Eski ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump arasında gerçekleşen zirveyi değerlendirdi. Wilson, "İlk görüşme için gayet başarılıydı, özellikle ilişkilerin yolunda gitmediğini düşünecek olursak” dedi. Rakka'ya yönelik operasyon kapsamında YPG'ye ağır silah verilmesine ilişkin karara imza atan ABD yönetiminin "silahların takibinin yapılacağı" şeklinde söz vermesine değinen Wilson, "YPG’ye verilen silahlara ne olduğunun takip edilmesi, amacına uygun kullanılması başarılı olur mu, bilemem" diye konuştu. Wilson, Türkiye'nin YPG'yi PKK'nın Suriye kolu olduğunu ileri sürerek terör örgütü olarak kabul etmesine ilişkin olarak da "Kişisel görüşüm, YPG kesinlikle PKK’nın bir uzantısı. 'İkisi başka şey' diyenler kendini kandırıyor" görüşünü dile getirdi.
2005’te, George W. Bush döneminde Ankara Büyükelçisi olarak atanan Wilson, AKP iktidarının ilk yıllarında görev yapmıştı.
Ross Wilson'ın Habertürk gazetesinden Nalan Koçak'a verdiği söyleşi şöyle:
Ankara için Erdoğan-Trump görüşmesi ilşkilerde yeni bir sayfa açtı. Bu beklenti gerçekçi mi?
Gayet gerçekçi ve normal. Şunu unutmamak gerek Trump seçilmeden önce, iki ülke ilişkilerini daha zor hale getiren mevzular değişmedi. Ama her iki tarafta da “Neler yapabiliriz?” arzusu hâkim.
Basın toplantısında Trump, DEAŞ ve PKK’ya karşı Türkiye’ye destek verdiklerini söyledi. Ancak YPG’nin adını anmadı. Neden?
Böyle durumlarda başkanlar genel mesajlar vermeye çalışır. Başkan, Türkiye-ABD ilişkileri ya da belirli konularda geniş kapsamlı bir açıklama yapmadı. Ortak tarihin altını çizdi. Ben olsam, hangi konunun eksik olup olmadığı üzerinde fazla durmam.
- Sizce Türk tarafının Washington ziyareti başarılı mıydı? Türkiye istediği şeyleri alabildi mi?
Başarıyı nasıl tanımladığınıza bağlı. Bundan kastınız YPG’nin silahlandırılması meselesini çözmekse, büyük çözüm beklemek gerçekçi değil. Bence ilk görüşme için gayet başarılıydı, özellikle ilişkilerin yolunda gitmediğini düşünecek olursak.
"Trump, YPG'yi silahlandırma fikrini değiştirmedi"
- Peki sizce görüşmenin başarısız bir tarafı oldu mu?
Açıklamalara da bakacak olursak YPG’yi silahlandırma konusunda ABD fikrini değiştirmedi. Bu çok ciddi bir sorun. Ancak “Çözüm için hiç ilerleme sağlanamadı” demek de doğru değil. Bunu zaman gösterecektir.
- Zor görünüyor ama Trump YPG’yi silahlandırma kararından döner mi?
Bu pek mümkün görünmüyor. Mesela PKK konusunda işbirliği artabilir. Belki ABD’nin YPG’yle çalışma yöntemi ve oyun planı konusunda bazı şeyler değişebilir. Ama ABD’nin hedefi operasyonu birkaç hafta içerisinde başlatmak.
"YPG-PKK başka diyen kendini kandırıyor"
- Az evvel, “ABD, PKK konusunda işbirliğini artırabilir” dediniz, ama bir çelişki yok mu? Türkiye YPG’yi PKK’yla eşdeğer görüyor. Birine destek verirken, diğeriyle mücadeleyi artırmak ne kadar tutarlı?
Kişisel görüşüm, YPG kesinlikle PKK’nın bir uzantısı. “İkisi başka şey” diyenler kendini kandırıyor. Fakat bu bahsettiğimiz ayrım, ABD ordusunun ve şimdi görüyoruz ki Trump yönetiminin fikri. Beyaz Saray’a göre, ikisi arasında ‘bir anlamda’ fark var. PKK’dan kaynaklanan güvenlik meseleleriyle, YPG’nin Türkiye-Suriye sınırında gücünü pekiştirmesi farklı şeyler. YPG’yi silahlandırmanın getireceği potansiyel riskler, PKK’nın Türkiye’ye yönelttiği tehditten farklı. Yönetimin vardığı sonuç Türkiye’ye PKK konusunda yardım ederken, DEAŞ’la mücadelede -alternatifi olmadığı için- YPG’ye destek olmak. Ama pratik olarak ikisini ayırmak zor olacaktır.
"Silahların takibi başarılı olur mu, bilemem"
- ABD, Rakka operasyonuna YPG’yle başladığında, Türkiye’yi teskin eder mi? Mesela Türkiye’nin korkusu YPG’ye verilen silahların PKK’ya geçmesi. ABD bu konuda adım atar mı?
Adımlardan birini az evvel konuştuk, PKK’ya karşı işbirliğini artırmak. Bir diğer adım da YPG’ye verilen silahlara ne olduğunun takip edilmesi, amacına uygun kullanılması olabilir. Başarılı olur mu bilemem.
- Bazı ABD’li yetkililer, YPG’ye verilen silahların geri alınacağını söyledi. Ancak Pentagon’dan, “Silahlar alınmayacak” açıklaması geldi. Kafa karıştırmıyor mu?
Yorumunuza şunu ekleyebilirim: ABD’de kopan gürültüyü ve yönetimin iç siyasete odaklanmış olduğunu unutmayın. Tüm bunlar nedeniyle verilen mesajlar arasında koordinasyonu sağlamak zor olabiliyor.
"Gülen'e ev hapsi konusunda bazı ihtimaller olabilir"
-Yargı sürecinin yanında, Ankara Washington’dan bazı idari kararlar almasını bekleyebilir değil mi? Mesela FETÖ’nün faaliyetlerinin kısıtlanması gibi...
ABD yönetiminin Gülen hareketinin peşine tamamen düşebileceğinden emin değilim. Mesela okullar daha çok yerel yönetimlere bağlı, federal yönetimin bu konuda söz hakkı kısıtlı. Türk tarafı bildiğim kadarıyla Gülen’in ev hapsine alınmasını istiyor. Bu noktada bazı ihtimaller olabilir. Ancak böyle bir adımın da mahkemeye götürüleceğinden emin olabiliriz. Sanıyorum ki adalet bakanlığı başkanı bu konuda çok dikkatli davranmaya zorlayacaktır. Çünkü Trump ev hapsi gibi bir karar alırsa, karar mahkeme tarafından durdurulabilir.
-Son sorum çok doğrudan olacak. Türkiye-ABD ilişkileri neden bu hale geldi? Yanlış giden neydi?
Obama yönetiminin ilk döneminde ilişkiler baharını yaşadı. Fakat daha sonra pek çok şey yolunda gitmedi. Washington açısından mesela Ermenistan’la normalleşme gerçekleşmemesi, İsrail’le ilişkilerin kopması, Suriye meselesindeki farklı bakış açıları... Bunların hepsi birikti. Tüm bunlara, ABD’nin Türkiye’deki iç siyasi konulardan duyduğu endişeyi ekleyin.
"Erdoğan itidali ve dikkatli mesajlar verdi"
- Rakka operasyonu başladığında Türkiye’den sert bir tepki bekliyor musunuz? İncirlik’i kapatmak gibi...
Bence Erdoğan’ın ABD’de verdiği mesajlar gayet itidalli ve dikkatliydi. ABD’yle ilişkilerin kendisi ve ülkesi için ne kadar önemli olduğunu görüyor. Suriye konusunda ABD’yle zıtlaşmak istemiyor. Bence bir tepki verilecekse bu gayet özenli olur.
- Evet ama bazı ABD’li uzmanlar, “Türkiye Rakka operasyonunu zorlaştırabilir” düşüncesinde...
Umarım böyle olmaz. Zaten hükümetlerimiz arasında güvensizlik olmasa da bir yanlış anlaşılma var, özellikle de ordularımız arasında. Hatırlayın, Türkiye Suriye’ye hava operasyonu düzenlediğinde ABD askerleri operasyon bölgesine 6 kilometre uzaklıktaydı. Bu, büyük güvensizlik yarattı. Umuyorum ki böyle bir noktaya gelmeyiz, bunu beklemiyorum da.
- Bir yanda yılların müttefiki Türkiye, diğer yanda YPG... Neden ABD, YPG’yi seçti?
Sahadaki en etkili güç olduğu için. Diğer bölgesel güçler kara gücü sağlamak istemedi. Durum bu kadar basit.
- Ama Türkiye operasyon için bir plan hazırladı, kara gücü gönderebileceğini söyledi.
Öyle zannediyorum ki ya ABD’li yetkililer planı gerçek bir niyet olarak algılamadı ya da planın detaylarını konuşmak ve ayarlamanın çok uzun süreceğini düşündüler.
- FETÖ elebaşısı Gülen, Erdoğan-Trump görüşmesinin en önemli konularından biriydi. Sizce Trump yönetimi bu konuda bir adım atar mı?
Adım atılacaksa, yargı çerçevesinde olur. Özellikle iade konusunda, başkanın tek taraflı yetkisi yok.