T24 Haber Merkezi
Geçen hafta salı günü Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Kamuda atama usullerine dair’ üç numaralı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi, özellikle Dışişleri Bakanlığı bünyesindeki atamalarla ilgili tartışma konusu olmuştu. Kararnamenin yayımlanmasının ardından, 2010-2014 yılları arasında Türkiye Washington Büyükelçiliği görevini yapan emekli büyükelçi Namık Tan, Twitter üzerinden "Diplomatlığın ihtisas mesleği olmaktan çıkarılması ve sıradanlaştırılması çok yanlıştır" yorumunda bulundu.
İleride pişmanlığa sebep olacağı açıktır
'Diplomatlığın ihtisas mesleği olmaktan çıkarılması ve sıradanlaştırılmasının kurumsal çöküntüye ve dış ilişkilerde tahribata yol açmasının kaçınılmaz olduğunu' söyleyen Tan, kişisel Twitter hesabından yaptığı paylaşımda "Mevcut tarihi birikimi, tecrübeyi, hafızayı alelacele kenara itmenin ileride pişmanlığa sebep olacağı da açıktır" uyarısında bulundu.
Yeni düzenleme neler getiriyor?
Dışişleri Bakanlığı'nda, herhangi bir kurumda 5 yıllık devlet memuru olan bir görevli, dış politikaya yön veren birimlerin başına 'büyükelçi' olarak atanabilecek. 'Kamuda atama usullerine dair' üç numaralı Cumhurbaşkanlığı kararnamesine göre, genel müdür olabilmek için 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. maddesindeki genel şartlara ve en az dört yıllık yükseköğrenim mezunu olma koşuluna ek ‘Kamuda veya uluslararası kuruluşlar ile özel sektörde veya serbest olarak en az beş yıl çalışmış olmak’ maddesi eklenerek tüm devlet memurlarına diplomatlık kapısı da açıldı.
Yükselmenin kriterleri yok
Bakanlıkta terfi sistemini düzenleyen kanunda da değişikliğe gidildi. Büyükelçiliğe kadar yükselebilmenin ilk adımı olan başkatiplik sınavı için belirlenen kriterler değişti ve bunun 'yönetmelikle' düzenleneceği belirtildi. Aynı şekilde konsolosluk ve ihtisas memurları için de yükselmenin kriterleri için de benzer bir düzenleme yapılacak.
"Getirilen düzenlemeler, liyakata bağlı terfi ilkesini aşındıracak"
Hürriyet yazarı Sedat Ergin ise dün (18 Ağustos 2018) konuyla ilgili kaleme aldığı yazısında diplomatlık mesleğinin, diplomasiye önem veren bütün ülkelerde, uzmanlığın ön plana çıktığı, bu çerçevede özel bir eğitim ve kariyer kriterlerine bağlı olarak yürütülen bir alan olduğunu vurguladı. "Dışişleri Bakanlığı, profesyonel ölçülerini büyük ölçüde koruyarak önemli bir geleneği bugünlere dek taşımış, yaşatmış olan bir devlet kurumudur" açıklamasında bulunan Ergin, getirilen düzenlemeyle birlikte liyakata bağlı terfi sisteminin değiştiğini ve bakanlığın bu konuda risk aldığını söyledi. Ergin açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:
"Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, geçen hafta görevini yeniden üstlenmesi dolayısıyla düzenlenen törendeki konuşmasında, hem AB hem de Dışişleri bakanlıklarının başında bulunduğunu hatırlatarak, 'Gerçekten Türkiye’nin en iyi kadrolarının ve en çalışkan insanlarının bulunduğu iki bakanlıkta görev yapmak herkese nasip olmaz' diye konuştu ve ekledi:
“Dışişleri’ndeki personel sadece Türkiye değil, dünyada herkesin saygısını ve takdirini kazanmıştır. Sizlerle beraber çalıştığım için kendimi her zaman şanslı sayıyordum”
Dışişleri Bakanlığı’nın, Çavuşoğlu’nun da işaret ettiği üzere uluslararası alanda bu ölçüde takdir kazanması, büyük ölçüde geleneklerini, profesyonel ölçülerini koruyabilmiş, kendi kariyer sistemini işletebilmiş olmasının bir sonucudur.
Getirilen düzenlemeler, liyakata bağlı terfi ilkesini aşındıracağı için bu geleneği zayıflatma potansiyelini taşıyor. Yeni dönemde Çavuşoğlu’nun önündeki önemli sınamalardan biri, kendi bakanlığını buradaki risklerden nasıl koruyacağıdır."