgili Büyük Daire kararı. Devlet birtakım bilirkişi raporlarında, ‘Alevilik ayrı bir inanç, din değildir; Sufi tarikatıdır’ diyor. AİHM, bunun devletin tarafsızlığıyla bağdaşmadığını, tanımın ancak Aleviler tarafından yapılabileceğini söylüyor. Dinsel toplulukların otonom olarak var olma hakları vardır. Bunun reddedilmesinin devletin tarafsızlığıyla bağdaşmadığına vurgu yapılıyor.

 

"Devlet sınırını aşıyor"

 

Kararda, ‘Alevilerin inançlarını uygulamaları devletin keyfine bırakılmış’ diyor. Alevilerin ihtiyacının tolerans, hoşgörü değil devlet tarafından tanınmak olduğu vurgulandı. Kararda, ‘Birinci sorun devletin tarafsızlığı, ikincisi ise inançlarını serbestçe uygulayamamaları’ denildi. Üçüncü olarak ise devletin takdir yetkisi sınırını aştığını söylüyor. Devlet Türkiye’de sünni inanca sahip olanları maddi yardımlarıyla desteklerken aynısını Alevilere yapmıyor. Diyanet’ten hizmet alamıyorlar. Sünni insanlarla aynı statüde olmalarına rağmen farklı muamele görüyorlar.

 

"İhlal nedeni tanınmama"

 

Kararın uygulanması, ihlale yol açan nedenlerin ortadan kaldırılması anlamına geliyor. İhlale yol açan temel neden Aleviliğin ayrı bir din, inanç olarak devlet tarafından tanınmaması. Aleviliğin devlet tarafından ayrı bir inanç olarak tanınması gerekiyor. İkincisi, devlet diğer sünni inanca mensup insanlara ne yardımda, ne gibi hizmetlerde bulunuyorsa Alevi inancına mensup insanlara da aynı şekilde devlet bütçesinden kaynak ayırmalı, ibadethane olarak tanınmalı. Bu kararın uygulanması Alevilerin sorunlarını büyük ölçüde ortadan kaldırır. Devlet Alevilerle ilgili sayısız çalıştay yapıyor. Devletin bunların hiçbirini yapmasına gerek yok. Devletin tek yapması gereken bu kararları uygulamak. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46’ncı maddesi, bu kararların bağlayıcı olduğunu ve devletin kararları uygulamakla yükümlü olduğunu söyler. Uygulamayı Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi denetler. Karar gelir, gündeme alınır oradaki büyükelçiye, ‘Devletin kararı uygulamak için neler yapıyor’ diye sorulur. Yapılması gereken yasa değişikliği ise yasa değiştirilmeli, uygulama eksikliğiyse bunun giderilmesidir. Devlet sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirmek zorunda.”